• BIST 10208.65
  • Altın 2395.066
  • Dolar 32.3403
  • Euro 34.7603
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 22 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 21 °C
  • İskele 22 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 11 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Önder Sennaroğlu,  Meclis Başkanı olarak, üniversite öğrencisi 24 yaşındaki Mustafa Çaluda’yı, özel kalem Müdürü görevine atamanıza akordu bozuk müzik aleti ve detone olmuş halleri ile karşı çıkanlara sakın aldırmayın. Mustafa, UBP’nin militanlarından, vatan millet Sakarya nurlu ufuklar kitabının okuyucu müdavimlerinden ve karnına vurulunca ah arkam diyen torpilliler sınıfının en önemli isimlerindendir. Böylesi müstesna bir gencin elinden tutmayıp, gariban Ali dayının, üniversiteyi iyi derece ile bitirdiği halde iş arayan oğlunu veya üniversiteyi çok yüksek bir puanla bitirdikten sonra Masterliğini tamamlayan Fetine Teyzenin, mecburen tezgahtarlık yapan kızınımı özel kalem müdürü yapacaktınız. Sn. Sennaroğlu, birden Ayşaba yere tüküren bir gence sinirlenip bağırırkenki hali gözüme ilişti. Yere tüküren gence, yüzüne tükürülecek o kadar torpilli insan varken sen neden yerlere tükürüyorsun diyordu.

**

Sn. Ersan Saner, öncelikle çok geçmiş olsun.  Gel senin ile birlikte Şener Levent’in ağzına Urfa’dan getirttiğimiz acı İsod sürelim. Şener, koskoca Başbakanın Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu aldığımda küçüktüm dediğine inanmayıp, KKTC’ye Güney’den gelip, Şener Hoca ile gezen bir grubun pasaportunu size verdiğini yazdı. Ah bu Şener rahat durmuyor ki,  güya Mağusa’ya gidenler, sizi sormuş. Ne yapacakınız diye soranlara da pasaportlarını getirdik vereceğiz demişler. O sıralarda sizin de Amerika’ya gitmek için hazırlandığınızı ve bu pasaportlara çok ihtiyacınız olduğundan dem vurdu. Siz Şener’e aldırmayın. Onun gözleri zayıfladı. 35-40 yaşlarında küçücük, mini minnacık çocuğu artık büyük olarak görmeye başladı. Sn. Başbakan, ancak çok merak ettim. Bir avuç toprak parçası olan buralarda bile kaybolurken, çocuk yaşta, eşinizin elini tutarak, bu pasaport ile gittiğiniz Amerika’da kaybolmadınız ya? Ayşaba, kibrit çöpü kadar bile ışık saçmayan insanların, kendilerini ‘ Olimpiyat Meşalesi’ gibi görüp ‘Yalancı Çobana’ bile taş çıkartmalarına hayranım dedi. Ne demek istediğini anlamadım. Anlayan lütfen bana da anlatsın.

**

Sn. Tufan Erhürman, Uzmanlar küfredince insanların kendini iyi hissettiğini söylüyor. Boyu 1.58, ilaveli topuklu ayakkabılar ile boyu 1.70’e yükselen, boy fukarası hükümetimiz, Zeytin ve Harup ağacından mamul, kıynıksız zam kazıklarını hart diye geçirince, belki az sayıdaki nonoşların hoşuna gidiyor ama çoğumuz acımızdan küfrediyoruz. Ancak suzinak küfürlü hicaz faslından besteyi büyük harfler ile 7 desimetreden sunmaya başlayınca, inan kendimi bir iyi hissediyorumki, sorma gitsin. Tamam, ayak parmağımızı vurduğumuzda, trafik kuyruklarında, yada çayımızı, kahvemizi üzerimize döktüğümüzde, birden küfür etmeye başlarız. Ama ağzımız ile küfredemediğimiz ancak küfür edercesine, kahkahalar ile bir yerimiz ile güldüğümüz 1.58 boyundaki, boy fukarası hükümetimize ‘Zam kazıkları’ sonrasında küfürlü hicaz beste ile santurlu küfür makamında güfte sunulması, inan başka bir şey. Tufan hocam, zam kazıkları sonrasında, zaten  ömrü kısa olan hükümetimiz, bizlere haram ettikleri hayattan giderken istermisin, birde hakkınızı helal edin diyerek helallik istesin?

