• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 21 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C

Şamar Oğlan…

Ayşegül Garabli

Bir gazeteci, polise giderek bir uyuşturucu çetesini ihbar etti.

Polisten çıkıp arabasına geldiğinde, arabasının hasar gördüğünü gördü.

Belli ki birileri, gazetecinin polise neden gittiği ile ilgili, haber uçurmuştu birilerine.

Başka bir gün, başka bir yerde kendisine “ mafya” diyen birileri, alacak verecek yüzünden yaşlı bir adamı hastanelik edene kadar dövdü.

Duyarlı bir vatandaş bu adamcağızı alarak polise götürdü.

Anında mafya bozuntularından , adamı polise götüren vatandaşa tehdit telefonları gelmeye başladı.

Belli ki, haber güvercini yine iş başındaydı.

Sonra bir polis müfettişi öldürüldü.

Katil zanlısı 70 yaşındaki kayınpederidir dendi.

Yaşlı kayınpeder tutuklandı ama çok hasta olduğu için hapishaneye gönderilmeyip, polis genel merkezindeki özel bir odada tutuklu kaldı.

Ancak bir gün bu 70 yaşındaki hasta tutuklu, iki tane eğitimli ve yapılı iki polisin ellerinden kurtularak (!), gözlerinin önünde merdiven korkuluklarına tırmanıp, kendisini 5. Veya 6. kattan polis genel merkezinde bulunan merdiven boşluğuna bırakarak intihar etti (!)

Dava da kapandı gitti.

Sonra nedeni hiçbir zaman belli olmayan ya da açıklanmayan polis intiharlarına tanıklık etti bu toplum.

Ardı ardına gelen bu intiharlar da, polisin içerisinde bulunduğu psikolojik yapı da araştırılmaya değer bulunmadı ne yazık ki!

En sonunda bir gün Polisin en başı çıkıp, “polis tehdit alıyor”, “işini yapamıyor” diyerek, medyadan isyan etti.

Adeta halkı yardıma çağırdı.

Ama halk bu çağrıyı dikkate almadı ve herhangi bir ses çıkarmadı.

Dolayısıyla polis de, trafikte ceza kesmek dışında önemli bir varlık göstermedi ya da gösteremedi.

Nihayetinde, polis darp edildi ve bir polisin dili kesildi.

Polis kontrolündeki hücreden 4 suçlu firar etti.

Başka ne olabilirdi ki?

Eğer polis kendi itibarını kurtarmak için kendi içinde iddia edilen çürük elmaları temizleseydi, ya da sindirilmiş ruhu canlandırsaydı, bunlar yaşanır mıydı?

Polisin içerisinde yasadışı örgütlerle iş birliği yapanlar var diye bir iddia atılıyor ortaya, polis bu konuyla ilgili bir açıklama yapma gereği bile duymuyor.

Bazı polis memurları, mafyalarla içki masalarında diye haberler dolaşıyor ortalarda, polis bunu araştırma gereği de duymuyor.

Sadece polisin başı halka şikayet etmekle yetiniyor.

İyi de bu halk ne yapabilir ki?

Kendi devletine bile bağlı olmayan bu teşkilatı nasıl savunup koruyabilir ki?

Eylem yapacak olsa bile kime yapacak?

KKTC Devletine mi, TC Devletine mi?

Şikayet etmeye kalksa kimi kime şikayet edecek?

Halk, Polisi uyuşturucu çetelerinden, mafyadan ve diğer suç örgütlerinden korumaya kalksa, halkın kendisini kim koruyacak?

O yüzden, bu ülkede daha kötü şeyler olmadan, polis örgütü ciddi bir sorumluluk üslenerek, temizliğe önce kendi içinden başlamalı.

Görevini kötüye kullanan, savsaklayan ya da, suç teşkil eden olaylara göz yuman, her kim varsa bunları temizlemeli ve toplumdaki itibarını, saygınlığını ve güvenini yeniden kazanmalı.

Aksi taktirde halk, adil olur ya da olmaz bilmem ama  kendi kendini koruma yöntemini mutlaka bulur.

Ancak, bu ne polisin dövülmesine, ne dilinin kesilmesine ne de itibarının yerlerde sürünmesine engel olamaz.

O yüzden umarım Polis teşkilatı, bir an önce silkinir ve kendine gelir.

Halkına da, kendisine de uzanan elleri kırıp, dilleri keser.

Tabi ki, hükümet edenler de polisin iç işlerine (gerçekten) bağlanmasını sağlarlar.

Yoksa burası Texas’a döner.

Polis de “şamar oğlan” olur.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları