• BIST 8822.84
  • Altın 3007.928
  • Dolar 34.2845
  • Euro 37.163
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 4 °C

Cumhurbaşkanlığı …

Arif Alasya

İkinci tur seçimlerin üzerinden nerdeyse bir yıl geçip gitti.
Seçilen Cumhurbaşkanını yanında yürümekten ve de kanaatimce adayların en iyisi olduğuna hala daha inandığım Akıncı’nın seçilmesinden dolayı da mutluyum. Ancak seçim sonrası Pazartesi sabahı çıkan köşe yazımda aynen şunları yazmıştım’’Sandık sonuçları açıklanana dek Akıncı vizyonunun en büyük destekçisi ve savunucusuydum, ancak seçildiği andan itibaren o vizyonun sorgulayıcısı olacağım.’’ İşte bu nedenle seçiminden okuyucularıma verdiğim söz doğrultusun kendimce öz eleştirilerimi yazacağım.
Cumhurbaşkanı Akıncı seçimlere ‘’Dört boyutlu siyaset’’ adı altında vizyonunu topluma anlatmıştı. Bunlar neydi başlıklar olarak hatırlamakta fayda var
1-      Çözüm odaklı siyaset
2-      Toplumsal konulara duyarlılık
3-      Türkiye ile karşılıklı saygı
4-      Bağımsız tarafsız Cumhurbaşkanı.
Bu başlıklarımı değerlendirmeye başlamadan önce kesinlikle şunu söyleyebilirim ki hükümetin CTP kanadının görüşmelere verdiği desteğin dışında hiçbir konuda Cumhurbaşkanına destek vermemektedir. Özellikle iç konulara müdahalesinin önüne set çekmiştir. Tabi ki Anayasal çerçevede Cumhurbaşkanının yaptırım gücü yoktur fakat Cumhurbaşkanlığından gelen önerilere hep kayıtsız kalmıştır. Akıncı anayasal hakkı olmasına rağmen hiçbir bakanlar kuruluna başkanlık yapıp önerilerini onlara aktarmamıştır. Görüşme sürecinde uzlaşılan konuların uygulanmasını hükümet nezdinde sorgulayıp halka bilgi vermemiştir.

Vizyonuna dayalı eleştirilerime gelince,
Çözüm odaklı siyaset; Bu vizyonunun birinci paragrafında yazıldığı gibi 11 Şubat 2014 tarihli metinde belirtilen uzlaşma metnine sadık kalarak çözüm sürecine zorlayıcı bir ivme kazandırmıştır.Hatta Rum kesimindeki halkı da çözüme inandırma yönünde ciddi mesafe almıştır.Hatta ‘’Galiba bu kez Rum kesimi uzlaşılacak metne evet diyecek da Türk tarafı mı hayır diyecek’’diye söylem geliştirilmiştir.Başlarda şahinler her görüşmeden sonra Cumhurbaşkanına saldırıda bulunurken maalesef zaman içinde Akıncı’nın ve sözcüsünün söylemlerinde KKTC olgusunun sıkça söylenmeye başlaması acaba Akıncı da bundan önceki Cumhurbaşkanlarına mı benzemiştir diye halkını ciddi endişelere sevk etmektedir.Maalesef görüşme süresince artık yeteri ilerleme gözlenmez olmuştur.Karara bağlanmış konuların hükümetlerce uygulanması maalesef gerçekleşmemektedir.Uzlaşma sağlandığı açıklamam Derinya ve Aplıç kapılarının açılması çeşitli, nedenlerle gerçekleşmemiştir.Elektrikte ve cep telefonlarında halen istenilen sonuç alınmamıştır. Bu da Liderlerin anlaştığı konuların iki tarafın hükümetlerince yeterli ciddiyet ile ele alınmamasıdır. Belki bunlarda Akıncı’yı eleştirirken hükümet faktörünü da birlikte mütalaa edebiliriz ancak Akıncı’nın vizyon kitapçığının ikinci bölümünde yazıl olan ‘’Kapsamlı çözüm için uğraşların yanında  paralel olarak iki toplumun günlük yaşantısın etki edecek güven yaratıcı önlemlerin uygulamasına önem vereceğin.Bu bağlamda kapalı Maraş bölgesinin BM gözetiminde açılması,eş zamanlı olarak ticaret ve turizm alanında yaşanan dar boğazların aşılması,doğrudan ticaret ve Ercan Havaalanı’nın uluslar arası trafiğe açılması’’ yönünde verilmiş sözler vardı.Görüldüğü gibi Talat döneminde olduğu gibi ‘’Çözüme yaklaşıyoruz gerekçesi ile bu uygulamaların talebi duraksatılmıştır.
Sonuç olarak Çözüm odaklı siyaset yavaşlatılmış şekilde yürümektedir .Bu şekildeki yürüyüş barışa inanan önemli bir kesimin moral motivasyonunu düşürmektedir..

(Devam edecek)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları