• BIST 10357.16
  • Altın 2453.016
  • Dolar 32.2206
  • Euro 34.7527
  • Lefkoşa 31 °C
  • Mağusa 27 °C
  • Girne 28 °C
  • Güzelyurt 31 °C
  • İskele 27 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 23 °C

Başkanlık Sistemi İyi Mi? Kötü Mü? Çare Mi? (2)

Cenk DİLER

Dün tanımlamasına başladığımız Başkanlık Sistemi’nin olmazsa olmazlarını 3 ana başlık altında sıralamıştık. Bunlar; Başkanın doğrudan halk tarafından seçilmesi, Yürütme organının, yasama organı tarafından görevden alınamaması, Yürütmenin tek kişiden oluşması idi. Yapanın yanına kar kaldığı ülkemizde, YÜRÜTME erkinin belli olması ve TEK kişide toplanmasının HESAP VERİLEBİLİRLİK açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini belirtmiş ve “tutanın elinde kaldığı” sistemimizden her bakanlık sorumluluğunda yapılmakta olup da sorumluların ortaya çıkarılamadığı/çıkarılmadığı çarpık uygulamalardan örnekler vermiştik. Başkanlık Sistemi denilince, aklımıza tabii ki Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulanan SİSTEM gelmektedir. Gerçekten de hemen hemen tüm siyaset bilimciler bu konuda görüş birliğine varmaktadırlar. Bu sistem ne zaman ve nasıl doğmuştur. Kısaca bilgi vermekte fayda var. 1780’li yıllarda ABD, kendi iç çatışmalarıyla  boğuşurken diğer taraftan İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesini vermiştir. Bu mücadeleden galip taraf olarak ayrılan ABD, 1783 yılında sınırlarını oluşturan on üç devleti bir araya getiren bir hükümet sistemini denemiştir. Bu sistemin başarısızlığı kısa sürede anlaşılmış ve 1787’de yeni bir sisteme geçilmiştir. İlk anayasa ile birlikte bu tarihte tesis edilen Başkanlık Sistemi, a) Başkan, b) Senato ve c) Temsilciler Meclisi yapısında kurulmuştur. Bu sistemde başkan iktidarı, senato aristokratları ve temsilciler meclisi ülkede demokrasiyi temsil ederek her kesimin bir arada yer aldığı yeni bir yönetim modelini oluşturmuştur (http://www.hasansari.com.tr/yazi/65/baskanlik-sistemi:-genel-hatlar). Sistemin tarihçesine çok kısa olarak, Tufan Erhürman Hocamızın kitabından da bakalım; “… ABD’deki başkanlık sisteminin, İngiliz Kralı III. George’un yönetiminin yolsuzluklardan ve monarşiden arındırılmış bir modeli olduğu güçlü bir biçimde iddia edilmiştir. ABD’deki hükümet sistemini tasarlayanların bunu yaparken İngiliz monarşisini örnek olarak almaları 18. Yüzyılda hiçbir monarşik özelliği bulunmayan bir yürütmenin tahayyül edilmesinin çok kolay olmayışı, ABD’nin kurucu babalarının etkisi altında kaldıkları teorisyenlerin İngiliz modelinden ilham almaları, bu kişilerin karma monarşik yönetimlere gizli bir hayranlık beslemeleri ve bu toprakları uzun süre sömürge olarak egemenliği altında bulunduran İngiltere’yi taklit etme arzusu gibi sebeplerle açıklanmaktadır. ABD’nin kurucu babalarının daha çok 1750 İngiltere’sinin etkisi altında olan bu yarı-monarşik tahayyülü, George Washington’un şahsında kişiselleştirmiştir. 1750’de İngiltere’de yetkiler Kral ile Parlamento arasında paylaşılıyor. Parlamento, Kral’ın onayıyla yürürlüğe giren yasalar yapıyor. Kral ve bakanları da bu yasaları yürütme işlevlerini yerine getiriyorlardı. Nitekim,Tunaya’ya göre, ABD’deki başkanlık sistemi, İngiltere’deki sınırlı monarşinin (meşrutiyetin) bir cumhuriyet rejimine aktarılmasından ibarettir.” Denmektedir. (Tufan Erhürman, “Çare Başkanlık Sistemi Mi?” Işık Kitabevi Yayınları, Lefkoşa, 2011 sf. 41). Bu sistemin öncülüğünü ABD yapmış ve günümüzün en başarılı uygulayıcıları arasında halen yerini korumaktadır. Dünya üzerinde başkanlık sistemi ile yönetilen başka ülkeler de var mıdır? Evet. Başarılı olsun ve olmasın başka birçok ülkeler de başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Bu ülkeler şunlardır: Afganistan Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Azerbaycan, Belarus, Bolivya, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Endonezya, Ermenistan, Ekvator, El Salvador, Filipinler, Guatemala, Güney Kore, Haiti, Honduras, İran, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs, Kolombiya, Kosta Rika, Liberya, Meksika, Nikaragua, Nijerya, Panama, Paraguay, Peru, Seyşeller, Sierra Leone, Sri Lanka, Sudan, Surinam, Şili, Tanzanya, Türkmenistan, Uganda, Uruguay, Venezuela, Zambiya gibi ülkeler sayılabilir (http://www.baskanliksistemi.com/baskanlik-sistemi-ile-yonetilen-ulkeler.php). Erhürman Hocam, kitabında, çeşitli haklı gerekçelerle, Güney Kıbrıs’ta şu an uygulanmakta olan sistemin, saf başkanlık sistemi olduğuna katılmamaktadır (sf. 77-86). Yukarıda sayılan ülkelerde uygulanan bu sistem ABD’de uygulanan kadar başarılı mıdır? Başarısız ise bunun nedenleri nelerdir? Bu başarısızlıklar, geçmişten gelen ve şu an olmayan bazı kötü uygulamaların belleklerde bıraktığı önyargılar mı? İlerleyen bölümlerde ve yeri geldikçe bu ülkelerden de örnekler vermeye çalışacağım. Yarın devamında buluşmak üzere… [review]

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları