• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • Lefkoşa 24 °C
  • Mağusa 22 °C
  • Girne 25 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 22 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 21 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sahibine Mesajlar
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Narin Şefik, Seçimlerde sizin için en büyük sorunun oy verme şekli olduğunu söylediniz. Ve Meclis’in daha az komplike bir sistemi seçmesini arzu ettiğinizi kaydettiniz. Ayrıca halk oylaması yasasının tadilata gitmesi gerektiğine vurgu da yaparak 2018 yılında daha toleranslı olunmalı, dünyada bu işler nasıl yapılıyorsa, bizim de bunlara yasal zeminde ayak uydurmamız lazım dediniz.Da, aman Narin hanım. Kış uykusundan uyanıp yaz uykusuna başlayan bizim Meclisi Mebusan’ın müdavimlerini dürtmeyin. Bırakın uyusunlar. Günde yarım dakika çalışmakla çok yoruluyorlar. Üzmeyin garipleri. Arkadaşların maşallahlıkları var. Sanki saatin akrebi gibidirler. İçlerinden hiç hareket etmek gelmiyor.

**

Merkezi İhale Komisyonu Başkanlığı, Tasfiye halindeki Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın (KTHY) Lefkoşa’daki genel müdürlük ve yönetim binalarını 22 Haziran Cuma günü üçüncü kez açık artırma usulüyle satışa çıkartıyorsunuz. Açık artırma 11.00’de başlayacak diyorsunuz. Merkezi İhale Komisyonu tarafından 22 Mayıs’ta yapılan açık artırmaya hiçbir başvuru olmamıştı da dediniz. Sn. üyeler, sihirli işaret parmağını birileri sallarken ve hıımmm sakın derken siz birilerinin açık artırmaya katılacağını mı sanıyorsunuz. KTHY’nın İhtiyat Sandığı ile diğer borçları birileri tarafından neden istendi dersiniz. Borçlara karşılık binanın önce devlet tarafından iç edileceği sonrada bir kula nasip edileceğini Metin Şentürk bile gördü. Armstrong ABD’dengidilecek köyün minarelerini görmeye başladım derken siz kimi kandırıyorsunuz dersem ayıp etmiş olmam değil mi? Birileri, boğazıma takıldı KTHY binası. Üç kere sırtıma vur helal de, alışık değilim harama, ondan olacak herhalde diyor. Arif hoca ise yukarıdan bir yerlerden ‘İnananı da derken sadece öptüm diyor 

**

Sn. Ayşegül Baybars İçişleri Bakanı olarak YDP Başkanı Erhan Arıklı’ya verdiğiniz cevapta, Taşınmaz Mal Komisyonu'nun 13 yılda 8 iade kararı aldığını ancak herhangi bir inşaat ruhsatı verilmediğini söylediniz. Ayrıca Finans modeli yaratılması noktasında şerefiye vergisiyle ilgili çalışmalar yapıldığını ve bunların Türkiye yetkilileriyle görüşüldüğünü belirttiniz. Kısacası diplomatik dili Türkçeye tercüme ettiğimizde, Rum malı tutanlar hazır olsun. Türkiye’nin onayı ile hazırladığımız ‘Zeytin Ağacından’ mamul Şerefiye kazıcıklarını, zeytinyağına bulandırmadan şerefli bir şekilde hart diye geçireceğiz. Artık zam kazığı bir yerleri az mı parçalar, yoksa darmadağın mı eder onu icraattan sonra göreceğiz demeye getirdiniz. .Vallahi gelişiniz Mehter Marşı ile oldu ama galiba bu gidişle ‘İzmir Marşı’ ile gideceksiniz.

**

Sn. Biray Deliceırmak Piyangolar Birimi’nin 18 Haziran Devlet Piyangosu çekilişinde büyük ikramiyenin satılmayan bilete isabet ettiği ikramiyenin devredildiğini öğrendik. Kısacası 400 bin Törkiş Liranın yanısıratoplamda 724 bin Törkiş Liranın tedavülde olduğunu ve 15 TL bilet parasını bastıran herkesin keseyi doldurabileceğini anladık. Vallahi ne diyeyim yeme de yanında yat desem yeridir. Sevgili Biray kusura bakma yazıma burada nokta koymak zorundayım. Biletler bitmeden yetişmeliyim. Yazıya Noktayı koydum. Biliyorsun noktadan sonra cümle büyük harf ile başlar. Alacağım bilet sonrasında inşallah güne büyük harf ile başlarım.

**

Sn. Ferda Ekinci  sabah yan koltukta oturan kadın konuşurken istemeden kulak misafiri oldum. Hastanelerde koroner kalp yoğun bakım üniteleri ağzına kadar doluymuş. Yoğunluk bitecek gibi değilmiş. Kocası için anjiyo sırası almış. "Bakalım bugün olmadı, yarın da bizi alacaklarmış sıraya." dedi. Tanıdığım her beş kişiden ikisi ya tansiyon ya da kalp damar hastası. Üstelik gençler de tehlike altında diyorsun. Da, Bileşik Faiz bilmem ne faizi ile aldığı borç bin katına çıkan. Döviz yükseldi TL ‘Tumba ‘ oldu sıkıntısı ile 4 kuruş parası 2 kuruşa inen. Mazot, benzin zammı derken, Elektrik zammı ile ceryanın tepmesine maruz kalan halk ya kalp. Ya tansiyon yada yediği ilaçlı ürünlerden dolayı kanserden tahtalı köye gidiyor. Gitmeyenler ise işte böyle hastane köşelerinde sıra bekliyor Ferda Hanım, bazı yeteneksiz idarecilere vereceğimiz ne oy nede yürek kaldı. kızgınlıklarım içimde kor oldu fırsat bulsa bunları toprağa gömecek.

**

Sn. Hakkı Celal Önen her sabah radyo veya tv'lerden yerel gazete manşetlerini dinledikçe gerçekten ben Kıbrıs'ta mı yaşıyorum yoksa hiçbir kuralın, insani hiçbir ilişki ve saygının olmadığı ahlaksızlar, hayasızlar, hırsızlar, kabadayıların hakim olduğu, kısacası Kıbrıs’ımızda alışkın olmadığımız olay ve tiplere dair bu haberler beni gerçekten çok sevdiğim, eğitimim sonrası mesleğimi icra etmek için severek döndüğüm bu memleketimden ciddi surette soğutmuştur. Şimdiki aklım olsa ne geri gelir ne de burada ailemi yaşatırdım. Yazıklar olsun bu topraklara ailemizin verdiği emeklere diyorsun. Sn. Önen, zaman geldiğinde bazı insanları çok sevdiğine ve arkasından gittiğine pişman oluyor insan. Hatta bunların gölgelerine bile bunların arkasından gittiği için sinirlenip öfkeleniyor. Önen hocam, tuttuğu elin kıymetini bilmeyenler, bir gün baktıkları ayağın tekmesini yiyeceğini öğrenecekler.

**

Sn. Semen Gündoğdu Kula,  doğup büyüdüğüm, her türlü sıkıntısını sizinle birlikte yaşadığım Lefkoşa’yı bir hayvan sever olarak her canlı için daha yaşanılabilir bir düzeye getirmeye katkı koymak üzere Halkın Partisi 11 numaradan adayım diyorsunuz. Hayvanları sevenler başımızın tacıdır. Sn. Kula ben kahveyi herkesle içmem. Çünkü her kahve aynı tadı taşımaz. Nerede içiyorsan kiminle içiyorsan tadı ona göre değişir. Ama bir canlıya büyük önem verenler ile içtiğim kahve bana büyük tad verir. Yürümekte olduğunuz yolda başarılar dilerim.

**

Sn. Beşparmak Köyü sakinleri, Girne-Tatlısu Anayolundan köy girişi esnasında meydana gelen trafik kazaları sizlere illallah dedirtti. Kulaklarında pamuk olan birileri sizin feryatlarınızı duymadı. Bu nedenle sizde dikkat çekmek için yol kapatma eylemi gerçekleştirdiniz. Vallahi iyi de yaptınız. Radar istiyoruz derken, dikkatli olun. Çünkü bu efendiler analarına susamasın diye ‘Renga’ bile almaz. Zaman, zaman bunlara bakıp gülümsüyoruz işte.  Kimine yalandan. Kimine bunlara inattan. Ve unutmayın ‘Vaatler” bittiği zaman vaatlerin “kahramanları” işsiz kalır.

**

Sn. Hüseyin Nurçin,Mağusa Belediye Başkan adaylığınız hayırlı olsun. Ülkemizde yerel yönetimlerin verdiği hizmetlerin yeterli olmaması bir yana asli görevlerini bile yerine getirmediklerini vurguladınızBirçok belediye için bunu çokta doğru söylediniz. Tüm Mağusa’ya güvenlik için mobese kameralar kurulacak. Çanakkale ve Gülseren göletti ıslah edilerek, göletlerin etrafında ışıklandırma yürüyüş yolları ve kafeler ile doğayla iç içe sosyal alanlar yapılacak dediniz. Sn. Nurçin, bende Lefkoşa’ya denizi getirme uğraşı içerisindeyim. Taş Ocaklarının patlata patlata soğan zarı kadar bıraktıkları alanı, Guspo ve Liveri ile iki darbede yıkıp, denizi oradan akıtacak ve Lefkoşalıyı evinden denize atlama pozisyonuna getireceğim. Sana da bana da kolay gelsin diyorum.

**

Sn. Eralp Serifoğlu, paylaşımında, canım Ülkemden Haberler:Cas çalışanları İşsiz kalıyor. Öğrenciler fuhuşa zorlanıyor. Maganda kurşun yağdırıyor.Sahiller peşkeş çekiliyor. İnsanımız trafikte, İşçiler inşaatlarda ölüyor diyorsun. Da, hocam neden ticari borcundan dolayı hapishaneye düşenlerden, Bileşik faizden dolayı 5 bin TL’lerin 95 bin TL olduğundan,. Kanser, kalp yetmezliği ve tansiyon hastalıklarında dünyada ilk sıralarda olduğumuzu yazmıyorsun be hocam. Eralp hocam, 7 bufor şiddetinden fırtınaya dönüşen rüzgar sanırım mutedil esmeye başladı. Rüzgar dindi. Özür dilese bile dal artık kırıldı be hocam.

**

Sn. Derman Saraçoğlu, sosyal medyadaki paylaşımında, bir Türkiyelinin otelinde, Türkiyeli korumalar bir Türkiyeliyi dövdü.Vahşet Kıbrıslının, Kıbrıs’ın boynuna kaldı diyorsun. Sevgili Derman, bu besleme, nankör Kıbrıslıları önce kesmeli. Sonra doğramalı ve en sonda yakıp küllerini denize atmalı dedin. Bak Derman’ım, bizler ciğercinin kedisi gibi camdaki ciğere bakıp yalanmayı sürdürürsek. Ve yediğimiz tekmelere rağmen miyav derken, özgür sokak kedisinin felsefesini benimsemezsek daha çok boynumuza yafta gibi asılacak şeyler olacak. Halk olarak bizim efendilerinyaptıkları yanlışları hep silmeye çalıştık. Ancak hataları mürekkeple yazmışlar. Oysa biz halk olarak hep kurşun kalem silgisiydik. Sildik sonra azaldığımızla kaldık.

**

Sn. Serdar Akgüç Lefkoşa Belediye Meclis Üyeliği adaylığınız hayırlı olsun. Açıklamanızda, 24 Eylül 1969 İngiltere Londra'da doğdum.  Londra Temizleme Evinin direktörü olarak çalışmaktayım. 18 yıldır British Council’da çalışmaktayım. Ve UBP’den belediye meclis üyesi adayıyım diyorsunuz. Sn. Akgüç, müsaadenizle Lefkoşa ile Londra arasında Everest ile Beşparmak dağları kadar fark olduğunu size hatırlatmak isterim. Londra’da sistem hâkimken, burada sistemsizlik hâkimdir. Londra’da öksürürseniz buralarda fıtık olursunuz. Yapılacak hata sonrasında kalemler oynarken, yürekleri de kırar. Ancak kırılan yürekler düzelir. Fakat sizin yüreğinizi kıran kelimeler sanırım akıldan gitmez. İnşallah bunlara katlanırsınız. 

**

Sn. Osman Amca, Kıbrıs Türk İnşaat Taşeronları Birliği Başkanı olarak yaptığınız açıklamada, KKTC’de yapılmakta olan inşaatların sayısının coğrafya ve insan popülasyonu ihtiyacının üç katından fazla olduğunu söylediniz. Bu durumun da sektör açısından tedirginlik yaratacak boyutlara ulaştığını vurguladınız. Sn. Amca, bence inşaat sayısı ülke geneline göre çok az. Hesaplara göre, az olan nüfusu çoğaltmak için Suriye’den 100 bin. Türkiye’den 200 bin. Türkiye’ye göç eden Afganlardan 50 bin ve kaçak, köçek derken siz bu inşaatların kafi geleceğini söyleyebilirmisiniz? Sevgili Osman, küskünlüğüm hayata değil, içindeki beş para etmez bazı insanlara. Bıkkınlığım ise, aslında onların yüzüne bakmak zorunda kalmaktır.


Günün Fıkrası:

Babam damda kedileri kovalıyor

Bir gün babası çocuğunu eczaneye gönderir ve viyagra almasını söyler. Çocuk koşar adımlarla eczaneye gider ve eczacıya utanarak-
"Babam beni viyagra almam için yolladı.." 
Eczaneci de ona bir paket viyagra verir ve sıkı sıkı tembihler:
-"Babana söyle, bundan günde bir taneden fazla kullanmasın!."
Çocuk aldığı ilacı ablasina verir,
-"Abla babama söyle bundan günde iki taneden fazla kullanmasın."
Ablası aldığı ilcı annesine verir ve der ki:
-"Anne, babama söyle bundan günde üç taneden fazla kullanmıyacakmış."
Evin hanımı da kızından aldığı ilacı eşine verir ve
-"Herif bundan günde dört taneden fazla kullanmıyacakmışsın ." der.
Evin herifi de daha iyi olsun diye beş adet ilaç yutar ve sonra film kopar. Ertesi gün eczaneci işyerine giderken kaldırımda oturan çocugu görür ve merakli bir şekilde sorar.
-"Eee ufaklık, ne oldu verdiğim ilaç ise yaradımı"
Çocuk aglayan gözleri ile eczacıya bakarak der ki:
-"Evet çok işe yaradı, annem öldü, ablam hamile, benimde kıçım ağrıyor. babam ise damda kedileri kovalıyor..."


Günün Sözü:

gunun-sozu-013.jpg

Günün Fotosu:

gunun-fotosu-080.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler