Evkaf’ın değil ,Gelen su hikayesi…

Zamanında bu su gelmeden İrsen Küçük hükümeti YC ile bir andlaşma yapmış ve gelecek suyun yönetimi,dağıtımı,işletmesi ve denetiminin kimin tarafından yapılacağı karar bağlanmış.O zaman kimsesi halkımıza çıkıp bu su konusunu anlatmamış.Acaba bu konuda uzman ülkelerin verdikleri olumsuz rapor nedeniyle konu ciddiye alınmamıştır diye düşünmek istemiyorum. Bu su konusunda bir şey yazmak istemiyordum ancak gelişmeler beni bu konuda yazmaya sevketti. Çok sevdiğim bir gazeteci dostum.CTP’nin nelere hayır dediklerini ve direndiklerini kaleme aldı. 45 sene önce BEY yönetimine karşı parti kuran CTP. Denktaşa rakip aday olmaması için Elçiliğe çağrılan ve çekilmesi istenen Başkan Adayının çekilmeyip direnen CTP genel başkanı. Elinden Pasaportu alınıp yurt dışına çıkışı engellenen CTP başkanı.Matbaasına el konulan parti CTP Tecrit, hiçleştirme, ötekileştirme, nefret edilecek hale getirilme operasyonları hep geldi CTP'lilerin başına... Bunlar CTP’ye yapılanlar.Gakat CTP’nin da halkına yaptıkları az değil yani. Elinden pasaportu alınan Başkanlarını partiden attılar, İlk hükümet deneyimlerinde İTEM yasasını geçirdiler,KDV yasasını geçirdiler,Faizlerin serbest kalmasını sağladılar, İkinci hükümet dönemlerinde halk adna başarısız oldukları için 5 yıl içinde hem hükümeti hem Cumhurbaşkanlığını haritadan silinmesi gereken UBP’ye altın tepsi içinde sundular. Üçüncü gelişlerinde başta göç yasasını kaldıracağız ve diğer yasalarda halk adına düzenlemeler yapacağız diye geldiler DPUG ile yapamadılar.Reform hükümeti diye UBP ile Koalisyon kurdular maalesef bırakın sendikalar söz verdikleri göç yasasını kaldırmak,sendikalara ekonomiyi büyütün göç yasasını kaldıralım deyiverdiler sanki hükümet sendikalar. Bir sürü şey sıralayabiliriz.Fakat Su meselesine gelince TC.Orman ve Suişler bakanı Veysel Eroğlu açıklıyor.’’ , 24 Aralık 2015 tarihinde Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Bakanlığımız Müsteşar Yardımcısı ve DSİ Genel Müdür Yardımcısından oluşan heyet Kuzey Kıbrıs'a gitmiş konu KKTC Maliye Bakanı ve diğer heyet ile müzakere edilmiştir. Sistemin Yap İşlet Devret modeli ile işletileceği, geçiş sürecin de ise DSİ tarafından işletilmesi konusunda mutabakat sağlanmıştır" Bu mutabakat belgesini iddiaya göre CTP yetkilileri da onay vermiş.Fakat bu andlaşma CTP PM’sine götürüldüğünde PM bu metni reddetmiş.Şimdi bu metni ortağı UBP kabul etmiş,CTP PM’si da reddetmiş.Şimdi hükümet ne olacak. Halkın ne suçu var ve bütün bu yarışın altında onlar kalıyor.Yasaya göre ödenmesi gereken maaş artı 13.ncü maaşı koz olarak kullanıyorlar. Bu gün bir başka olay.Tarım bakanı üreticiye alacakları için şöyle diyor bu hesapta para yok sizi 13.ncü maaşlardan kesnti yaparak ödeyeceğiz.İşin ilginci bundan Maliye bakanının haberi yok. Bütün bunlar için yapılan bu yorumu beğendim.’’ Halkın verdiği iradeyle bu hükümeti CTP kurdu. Iyi mi kötü mü, doğru mu yanlış mı yaptı ayrı bir konu. Ama kendi kurduğu hükümetin icraatları üzerinde söz sahibi olmaması kendini secen halka karşı sorumluluklarını yerine getirememesi demektir? Sanki CTP başka, hükümet başka tablosu çizerek karşı karşıya getirmeye çalışmak galiba biraz da alicengiz oyunu kokuyor’’(İK)