Elektrik Kurumu..(1)

Çok uzun zamandır KIBTEK için herhangi bir yazı yazmadım ve gelişmeleri izlemekle yetindim. Ancak gelinen noktada yeniden kurum hakkında özellikle kamuoyuna kendi sunumları üzerinden anlayabildiğim düşüncelerimi yazmak istedim. 2013 yılında hükümete gelen CTP-BG hükümeti kendisinden önce UBP hükümetinin elektriği yaptığı zammı ciddi boyutta kınayarak hükümete geldi.Hatta bizzat kendisi de pankartla eylemin en önünde yer aldı.. Peki, hükümete gelince acele acele KIBTEK’de özerkleştirmenin önünü açacağı gerekçesi ile %30 zam yapıldı. O günlerde Başbakanın en önemli açıklamaları kurumun bu yapılan zammı iyi değerlendireceği, birtakım alternatif enerji üretimi ile ilgili projeler geliştirerek enerji maliyetlerini aşağıya çekeceği iddialarıydı. Ama bu olmadı süre içerisinde Başbakan ile KIBTEK  yönetim kurulu başkanı arasında yüksek gerilim yaşandı ve Başbakan kurum başkanını görevden alma k istedi, ilk karşı çıkan kurumun sendikası oldu ve ülkemizde ilk kez bir sendika işvereninin yanında yer alarak ‘’KIBTEK yönetim kurulu başkanı görevden alınırsa ülkeyi karanlığa boğarız’’diye görülmemiş bir çıkış yaptı ve de başarılı oldu. Şimdi matematiksel bir değerlendirme yapalım. 2013 öncesi yapılan zam %20   yani 100 birim 120 oldu 2013 sonrası yapılan zam %330 yani 100 birim bu zamla 156 oldu Yani seçim öncesi %20 zammı çok görüp hükümete gelen CTP-BG toplam zammı %56’ya ulaştırdı. Bu tarihten sonra verilen sözlerden hareketle neler oldu. Maliyetleri düşürücü alternatif enerji üretimi için hangi projeleri devreye soktu? AKSA ile yapılan sözleşmenin feshi veya koşullarının yeniden düzenlenmesi için hangi girişimleri yaptı? Kurum sadece ciddi tartışmalara yol açan iki yeni yine fuel-oil ile çalışan jeneratör alındı. Tartışmalı akıllı sayaç alındı. Tartışmalı LED aydınlatma lambaları alındı. Denetime giden Sayıştay görevlilerine engel olundu. Alacakların tahsili için günlerce kamuoyunu meşgul eden uygulamalar gerçekleşti.(yazının devamında bu konuda yazacaklarım olacaktır) Belki de üretim maliyetleri içerisinde iddialara göre önemsiz bir payı olan çalışanların ücretleri ve alınan maktu ücretler hem gündemde olarak tartışılır hale gelmiştir.Ne yazık ki ne kurum nede Sendika bu konuda kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapılamamıştır.Son sayın Hastürer’in programında bu konuda yapılan açıklamaların ne kadar yetersiz olduğunun açıkça göstergesidir. Bu kadar zor mu çalışanların tartışmaların ücret ve ek ödenekler  bordrosunu isimler açıklamadan kamuoyunun bilgisine getirmek. İşte bunun için ben de hep bu maaşlar ve ek ödeneklere ödenen rakamlara kuşku ile bakmaktayım. Burada açıkça söylemek isterim ki çalışanın aldıkları maaşlarda gözüm yoktur.Ancak asgari ücretin bugünkü net getirisinin 1505 TL olduğu bir dönemde nasıl  üst kademe yöneticilerinin ve de müşavirlerin aldıkları maaşlar sorgulanıyorsa eğer bu kurum ve diğer kurumların çalışanlar çok çok yüksek maaşlar alıyorlarsa vede vatandaş da bu kadar yüksek elektrik ücreti ödüyorsa  maaşlar sorgulanmalıdır ve sorgulanacaktır. Kuruma alınan araçlar ve makam arabası sorgulanacaktır. Kurumun yaptıkları ve yapamadıkları sorgulanacaktır.