Soğuk ve yağmurlu Şubat ayından sonra Mart’a ulaştık. Bu ay her ne kadar bahar aylarından sayılsa da kışın etkisinden kurtulamayan; bazen güneşi, bazen de soğuğu, rüzgârı ve yağmuruyla hükmünü sürdüren, - iki arada bir derede kalmış- kararsız, dengesiz bir zaman dilimi olsa da, takvim olarak ilkbaharın ilk ayı.
Mart ayıyla birlikte bahara ulaştık ulaşmasına da bu sefer de başka sorunlarla karşılaştık. Oysa son cemrenin toprağa düşmesinden sonra yeni bir hevesle bahçelere koşacak, yeni filizlenen ağaçlar ve çiçeklerle, belki de toprağa ve saksılara ekeceğimiz yeni fidelerle ellerimizi çamura bulayacak ve bahara merhaba diyecektik. Olmadı!.. Çünkü bahçeler çam kese kurtlarının istilasına uğradı. Geçen yıllarda da hep bu aylarda ayni kâbusu yaşadığımız ve ilgili bütün birimlere şikâyetlerimizi yazılı-sözlü yaptığımız halde ne yazık ki bu konuda hiçbir önlem alınmadı veya alınmasına izin verilmedi. Orman dairesi yetkililerinden edindiğimiz bilgiye göre birkaç yıl önce bu zararlı böceklerin havadan püskürtülen ilaçla yok edildiğini ancak çevrecilerin itirazıyla buna son verildiğini öğrendik. Bu ilaç güya doğadaki kuş, kelebek gibi diğer canlılara zarar veriyormuş. Peki de bu böceklerin çam ağaçlarına, meskûn bölgelerdeki insanlara ve özellikle de çocuklara verdiği zarar ne olacak?.. Kuşlarla kelebekler uçup kaçabilirler de çocuklar ve alerjiden hastanelere yatan insanlar nereye kaçacaklar!..
Çevreci olmak, hayvanları sevmek ve korumak hepimizin görevi… Belki de ormanlık bölgelerde yaşayan insanlar onlardan daha da çok seviyorlar doğayı ve hayvanları ama insan sağlığına zarar verenleri de tabii ki bağrımıza basacak halimiz yok. Kaldı ki bu böcekler yok edilmedikleri takdirde toprak altına girip milyonlarca krizalit bırakarak toprağı da mahvediyorlar ve ertesi yıl misliyle yine çamları yok etmeye, insanları zehirlemeye devam ediyorlar. !.. Kaldı ki geçen yıl yapılan şikâyetlere cevap olarak da ilacın çok pahalı olduğundan dolayı ilaçlamadıklarını itiraf ettiler. Yani çevrecilerin şikâyeti bir yalandan ibaretmiş.
Çevre bakanlığı var mı KKTC de bilmiyorum (bilsem ne olacak sanki !..) ama orman dairelerinin olduğunu biliyorum. Muhakkak ki onların bağlı olduğu bir bakanlık da vardır ve orman ağaçlarını koruma onların en önemli görevidir. Öyle de olmalıdır. Çünkü ormanlar kurak iklime sahip adanın en önemli servetidirler. Bu yüzden ilkokul çocuklarına bile öğretmenleri çam ağacı diktiriyorlar zaman zaman. Fakat bu ağaçlar o kadar başıboş ve bakımsız bırakılmış ki; bakımsızlıkları yetmezmiş gibi, son zamanlarda sayıları her yıl artan çam kese kurtları tarafından zarar görerek cılızlaşıyor, hatta yok oluyorlar. Özellikle bu aylarda olgunlaşıp ağaçtan inen bu böceklerin sadece ağaçlara değil insanlara da çok zararı olduğu; hatta ağır alerjik hastalıklara yol açıp özellikle de çocukları hastanelik ettiği bilinmesine rağmen maalesef ilgili birimler bu konuda hiçbir tedbir almıyorlar. Sade bir vatandaşın bu konuda sahip olduğu bilgilerden bile yoksun olan, sözüm ona hükümet edenler her konuda olduğu gibi bu konuda da o kadar inanılmaz mazeretlerle çıkıyorlar ki karşımıza; buna cehalet mi, kayıtsızlık mı yoksa ihmal mi demeli?.
Geçen yıl ayni konudaki şikâyetlere karşılık ilgili bakanın cevabı komik denecek kadar saçmaydı. Mart ayında bu böcekleri tüketecek kuş türlerini getireceğinden bahsediyordu. Oysa böcekler bu yıl daha da çoğaldı..Kuşlar mı gelmek istemedi, yoksa mideleri mi bu tırtılları kabul etmedi anlayamadık Acaba sayın bakan ve orman daireleri bu tırtıllarla ilgili hiç mi araştırma yapmadılar? Toprak altındaki krizalitlerin çam ağaçlarında bir kese içinde kümelenmesinin Kasım ayında başladığını ve ilaçlamanın da o zaman yapılması gerektiğini bilmeyecek veya kayıtsı kalacak kadar mı duyarsızlar? . Kasımdan itibaren çam ağaçlarını kemiren bu böceklerin iyice beslenip, büyüyerek Mart ayında yerlere, yollara ineceğini; askerler gibi disiplinli, uygun adım marş misali birbirlerine tutunarak metreler boyunca uzanan, tüyleri zehirli bu hayvancıklarla ilgili hiç mi araştırma yapmadı?
Özellikle çam ağaçlarının yoğun olduğu bölgelerde yaşayanların korkulu rüyası olmasına rağmen bu konuda yetkili birimlerin hiçbir girişimi olmamaktadır. Onlar sadece bahçelerinde çam ağacı olan ve bu ağaçları kurutmak bir yana hem insana hem toprağa zarar veren bu böceklerden kurtulmak için bahçelerindeki çamı kesmek zorunda bıraktıkları insanlara engel olmayı, ceza yamayı biliyorlar.
Ne diyeyim!.. Acı bir gerçektir ki biz, böceklerle bile baş edemeyen bir iktidarın talihsiz halkı haline geldik. Hangi soruna çare buldular ki buna da bulsunlar?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.