**

Sn. Ayşegül Baybars, Gece Kulüplerinin açılma kararlarının, gece kulübü sahiplerinin baskısı sonucu alındığını belirterek, gece kulübü kararı, sağlıkla ilgili değil dediniz. Gece kulüplerinde çalışan kadınların “dansçı, konsomatris” adı altında ülkeye getirtildiğini ancak herkesin seks işçiliği yapıldığının farkında olduğunu kaydettiniz. İlahi Ayşegül Hanım, bu karar nasıl sağlıkla ilgili değil söylermisiniz? Bir defa sırtı yere yapıştırmak için yapılan güreş, kaydırak sporu, ikiz tepelerin zirvesine çıkmak için yapılan tırmanma, nefes nefese kaldığınız atletizm sporu spor değimli?  Yapmayın Allah aşkına en yararlı sporların yapıldığı Gece Kulüplerinin sağlık ilgili olmadığını lütfen söylemeyin. Pezoların (Yanlış anlaşılmasın Meksika parası demek istedim) bol olduğu gece kulüplerinde, spor yaptıran eğitmenlerimiz, likör gibi tatlı, tekila gibi çarpıcı, viski gibi asil, konyak gibi sıcak, şampanya gibi özel, şarap gibi tutkulu, malibu gibi egzotik, kokteyl gibi muhteşemdir. Yaaaa!..

**

Sn. Mustafa Çaluda, dünyada bir ilki başararak, Üniversite öğrencisi olarak AA’ya verdiğin ve iki devlet tezini savunduktan sonra, jet hızı ile Meclise, özel kalem müdürlüğüne atanman Guiness Rekorlar Kitabına girmeye hak kazandı. Aslında, 24 yaşındaki bir üniversite öğrencisinin, 19,283 brüt, 17,179 net Törkiş Liranın cebine girmesi her kula nasip olmaz. Bu nasip işi olsa olsa, Aytaç Çaluda’nın oğlu ile UBP PM üyesi olana nasip olur. Normal yakıtı geçtik, uzay teknolojisinde kullanılan yakıt ile bu hıza erişmeni kimse yadırgamadı. Ayşabanın, ne be ama Aytaç Çaluda’nın oğlu, oğul da bizimkisi ‘Evredo’mu dediğine bakma. Sen karnına vurulunca ahh arkam demeye devam et. Sevgili Mustafa 2021 yıldızına göre, Para Yıldızın kahkaha atıyor. Sağlık Yıldızın gülümsüyor. İş Yıldızın kahkahadan yerlerde sürünüyor. Torpil yıldızın gülmekten ölüyor. Sevgi Yıldızın, sana bakarken dişlerini gıcırtanların gürültüsünden utancından saklanacak yer arıyor.

 **

Sn. Mustafa Aktuğ, bazı belediye başkanları, bölgesindeki halkın anasını ağlatırken, geride vokal ve play back yapmasının aksine, Lapta Belediye Başkanı olarak siz, aralarında sorun olan insanların sorunlarına adaletli bir şekilde yaklaşıp, çözdüğünüze tanık olduk. Bölgeye daha iyi hizmet verme uğraşı içerisinde, yat limanı gibi insanlara istihdam yaratacak güzel şeyler yapmaya çalışırken, hızınızı kesmek için ayağınıza androş (Takoz) koymaya çalışanlar olduğunu gözlemledik. Bazı belediye başkanlarının başına dünya mankenler kraliçesi Adriana Lima düşürülmeye çalışılırken, nedense sizin başınıza Kuşum Aydın gibiler düşürülmeye çalışıldı. Bunlara boş ver başkan. İstikballerini bulutların üzerindeki koltukta olduğunu sananlar, ozon tabakası delinince burun üstü yere çakıldı. Buzdan hayaller ile şekerden ev vaat edenlerin, yağan yağmur sonrasında ne buzdan hayalleri nede şekerden evleri kaldı. Buz gibi hayaller su, şekerden evlerde akideye dönüştü. İyi yoldasın başkan. Şeker gibi bölge imalatına devam.

**

Sn. Kemal Can, Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararnamesinden, Başbakanlık Denetleme Kurulu Üyeliğine atandığınızı, öğrendik.  Erken seçimin gölgesinin hükümetin üzerinde olduğu bu günlerde, bizimkilerine birer koltucuk modasından sizinde yararlandığınızı görmek vatandaş olarak çok hoşafımıza gitti. Ancak Aliye Teyze neyi denetleyeceğinizi merak edip Ayşabaya sordu. Ayşaba da gözün kör olmasın be Aliye, çocuk son zamanlarda yapılan zam kazıklarının boyunu ve sivriliğini ölçecek. Bunlar halkı acıtmazsa, sırada olan zam kazıkları daha da büyültülerek, biraz daha sivrileştirilecek dedi.

**

Sn. Bertan Zaroğlu, kurmaya çalıştığın yeni partin, hayırlı ve uğurlu olsun. Bizim Minik Kuşlar, bağımsız 3 vekil ile de anlaştığını, geçen hafta içerisinde de bu konuda geniş katılımlı bir iftar yemeği düzenlediğini söyledi. Onların katılımı ve DP ile işbirliği anlaşmasına vardıktan sonra, hükümetin yeniden dizayn edilmesini isteyeceğini ve ilk hedefinin de Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı’nın görevine son verilmesi olacağına vurgu yaptı. Sevgili Bertan bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa, onun için her rüzgâr uygundur. Da, Ayşaba, Bertan ovlucuğum bundan sonrasına dikkat etsin. Çünkü bugün çanağa ne doğradıysa, yarın kaşığında onun çıkacağını unutmasın dedi.

**

Sn. Cihat Yaycı, Bahçeşehir Üniversitesinde görev yapan, emekli tümamiralmişsiniz.  Akıncı’yı işaret ederek, onun Rumları efendi olarak gördüğünü ve kölelere ihtiyacınız olmadığını söylediniz.  Kıbrıs Pasaportunun bir hak olduğunu bile bilmeden, bir pasaport uğruna onurunu satacak insanların her yerde olduğuna vurgu yaparak eski bir Cumhurbaşkanına saldıranlar kervanına katıldığınızı gözlemledik. Bizler generalliğe kadar yükselen askeri değerlerin, yeteneklerini ve ağzından çıkacak lafları gurguralarının (Boğaz) 9 boğumunda dinlendirdikten sonra ağızdan çıkarttıklarını biliriz. Ünlü düşünürler dalından düşen meyve çürüse bile içerisindeki çekirdekten çok güzel bahçeler hasıl olur der. Yanlış. Bazı meyvelerin, çekirdeğinin de çürüdüğü herhalde unutuldu.  Sn.Yaycı,  bir zamanlar baba Denktaş’a, siyaseti memleketinde yap diyenler olmuştu. Sizin de KKTC’nin ayrı bir devlet olduğunu hatırlasanız ve siyaseti memleketinizde yapsanız desem. Bu aralık yaramızı gören, sizin gibi tuzluğu kapıp geliyor. Bu nedenle haddini aşıp, hayatımıza burnunu sokanlara bizlerde saygımızı aşıp, itinayla lafımızı Sokarız. Bilesiniz.

**

 Sn. Ali Kamacıoğlu Sanayi Odasına başkan adayı olduğunuzu gördük. Başkan adayı olarak, hedeflerinizi belirtirken, sanayicinin kalbine inerek, yardımcı olacağız, sanayicilerin büyümesi için çalışacağız. Bayrağı daha ileri taşıyacağız ifadesinde bulundunuz. Sizi tanıyanlar, hedefe gitmedeki kararlılığınızın sürekli olduğunu dile getirir. Bence sizi tanıyan birisi olarak, sanayi alanında yaptıklarınızın, yapacaklarınızın teminatı olduğunu, sizi yeşil ışığı geçtim, hedefe giderken kırmızı ışığın bile durduramadığını söyleyebilirim. Ayşaba, sabah kahvesine gittiği Neriman Teyzeye, Sanayi odası başkanı Candan Avunduk iyi bir insan. Ancak her insan iyidir. Ve iyi insan olmak bu alanda yeterli değildir. Bayraktarlar yorulunca bayrağı bir başkasına devretmek durumundadır. Candan ovlucuğum da yaptıkları ile avunsun ve bayrağı sanayicileri ileri taşıma hedefinde olan Ali evladıma devretsin dedi.  Sn. Kamacıoğlu, pandemi döneminde dünyayı bir telaştır sarmış gidiyor. Batıda ilaç satma ve cukkayı doldurma telaşı. Doğuda, savaştan kaçarak herhangi bir ülkede rahat yaşama telaşı. Bizde de koltuktan kalkmamak için Japon yapıştırıcısını, koltuğun her tarafına sürme telaşı.

**

Sn. Mehmet Özkardaş, sosyal medyadaki paylaşımınızda, sevgi dolu güzel günler olsun dediniz. Ve YDP Kurultayı öncesi yaşanan süreçlerde, YDP üzerinde oynanmak istenen oyunları tahmin edip, sis dağıldığında manzara ortaya çıkacak dediğinizi ifade ettiniz. Vallahi sis yavaş yavaş dağılıyor. 7.7 şiddetindeki depremin yarattığı yıkımın silüeti toz duman arasında, ağır ağır kendini gösteriyor. Sanırım deprem binayı ortasından ikiye böldü. Toz henüz dağılmadı ama yaptığı tahribat sanırım büyük. Dağılınca ortaya çıkacak manzarayı düşünmek bile istemiyorum.  Başkan, boş verin giden gider, kalan sağlar bizimdir, Peşimizden koşan çok diye düşünebilirsiniz. Ama peşimizde koşan çok diye sevinmeyin. Çünkü İktisat, değer yıpranmadan dolayı düştükçe fiyat azalır der. Arz talep meselesi.

**

Sn. Ahmet Sönmez, Kamp-Der Başkanı olarak, karavan alanı bölgesinde şiddetli esen, Küba ve Miami sahillerini yerle bir eden Mariya kasırgasına benzer bir fırtınayı, yaz akşamları esen serin ‘Meltem’ rüzgârına dönüştürdüğünü gözlemledik. Sönmek bilmeyen bir tartışmayı, su ile söndürürken, elektrik ile aydınlatmaya çalışıyorsun. Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus’un, Roma’ya saldırarak, 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybetme pahasına kazandığı ‘Pirus’ Savaşına dönüşmekte olan ‘Karavan Meydan Savaşını’ sona erdirerek belki her şeyi kaybetme pahasına kazanılacak ‘Pirus’ gibi savaşa nokta koydun. Ancak meydanda kazanılan savaşların, masadaki anlaşmalarla taçlandırıldığı, çözümü zor çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Sn. Sönmez, günün sonunda, birisinin lastik ekris yapar ve yampuri yampuri gitmeye çalışırsa, ona babamın adı hıdır, elinden gelen budur dedirtmeyiniz.

**

GÜNÜN FIKRASI

Orucumu açıyorum.

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. “Evrim ne güzellikler yaratıyor!” diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam ; “ALLAH” diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:

 - “Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?” demiş. Adam utanç içinde:

 - “Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz” demiş. Ses: “Peki.” diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Her şey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış:

 - “ALLAH'ım, senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere...

GÜNÜN SÖZÜ

184079603_153726060047695_182825275823843284_n.jpg184080989_166658958705465_4549471013068857310_n.jpg

GÜNÜN FOTOSU

184633880_292653802449037_9112254710674212780_n.jpg155291254_796188094439221_500611457077409179_n-001.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler