• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • Lefkoşa 27 °C
  • Mağusa 28 °C
  • Girne 29 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 28 °C
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 20 °C

Bir masalda yaşamak!..

Hatice İNTAÇ

Önümdeki boş sayfaya bakıyorum ve ne yazacağımı düşünüyorum. Ekran bana bakıyor, ben ona. Dakikalardır bakışıyoruz.. Yazılacak konu bulmadığımdan değil; yazacak çok şey olduğundan ve duygularımla, düşüncelerim  bu yüzden karmakarışık olduğundan!.. Son günlerde televizyon kanalları, gazeteler yine iç karartan haberlerle dolu çünkü. Hele Tarsus’ta yaşanan Özgecan cinayeti aklımın sınırlarını zorluyor. Günler geçti, etkisinden hala kurtulamadım. Bu nasıl bir vahşet!. Nasıl bir canavarlık!. Hem de ne için?. Kadına hayvani güdülerle;  cinsel obje gözüyle bakıldığı için!.. Gencecik bir üniversite öğrencisi, ciğeri beş para etmez bir sapık, bir psikopat tarafından katlediliyor. Taptaze hayallerinin daha hiçbirini gerçekleştiremeden mezara giriyor; ailesi, yakınları ömür boyu sürecek acılara boğuluyor; insani duygulara sahip olanlarsa bu yüzden nefret ve kinle doluyor. Bir başka can sıkıcı haber Ercan hava alanında yüzlerce ağacın kesilmesi… Daha doğrusu katledilmesi... Bir zamanlar yeşil dediğimiz bu adada ne yazık ki yeşili yok etmek için yıllardır siyasiler ellerinden geleni yapıyorlar. Onlara söylenecek söz bulamıyorum artık. Bunlara benzer sayısız haberle içimiz kararıyor, yüreğimiz burkuluyor. Her gün bir ümitle dinliyorum haberleri belki iyi bir şey de duyarım diye ama yok. Yok işte!. Memleket bu halde iken Nisan’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili konuşmalar ve adayların her zaman olduğu gibi oy toplamak gayesiyle verdikleri sözler, ettikleri vaadler de maalesef hiç ümit vermiyor bana. Dereyi geçtikten sonra unutacakları sözlerine maalesef inanmıyorum. Şimdiki konuşmalarında samimi olabilirler; halkı bağırlarına basar edası takınabilirler ama seçim bittikten sonra halkla aralarına erişilmez duvarlar örmeyi de çok iyi bilirler onlar. Aralarında çok muteber olanları olsa da ne yazık ki sayıları bu gerçeği değiştirecek kadar değil. İyi niyetli haber yorumcuları halka bu seçimlerde doğru karar vermeleri hususunda dillerinin döndüğünce konuşsalar, yol göstermeye çalışsalar; kendilerini paralasalar da, ne yazık ki halkın siyasilere artık inancı kalmamıştır. Yıllardır  bu kısır  döngü devam ediyorsa; verilen sözler seçimden sonra hep “mafiş” oluyorsa nasıl inancı ve güveni kalsın ki!.. Yine de dileyelim de adayların halka en yakını, en sözünde duranı, henüz temiz olanı ve bu ülkeyi selâmete çıkaracak olanı seçilsin. Nasılsa neticede biri seçilecek ya!. *** Ne yazayım diye düşünürken ve adeta bir duygu karmaşası yaşarken, bunlar döküldü sayfaya. Oysa karar vermiştim; artık haber programlarını dinlemeyecek, izlemeyecektim.  Yine de içimdeki dürtünün, merakın önüne geçemiyorum işte. Esasen televizyonlarda izlenecek doğru dürüst program da yok ki!. Çoğu kanallarda yemek programları, tanıtım kampanyaları, moda, müzik, magazin programları, yarışmalar vs…Hele hele diziler!..  Senaryosu kimin kaleminden, hangi entrikacı, cadı kazanı yürekten çıktı diye merak ettiren ve “bu kadar da olmaz artık” deyip kanal değiştirten, sinir bozan diziler!.. Çok merak ediyorum; bunları Rütük’ün denetleme yetkisi yok mu diye!.. Gerçi çoğu özel kanal ve parayı veren düdüğü çalıyor ama yine de denetlenmeleri ve  toplum vicdan ve ahlakına aykırı olan bu tür yayınlara müdahale edilmesi gerekmiyor mu?. Arada kaliteli veya hoşunuza giden bir şey yakalıyorsunuz;  koltuğunuza seyretmek için rahatça yayılıyorsunuz ki; hooop!.. Reklâmlar!… En az yarım saat süren, konsantrasyonunuzu bozan keyfinizi kaçıran reklâmlar!. En beğenerek izlediğim belgesellere de artık çok az yer veriliyor veya hep tekrarları yayınlanıyor. Ben bu sabah çizgi film izledim desem güler misiniz? Ben de gülüyorum kendime ama yine de izliyorum. Hayatın gerçekleri o kadar bunaltıyor ki bazen, masal âlemine dalmak bana iyi geliyor. Konular, renkler o kadar saf ve temiz ki; bir süre de olsa beni dünyanın keşmekeşinden uzaklaştırıyorlar. Bu sabah “Kırmızı Başlıklı Kız”ı izledim. O masalı hepiniz biliyorsunuz. Hani küçük kız ormanda yaşayan babaannesine yemek götürmek için yola çıkar, ormanda bir sürü olay yaşar sonra kurtla karşılaşır vs. Orman manzarası o kadar huzur vericiydi ki;  onun yeşil rengini gözlerimden sanki gönlüme, ruhuma gönderdim ve huzur buldum. Keşke masallarda yaşamak mümkün olsaydı. Keşke dünya bu kadar kirletilmeseydi. Masalın sonu mu?. Hain kurt, kıza ve büyükannesine zarar veremedi. Avcılar tarafından yakalandı ve ormanla orada yaşayanlar ondan sonsuza dek kurtuldu. Dileyelim de insanlık; psikopatlardan, sapıklardan, yalancı, sinsi, çıkarcı, hain kurtlardan da sonsuza dek böyle kurtulsun!..

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları