• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • Lefkoşa 27 °C
  • Mağusa 28 °C
  • Girne 29 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 28 °C
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 20 °C

Gül Mevsimi 

Hatice İNTAÇ

Tek satır dökülmüyor kalemimden Ellerim tutsak bugün Yorgunum!.. Gözlerim ufka dalıp dalıp gidiyor Bir meçhul ki duygularım İçinden çıkılmıyor Yarı uyur yarı uyanıktı gece Yine de sabaha ulaşmak vardı Çiğli,serin!. Bir tutam menekşeyi koklamak sonra Meftun olmak anılara O günlerin hatırına Aşkın ürperdiği yerde dolaşmak vardı O masum beldede Hayalet olurcasına Bıçak açmazken suskunlukları Lâl olmuşken dilim Kelimeler düğüm düğümken boğazımda Yine de; Toprağın kokusunu basıyorum bağrıma Uykusuz gecelerin düşlerine sığınıyorum Sarılıyorum her seferinde sevdalı şarkılara.         ( “O günlerin hatırına” adlı şiirimden) Bir Nisan sabahında yazmaya ayarlamışken kendimi, masamdaki ışık oyunu aldı gözlerimi. Duvarlarda, masada dans eden farklı ışıklar yaşamın aydınlık ve karanlık yüzünü anlatır gibiydiler sanki. Güneş ışıklarını ne güzel yönetiyor! Doğa ne kadar esrarengiz ve güçlü! Her mevsim bir başka güzel! Değişmek için mevsimleri izlemek bile yeterli. Hele mevsim ilkbaharsa ve etrafı renklerle kokular sarmışsa; sevinçle, coşkuyla değiştirmeli geçmişten kalan hüzünleri. Vazodaki güllere ve leylâklara bakıyorum. Bunlar ilkbahar çiçekleri! Gül mevsimidir ilkbahar. Yeniden doğuşa çağrı mevsimi!.. Kaç şiir yazılmış, kaç şarkı yapılmış güller üstüne ve ne çok rengi var güllerin… Sonsuz olmasa da ömür tıpkı güller gibi; değmez mi açmaya onlar gibi?.. *** Yağmurlu günler artık gerilerde kaldı. Bir daha sel felaketleri olur mu olmaz mı onu Allah bilir de, sanırım toprak bu kış sudan nasibini bol bol aldı. Bundan sonra olsa olsa kısa süreli bahar serpintileri olur. Nergisler, sümbüller ve şebboylar yerlerini menekşelere, lalelere bıraktı. Renklerle bezendi her taraf. Doğa o kadar doğurgan; o kadar mucizelerle dolu ki!.  Bir şeyleri yok ederken yerini yenileri ile dolduruyor. Yakında kırlangıçlar da gelecek ve kısacık ömürlü bahar, yerini uzun bir yaza devredecek. Durgun ve parlak denizleri ile günü; ışıl ışıl yıldızları ile geceleri süsleyen uzun bir yaz. Bu yüzden bu günlerin kıymetini bilmek ve değerlendirmek lazım. Nedense ben böyle zamanlarda kapalı yerlerde duramam,dışarıda olmak isterim.Hele o ‘dışarısı’ beton yığınları ile bozulmamış,tabiattan bir köşe olursa!.. Sessizlik ve uçuk çiçek kokusu!.. Böyle bir ortamda insan, nasıl da uzaklaşır düşüncelerinden, hatta nasıl da arınır içinde biriktirdiği tortularından! Bu yüzden yine kendimi dışarılara attım. Girne’nin denize komşu bir semtinde; henüz yeni tomurcuklanan erguvanların ve çiçeklere bürünmüş ağaçların çevrelediği uzun bir yoldayım. Doğanın bahşettiği sukûneti ve huzuru yakaladığım bu yolun bitmemesi için adımlarımı yavaşlatmak gereği duyuyorum adeta.  Biliyorum ki kalabalığa karıştığım anda bu tılsım bozulacak, bir telaş, bir hengame başlayacak ve ben biraz önceki  öz” ümden çıkacak; dışarıdaki hayata uyum sağlamak için rol” ümü oynamaya başlayacağım.Bu da beni çok yoracak!. İnsanlar yalnız kaldıkları zaman öz kimliklerini bulurlar. Dış dünyada yaşananlar bir tiyatro sahnesinde rolünü oynamak gibi bir şey sanki. Herkes üstlendiği rolü başarı ile oynamaya çalışır ama gerçek kimliğinden ve özünden az veya çok uzaktır. Yalnız kalınca ve hele aynalarla yüz yüze gelince artık rol yapmak gereği duyulmaz. İşte o zaman kendini bilen insan yaptığı hataları, kırdığı kalpleri düşünür ve pişmanlık duyar, belki aynadaki aksinden bile utanır. Günümüzde acaba kaç kendini bilen” kaldı ki?..  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları