Yine gençler yine motor kazası ve yine ölüm!

Bazen yolda otomobille seyir halinde yaklaşık 100/120 km hızla giderken,
Rüzgar gibi bir motorun gürültü ile yanımdan geçip gittiğini görüyorum.
Eminim birçoğunuz da benzeri durumlara tanıklık ediyorsunuzdur.

Önce vınnn diye ürküten bir ses, ardından çok güçlü makineye sahip bir motor görüyorum.
Beni geçip dakikalar içinde gözden kayboluyor.
Allah acısın  diyorum ve hemen kendi süratime bakıyorum.
Ve diyorum ki, ben 3.5 motor gücüne sahip otomobille 100/120 kilometre sürat ile gittiğime göre ve bu motor yanımdan jet hızı ile geçip gidiyorsa ve dakikalar içerisinde gözden kayboluyorsa kaç kilometre hızla gidiyordur?

200 kilometre ve üstü diyebilirim.
Şimdi yollarımızın durumu malum.
4 tekerlek üzerinde bile bu yollar da  gitmekte zorlanırken, 2 tekerlek üzerinde ve böylesi süratli motorlarla alt yapıdan yoksun yollar da bu denli süratli sürüş yapmak bana çok da akıl karı gelmiyor.
Nitekim görüyoruz duyuyoruz motosiklet kazalarını.
Bu kazaların nerede ise tamamı ölümle sonuçlanıyor.
Boşu boşuna bir tutku uğruna ölüyor genç genç  insanlar.
İşte önceki gün Lefkoşa-Güzelyurt güzergahında 2 gencimiz daha aynı akibete uğradılar.
Birisi anında hayatını kaybetti, diğeri yaşam mücadelesi veriyor.
Yazık günah değil mi?
Benim aklım bir türlü almıyor, gençlerin bu motorlara  bu kadar kolay ulaşılabilmelerini.

Ama diyeceksiniz ki parası olan alır.

Doğru.

Ve/fakat böylesi güçlü makinelere sahip motorların satış işlemlerinde belli prosedürler olmalı.

Şartlar ağır tutulmalı.

kriterler düşündürmeli bu tip güçlü motorlara sahip olmak isteyenleri.

Motor gücü yüksek 2 tekerlek üzerine tasarlanmış bu aletlerin belli kriterler aranarak satışa sunulması sağlanabilmeli.

Örneğin sigorta bedeli  motor gücüne göre belirlenemez mi?
Bu satışlara belli bir yaş kriteri getirilemez mi?
Bu makineleri kullananlara verilen ehliyet neye göre verilmektedir?
Gibi ilk akla gelenler sorular bunlar oluyor.

Genç genç insanlar motor gücü çok yüksek 2 tekerlekli makinaların üzerinde üstelik bu yollarda hergün ölüme sürüyorlar motorlarını.
Devlet etkisiz.

Aileler çaresiz.

Bu başka nasıl anlatılır.

Ben bilemiyorum.

Hiçbir izahı yok zira  motor kazalarından ötürü yaşamını yitiren onca insanın.

Ben eminim ki, birçok motor sahibi bunların idraki içerisinde değildir.
Mesela, mevsim itibarı ile ele alalım konuyu!

Yollarımız mevcut yapısı ile de zaten tehlike saçıyor.

Birçok yetersizliğe sahip.

 Bunlara  ısınan havalar, ve yollar da  sıcaktan eriyen katranların oluşturduğu kaygan zemini de eklerseniz, tam bir felaketle her an karşı karşıya kalınabileceği gün gibi ortadadır.
Üstelik 2 tekerlek üzerine yerleştirilen motor gücü yüksek makinelerle böylesi yollarda süratli seyir etmek kimse kusura bakmasın ama akıl işi değildir.
Şimdi hal böyle iken, devlet bu noktada politika geliştirmek durumundadır ki,kendilerini bu tehlikeden koruyamayacak kadar tutkularına yenik düşen akıl yolundan uzaklaşan insanları koruyabilsin.
Eğitim ve devletin politikası haline gelecek bir takım kriterlerin yüksek motor gücüne sahip motorlarda etkili olabilecek şekilde düzenlenmesi elzem haline gelmiştir.
Aksi takdirde bu motor kazalarının önüne geçilemeyecek.
Genç genç insanların bir hiç uğruna yaşamlarından vazgeçmeleri engellenemeyecek.
Kaldı ki, bu yaşananlar birer kaderden ibaret değildir.
Ne olursa olsun tutkular, bilincin önüne geçmemeli, aklı yok etmemelidir.