• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • Lefkoşa 21 °C
  • Mağusa 19 °C
  • Girne 24 °C
  • Güzelyurt 23 °C
  • İskele 19 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sn. Hamza Ersan Saner, Elye'de düzenlediğiniz mesafe kuralına hak getire, maskenin Allah’lık olduğu görüntülere bakarken, yaptığımı siz sakın yapmayın diyerek, önümde sigara içen doktorum aklıma geldi. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut’un, sergilediğiniz bu tavrın, diğer insanların da bu rahatlığı göstermesine neden olabileceğine ve riskin de giderek büyüyeceğine vurgu yaptı. Sn. Saner, alınan kararların yazboz tahtasına döndüğü ülkemde, doğru yapılanları kaybettiklerimize inan yanmıyoruz. Ama kaybettiklerimiz arasından inan en çok kaybettirdiğiniz aklımızı özlüyorum.

**

Sn. Ali Pilli,  bu pandemi sürecinde, sağlık ile ilgili olarak canınızı yiyorsunuz. Ama inik minik tatarinnik ya bundadır yada şunda denilerek havassu garayanni modelinde alınan kararlar sonrasında, vakaların artmasına dur diyemiyorsunuz. Okullar, Meyhaneler, kapansın dediğiniz noktada, bazı bölgelerde örneğin İskele, Mağusa arasındaki köylerdeki meyhanelerin full çekmesi ve siyasilerin dolaştığı, gezdiği ve bulunduğu yerlerde kim korkar hain kurttan pardon Cavit efendiden (Covit 19) modunda görüntüler yansıması, sanırım sizi kalpten götürecek. Sn. Bakan, pandemi ile ilgili süregelen hayatın bazı püf noktaları vardır. Eğer siyasi erk bunlara dikkat etmez ve ettirmezse, hem onlar hemde halk olarak bizler ömrümüzün geri kalanını, ‘tüh’ noktalarında geçiririz. Sonuçta görünüşüne aldandığımız şeylerin hiçte göründüğü gibi olmadığını ve bugün bizlere hayat veren suyun bile, yarın bizi boğabileceğini anlayacağız.

**

Sn. Fırat Ataser, 40 yaşında genç bir insanımızın virüs nedeniyle hayatını kaybetmesinin yanı sıra, 51 yaşındaki bir muhtarımızın solunum cihazına bağlanmasına atıfta bulunarak, insan sağlığının, kumarhanelerin açık kalmasından daha önemli olduğuna vurgu yaptınız. Ve kimsenin parasının, insan hayatından önemli olmadığını belirtiniz. Sn. Ataser, birilerinin parası insan hayatından önemli değil tamam. Ama seçim zamanı sağlayacakları destek ile Padişah koltuğundan veya General rütbesindeyken, seçimi kaybedince Generallikten başçavuşluğa inmeme sanırım birileri için çok önemlidir.

**

Sn. Ahmet Sennaroğlu, Belediye Başkanlığını yaptığınız Büyükkonuk’ta, ‘Yok artık’ dedikleri akıl almaz olaylara bir yenisi daha eklendi.  Sevcan Çerkez tarafından yapılan ve 2011 yılında Büyükkonuk parkına konulan, Kıbrıs’ın iki değerli tiyatro ustası, Kemal Tunç (Allikko) ile Osman Balıkçıoğlu’nun (Caher) heykellerinin başlarının kesilmesi ‘El insaf’ dedirtti. Türkiye’de ne varsa burada da olacak cümlesine uyduğunu ve Türkiye’de bazı yörelerde Atatürk heykelinin başının kesilmesini örnek alan bazı ‘Vandallar’ın iki değerli sanatçının heykellerinin başlarını kesmesi, vatandaşlara, bir ağaçta gül de diken de bir tarlada ot da b… biter dedirtti. Ayşaba, insanoğlunun tek bir etkili silahı vardır. O da kahkahadır. Ama biz bu Vandalların yaptıklarına bakarken kahkahalarımızı ağzımız ile değil, münasip bir yerimiz ile atıyoruz. Ve sizleri g…. Dinlesin deriz dedi.

**

Sn. Gülşah Manavoğlu,  Meclisi Mebusan’ın kürsüsünden yaptığınız konuşmada, babamın adı Hıdır elimden gelen budur demeyen ancak öyle bir görüntü yansıtan bazı bakanlara ma be ama bu yalanlardan vazgeçin çünkü ipliğiniz pazara çıktı imasında bulundunuz. Rum tarafında 7000 bin civarında test yapılırken ve 160 dolayında pozitif vakaya rastlanırken bizde yapılan 1100 teste 30 dolayında pozitif vakaya rastlanması orantıya vurulursa aynidir dediniz. Yalanlar ile halkı kandırmayın derken, yalanlar ile halkı rahatlama yerine alacağınız tedbirler ile halkı rahatladın. Çünkü halkımız bu doğruyu anlayacak düzeydedir dediniz. Ah Gülşah Hanım ah, biz halk olarak bugüne kadar yalan imparatorluğu kuranları çok gördük. Ve zaman geçtikçe kimsenin kimseden farkı olmadığını anladık. Kimileri yalanı daha iyi söyledi. Kimileri ise oyunu daha iyi oynadı. Bunların söyledikleri ne kadar silinirse silinsin, ya silginin izi kaldı defterlerinde, yada yırtıldı silinen defterin sayfası.

**

Sn. Doğuş Derya, vaka sayıları ve ölümler artıyor, üstelik kronik rahatsızlığı olmayan genç insanlar da vefat etmeye başladı dedin. Hükümetin, istikrarsız kararlarını, yap-boz tahtasına dönmüş uygulamalarını, koltuk bölüşmesine saplanan iç kavgalarını, ‘Ekonomi Çökmesin” argümanının arkasına saklamaya çalıştıklarına vurgu yaptın. Bu arada ne ekonominin, ne eğitimin ne de sağlığın kaldığını ve ülkeyi darmaduman edenin, sadece virüs olmadığını, hükümetin beceriksizliği olduğunu belirttin. Sevgili Derya, suç sadece hükümette değil ki. Suç sanırım, daha önceki suçları nedeniyle hadım cezasına çarptırılıp, fazlalıkları budanmasına rağmen ısrarla hadım edilenlerden çocuk yapmasını bekleyen biz halktadır da. Acının karşısında kahramanlık olmayacağının yanı sıra, doğru sözler paylaşıldıkça, doğru düşüncelerin artacağını da bu vesile ile öğrenmiş olurlar. 

**

Sn. Kazım Ant, geçmişte Mazbatalar ile ilgili yapmış olduğunuz girişimler sonrasında, birçok kişiyi hapse girmekten kurtarırken, faiz yasası ve benzer yasaların kısmen iyileştirilmesine de büyük katkınız olmuştu. Sizin gerek halkın umursamazlığı veya kadirşinaslık duygusundan yoksun oluşu, gerekse pandeminin yarattığı sıkıntılar nedeniyle, son günlerde köşenize çekildiğinizi gözlemledik. Ve bu nedenle hukuk devletinden ‘Avukat devletine dönüşen ülkede birilerinin yeniden ‘Mazbata’yı hortlatmaya çalıştığına tanık olduk. Sn. Ant, mesele bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu unutanlar değil. Mesele, lordlar Kamarasının hakim olduğu ülkede, bir elini sıcak sudan soğuk suya sokmayıp, milyonları cebine indirme meselesi de değil. Mesele evine kriz nedeniyle ekmek götürmekte zorlananların borcunu ödeyemediği için tekrar hapis edilme yarışı meselesidir. Ve o mesele bıraktığınız ipin ucunu tekrar tutma meselesidir.

**

Sn. Özdemir Berova, geçtiğimiz Cumartesi günü gittiğiniz berberde çalışan çırağın, coronavirüs pozitif olduğunu öğrendiğinizi ve berber salonunda çalışanların tamamının birinci derecede temaslı olarak karantinaya alındığını belirttiniz. Bu nedenle en azından berber salonunda çalışanların test sonuçlarının çıkana kadar kendinizi evde izole etmeyi uygun gördüğünüzü kaydettiniz. Sn. Berova, öncelikle geçmiş olsun der ve bu belayı sadece bu kadar ile atlatmanızı temenni ederiz.  Cavit Efendi (Covit 19) belası görüyorsunuz ki bakan, bakmayan, Başbakan, Boşbakan ve vekil tanımıyor. Yakaladığını değil, kaçanı da tutup öpüyor. Yağmur duasına çıkmadan önce meteorolojiyi dinlemenin her zaman faydalı olduğu gibi, aldığınız kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmenin de sanırım bu berber olayı size göstertmiş oldu.

**

Sn. Hasan Esendağlı, ülkenin önde gelen bir kurumu olan Barolar Birliği başkanı olmak sanırım, her kula nasip olmaz. O makama oturunca Bir koyundan iki post çıkmayacağını ve birisine yaranırken bazı şeyleri göremezden gelemeyeceğinizi de sanırım bilmeniz gerekir. Yani, hükümete şirin gözükmeye çalışıp, dut yemiş bülbüle dönüşmekte sanırım o makama oturanlara yakışmaz. Başbakan ile Başbakan Yardımcısının gezi resimleri ile ilgili sorulara bu fotoğraflar yeterince konuşuyor diyerek yorum yapmaktan kaçınmanız başka yorumlara neden oldu. Ayşaba, dünyadaki yaşam süresince, o şekilde yaşamalısın ki, öldüğün zaman tabutçu bile matem tutsun derken, bazı makamlar bir klasik gibidir. Herkesin okumuş olmayı istediği, ancak 3 maymunlar nedeniyle kimsenin okumak istemediği eserdir dedi. **

Sn. XX-XX bir fizyoterapist olarak sanırım maşallahlığınız var. İnsanları her taraflarına uyguladığınız çalışma ile rahatlatırken, özellikle fazlalıklarına yaptığınız uygulamalar sonrasında onları müthiş rahatlattığınız söyleniyor. Mesleğinizi icra ederken, bazılarına gösterttiğiniz özel itina sonrasında ve aranızda mesafe bırakmayarak mesleğinizi icra etmeniz memnuniyet yaratıyor. Ancak bu fizik tedavi yönteminizin Cavit amcaya (Covit 19) da çağrı yaparak, şimdilik 10 kişiyi öptüğü söyleniyor. Sn. XX bizim KKTC For Ever’de bizi idare ettiğini sananlar size ve sizin gibilere andilla koyarak görmezden gelerek bakar. Yaptıklarınız ayyuka çıkınca da seni hatırlamayıp, Arif Hoca’nın dediğini başları derde girmemek için söyleyip Haaa. S....ri  basarlar.

**

Sn. Erden Aşardağ, İç Hastalıkları Uzmanı olarak, korona virüs salgını ile ilgili açıklamalarda bulundunuz. Ve Girne bölgesindeki yayılmanın nüfusa oranla Türkiye’den iki kat fazla olduğunu belirttiniz. Ayrıca, Girne bölgesinde tam kapanma yapılmadan vaka sayısında düşüşün gerçekleşmeyeceğine de vurgu yaptınız.  Sn. Aşardağ, başkası düştü mü, “Çürük tahtaya basmasaydı” deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmış olmasından şikayet ederiz. Mavro yerimo tahtanın sağlam tarafı kalmadı ki. Her tarafı çürük. Bile bile lades olmaktan anamız ağlarken, andilla koyarak uzaktan bakan bizi yönettiğini sananlar da geride play back ve vokal yapmaktan yorulmadı.

**

Sn. Emirali Hamit, bir ay içinde tam dört kez sabah sekizde babanızı, ninenizi, dayınızın kızını ve ablanızın kocasını yani eniştenizi kaybetmeniz, bir insanın başına gelecek en kötü ve en üzücü olaydır. Sözün bittiği yerdeyiz. bu yalan dünyaya geldiğimiz gibi göçüp gidiyoruz. Hiç kimse birbirinin kalbini kırmasın üzmesin dediniz. Başınız sağ olsun.  Tüm ailenize sabırlar diliyorum. Ancak, çorak tarlada ürün yetişmeyeceğini bile bile ayni tarlaya güzelim tohumları ekmeye çalışan bu halka üzülmemek elde mi? Olgunlaşan başak gibi boynunu büken ve güneşe bakan ayçiçekleri gibi sürekli bir yerlere bakıp esas duruşta duran, emir erlerinin bu duruşlarına kırılmamak mümkün mü?  Benim, dümeni iyi çevirmek için kaptan yapılanlara söyleyecek sözüm yok. Zaten pandemi sürecinde aklını başına alan halkın büyük bölümünün bazı siyasileri dışarıda bırakacak olması onlara yetiyor.

GÜNÜN FIKRASI

Askere gerek yok

Dünyada suç işleyip Cehenneme gönderilenler Allah tarafından kamplara ayrılmış. Bir gün Cehennemi teftişe giden bir Melek, etrafı tel ile çevrili içinde ateş yanan bir kuyunun başında durmuş.

 Kuyunun başında ellerinde otomatik silahlar bulunan Amerikan Askerleri sürekli olarak kuyuya bomba atıp ateş ediyorlardı. Melek askerler niçin bomba atıp ateş atıyor diye sorunca kuyudan kaçmak isteyen çok. Bunun için Amerikan askerleri buraları korumakla görevli demiş. Melek kafa sallayarak yürümüş.

Biraz ileride bir başka kuyu görmüş. Onun başında da Nazi Askerleri habire tuttuklarını fırına atıyorlardı. Yine bomba ve makineli tüfekler ile kuyuya da ateş ediyorlardı. Kafa sallayarak yine yürümüş bizim Melek. Öyle bir yere gelmiş ki, kuyunun etrafında ne tel örgü var. Nede asker. Cebrail efendiye niçin bu kuyunun başında asker yok diye sormuş. Cebrail hemen cevap vermiş. Bu kuyuda Kıbrıslılar var. Kuyudan çıkmak isteyeni diğer Kıbrıslı ayağından tutup aşağı çekiyor. Kuyunun duvarına basıp yükselmek isteyeni de ayağından aşağı indiriyorlar. Bunun için buralarda askere ve bekçiye ihtiyaç yok demiş.

GÜNÜN SÖZÜ108056808_281140146294641_8253288603304716148_n-002.jpg

GÜNÜN FOTOSU

142148561_2478346212459463_4599906399338720765_n.jpg142231467_697986264242518_5158778580921173634_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler