• BIST 8728.32
  • Altın 2240.582
  • Dolar 32.336
  • Euro 35.1296
  • Lefkoşa 17 °C
  • Mağusa 18 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 16 °C
  • İskele 18 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 6 °C

DARBE

Ali KİŞMİR

Ankara resmen Kıbrıslı Türklerin iradesine darbe gerçekleştiriyor…

Aslında yıllardır bunu kapalı kapılar ardında gerçekleştiriyordu…

Ancak artık iş öyle bir noktaya geldi ki, hiç çekinmeden açık açık irademize saygısızlık yapmakta ve Kıbrıslı Türklerin seçilmiş olan liderini hedefine alarak ona darbe girişiminde bulunmaktadır…

İşin acı olan tarafı ise, kendine ilerici ve sol diyen kesimlerin bu durum karşısında en ufak bir ses çıkarmamasıdır… Ankara işini öyle bir iyi yapıyor ki, gerektiği yerde sendikaların önüne bir yem atıyor ve onları en hassas oldukları yerden vurup gerçekleştirdiği darbe girişiminden uzak tutuyor…

Gerektiğinde ise, önümüzdeki seçimlerin hesabını yapan partilere attığı kemiklerle onları etkisiz hale getiriyor… Önce ifade özgürlüğüne saldırarak bu darbe girişimine start verdi…

Kıbrıslı Türklere korku salarak onların boyun eğmesini sağlamaya çalıştı…

Ancak 26 Ocak da hiç de beklemediği bir tepki ile karşılaştı…

Onbinlerce insan sokaklara dökülüp hem iradesine sahip çıktı hem de Ankara´nın bu “Kalkışma”sına tepki koydu… Açıkça “Bu memleket bizim” dedi…

Bu hazımsızlığı yaşayan Ankara daha sonra Kıbrıs’taki belirli çevrelere tavır almaya başladı…

En başta da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı´ya…

Çünkü Akıncı ısrarla kimseye biat etmiyor, aksine toplumunun sesi oluyordu…

4´lü koalisyon hükümetinin de sonu aslında benzer sebeplerden dolayı geldi…

Orada da hedef Serdar Denktaş´tı!..

Denktaş, her ay bir şekilde maliyeyi çeviriyor ve maaşları ödüyordu…

Bu da Kıbrıslı Türkler arasında, “Demek ki Türkiye’ye bağımlı olmadan da bir şekilde ayaklarımız üzerinde durabiliyoruz” algısını yarattı…

Ankara ısrarla para göndermeyerek bu algıyı kıramaya ve maaşların ödenemez duruma gelmesiyle ülkede kaos yaratmaya çalıştı…

Fakat tutmadı!..

Aksine Serdar Denktaş, “Protokol neden imzalanmıyor” sorularına, “Gidip Erdoğan´a ve elçiye sorun” diyerek Ankara´nın gerçek niyetini ortaya çıkardı…

Yani bir anlamda sorunun KKTC`de olmadığını göstererek topu Ankara´nın kucağına bıraktı…

Ankara da bu durum karşısında açık bir şekilde kendisine biat eden prensi Kudret Özersay´ı kullanarak hükümeti devirdi… Yani darbenin ikinci ayağını da gerçekleştirdi…

Fakat bu da Kıbrıslı Türkler tarafından normal karşılanmadı!..

Bir anlamda alıcısı olmadı!..

Özellikle Denktaş´ın istifası Ankara´nın niyetini ortaya çıkarırken, Özersay´ın da maskesinin düşmesini sağladı… Darbenin üçüncü ayağı ve aslında esas hedefi için ise Ankara resmen düğmeye bastı…

Buradaki işbirlikçileri ile kendisi istifa etmedikçe görevden alınamayacak makam olan cumhurbaşkanlığına sistematik bir saldırı içerisine girdiler…

Akıncı´yı yok sayarak darbenin üçüncü ayağını da tamamlayıp o makama itaatkar bir kişiyi getirme derdindeler… Esas hedef olan bu makama sahip olmak isteyen Ankara işini şansa da bırakmak istemiyor…

O nedenle şimdi Özersay´ı kullanıp tüm tepkiyi onun üzerinde toplamak ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tufan Erhürman´ı öne çıkartarak Akıncı´yı devirme peşinde…

Şimdi esas oğlanın kim olduğunu anladınız mı?

Peki, ilk iki darbesi Kıbrıslı Türkler tarafından kabul görmeyen Ankara`nın bu üçüncü girişimine Kıbrıslı Türklerin tepkisi ne olur?

Çok net bir şekilde Kıbrıslı o sandıkları sağcısı ve solcusuyla patlatarak iradesine sahip çıkar…

Çünkü tarih, her daim coğrafya karşısında kaybetmeye mahkumdur…

  • Yorumlar 1
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları