• BIST 8822.84
  • Altın 3007.928
  • Dolar 34.2845
  • Euro 37.163
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 4 °C

Türkiye’den gelen paranın, gittiği yerler…

Ayşegül Garabli

Evet Sevgili Kardeşim, Her Kıbrıs konusu açıldığında ve Kıbrıs ile ilgili bir gerçeği öğrendiğinde, hiddetle tepki gösterip sorduğun o “Türkiye’nin gönderdiği paralar nereye gidiyor? “ sorusu var ya; işte bu gün, dilimin döndüğünce, gözümün göre bildiği kadarını, anlatmaya çalışacağım sana. 74 sonrası Kıbrıs halkının, üretimden kopartılıp, memur yapıldığını biliyorsun. İşte gönderilen paranın, büyük bir kısmı, memur maaşlarına gidiyor. Ama ne yazık ki, memur, emeğinin karşılığı olan bu maaşı, ödünç olarak alıyor. Zira , KKTC’de satılan, iğneden ipliğe, her şey Türkiye’den ithal edildiği için, maaş, tüccarlar yolu ile gerisin geri Türkiye’ye gidiyor. Tabi Türkiye’de de aynı mallar kullanıldığı ve bir çok firma yabancı sermayenin eline geçtiği için; sizin alın terinizin karşılığı ile birleşerek, yabancı ülkelere gidiyor. Yani demem o ki, memur emeği karşılığında aldığı parayı, yiyecek, içecek, ilaç, temizlik malzemesi, giyecek  ve hatta haberleşme için kullanıyor. Tabi tüm bu ürünler de, Türkiye’den, Türkiye firmaları tarafından getirildiği için maaşını geri Türkiye’ye ödemiş oluyor. Emek ver maaş al. Maaşı aldığın yerden, ürün al ve maaşı geri öde. Tam bir devir daim, söz konusu. Yani, Türkiye’den gelen paranın, hatırı sayılır bir kısmı, bu yolla Türkiye’ye dönüyor. Memur elinde kalan üç-beş kuruşu nereye ödüyor biliyor musun? Hani, çoğu Türkiye’de vergi dahi ödemeyip, zarar eden (!), sosyetenin, hafta sonlarında, bayramlarda v.s, uçaklar doluşup geldiği oteller ve casinolar var ya, işte buraların, ışıl ışıl yanan elektriğini ödemeye gidiyor. Yine, çocuklarınız, bir meslek sahibi olsun diye gönderdiğiniz, özel üniversitelerin, elektrik borçlarını ödemeye gidiyor. Zira, otellerin, casinoların, özel üniversitelerin, ödemediği elektrik paraları da halkın sırtına biniyor. Böylece sadece memur değil, tüm çalışanlar, tüm yükü üstleniyor. Eğer, çalışanın elinde bir miktar para kalmışsa, onu da, çocuğunun eğitimi için, yine Türkiye’den gelen defter, kitaba veriyor. Üç beş kuruş artırmayı başarmışsa, onu da, ya tedavi ya da tatil amaçlı yine Türkiye’ye getiriyor. Böylece, Türkiye’den gelen paranın, çalışana ödenen kısmı Türkiye’ye geri giderek bitmiş oluyor. Gelelim Türkiye’den gelen paranın, kalan kısmına. Kalan kısmın, bir bölümü de, yol yapımında kullanılıyor. Ancak, yol yapımı ihalesi direkt Türkiye’de açılıp, gerekli olan tüm ekipman Türkiye’den getirildiği için, Kıbrıslıya kalan sadece yol oluyor, tabi, o da, yol bitene kadar, iş makinaları tarafından eskitilmediyse. Zaten, oteller ve diğer işletmelerde olduğu gibi, yol yapımında da tüm çalışan, Türkiye’den getirtiliyor. Tüm bu işletmelerde, KKTC’ye ödenen bir vergi yok zaten. Türkiye’nin yürüttüğü diğer projelerde de durum aynı. Türkiye’den gelen para, direkt Türkiye’ye dönüyor. Gelen paranın, aşağı, yukarı %50 si bu şekilde bitti mi? Bitti. Gelelim diğer yarısına. Diğer yarının, çok büyük bir bölümü, cami, külliye v.s yapımı ve din eğitimi(!) için kullanılıyor. Ha sakın yanlış anlaşılmasın, burada yaşayanlar “dinsiz” oldukları için değil. Türkiye’de olduğu gibi, sadece siyasi amaçlarla harcanıyor. Bu kalemin, nereye, nasıl harcandığını, yetkililer de dahil, bilen yok zaten. Türkiye Hükümeti, buraya kendi eli ile atadığı memurlarına yaptırıyor bu işleri. Tabi, Türkiye’den gelen paraların, seçimlerde kullanılan kısmı da var. Bu kısım da, oy alımında kullanılıyor. Bu para da Türkiye için kullanılmış oluyor, zira murat edilen, istenilen hükümetin kurdurulması. Akıllı, uslu, söz dinleyen!!! Eveeettt, gelelim, Türkiye’den gelen paranın, son kalan, minicik kısmına. İşte o minicik kısım da, eğitime, sağlığa, hayvancıya, tarımcıya , yani geriye kalan sektörlere dağıtılıyor. Ancak bu kısım da, Türkiye için kullanılıyor. Bütçe yapılırken, resmi açıklanan nüfusa göre yapılıyor. Ancak adada yaşayan nüfus, resmi açıklanan nüfusun bir buçuk katından fazla olunca, yetmiyor. Yani açıklanan nüfus 400 bin, yaşayan nüfus 700 bin civarı. Dolayısıyla, eğitime ayrılan payı da, sağlığa ayrılan payı da , hesaplanandan iki kat fazla kişi kullanıyor. Türkiye, bakmakla yükümlü olduğu kişilere, iş, aş vermeyince, buraya gelmek zorunda kalan kişiler, hiç hesapta yokken, bu hizmetlerden yararlanıyorlar. Türkiye’de eğitim masraflarını karşılamak zorunda olduğu çocukları, göç yollarına düşüren TC Hükümetleri, bu çocukların eğitim masraflarını KKTC’ye ödemedikleri gibi, onlar için ayırdıkları pay da kasalarında kalıyor. Kısacası, Türkiye’den gelen paranın, kalan en küçük kısmını da, Kıbrıslılar, Anadolu’dan göç etmek zorunda kalan kardeşleri ile bölüşmek zorunda kalıyorlar. Evet, kardeşim, Türkiye’den gelen paranın, nerelere gittiğini, adreslerini bildiklerimi yazdım sana. Eğer bilmediklerim varsa, onları da sen araştır, bul ve hesabını doğru kişilerden sor, bir zahmet. Zira, KKTC’nin bütçesi sadece Türkiye’den gelen para ile sınırlı değil. Türkiye, KKTC’nin bütçe açığını tamamlıyor. Ancak, biz KKTC’nin kendi gelirlerinin harcandığı adresleri bile bilmiyoruz daha. Türkiye’den gelip, adresleri belli olmayan, paraların hesabını nasıl soralım? Ya da kimden soralım? TC’nin KKTC’deki  yetkililerinden mi? Kendi öz kaynaklarının hesabını bile veremeyen KKTC yetkililerinden mi? KKTC yetkilileri, yerli üretimi destekleyip, ihraç yapmaktan vaz geçse, kendi bütçemizi de karşılardık; kime hesap soracağımızı da bilirdik. Türkiye’den gelen para direk, Türkiye Hükümetlerinin bakmakla mükellef olduğu kişilere giderdi. “Türkiye’den gelen paralar nereye gidiyor?” aşağılaması ile de karşılaşmazdık. Soru, doğru adrese sorulurdu.    

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları