• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 21 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C

İnsan Olmanın Getirdiği 4 Temel Varoluş Kaygısı

Psk. Asra BABAYİĞİT

Kaygı insana özgü hallerden biridir. Birçoğunuzun da bildiği gibi, kaygı kişinin özellikle de yaşamını tehdit eder olarak algıladığı uyaranlarla karşı karşıya kaldığı durumlarda ortaya çıkan ve birtakım bedensel, duygusal ve zihinsel değişiklere yol açan bir uyarılmışlık durumudur. Kaygı halindeki kişide rahatsız edici bir endişe ve korku duygusu hakim olur. Kaygının temel özelliği bu sıkıntının nedeninin belirsiz ve muğlak olmasıdır. Bir başka deyişle, kaygıyı tetikleyen tehlike öznel ve gizlidir. Korku durumu ise nesnel ve belirli olan bir şeydir. Kaygı ve korku arasındaki temel ayırım da budur. İnsan var oluşundan dolayı belli korku ve kaygılar hisseder. Bunlar yaşamın spontanlığı içerisinde her insanda ortaya dönem dönem çıkan kaygılardır. Birinci kaygı ölüm korkusudur. Hepimiz ölümün kaçınılmazlığının çocukluğumuzdan beri farkındayız ve bu gerçekle yaşamak kaygı yaratabilir. Bazı yaşam olaylarının ardından bu korku daha çok hayatımızı etkilemektedir. Örneğin, bir yakınımızı kaybetmek ya da annesinin öldüğü yaşa gelen bir kadının yaşadığı duygu gibi. Ölüm kaygısından kurtulmanın tek yolu ölümü kabullenmektir. İkinci olarak yaşanan kaygı ise özgürlük ile ilgilidir. Bir taraftan çok arzulanmasına karşın risk almak ve yanlış seçim yapma korkusu kişide kaygı yaratabilir. Hayatımızda çeşitli yol ayrımları vardır. Bir yolu seçtiğimizde diğer durumda hayatımızın nasıl olacağını hiçbir zaman bilemeyiz. Özgürlüğün bedeli risk almaktır ve bunu kabullendiğimiz takdirde daha az stres yaşarız. Üçüncü olarak bahsedilen kaygı ise mutlak yalnızlıktır. Her ne kadar çevremizde birçok dost ve akraba olsa da yaşamımızı tek başına idame ettirmek zorundayız. Örneğin, doğum anında tüm yakınlar gelse bile kişi o acıyı kendi çeknek zorundadır. Herkesin yaşamının belli dönemlerinde  kendisini tek başına hissettiği ve diğer tüm insanların yanında biri var da sadece kendisi bu durumdaymış gibi algıladığı zamanlar olabilmektedir. Son olarak ise yaşamın içerisinde ortaya çıkan bir diğer kaygı hayatın anlamı ya da  anlamsızlığıdır. Bazen öyle zamanlar olur ki, ‘Nasıl olsa bir gün öleceğim o halde bu çaba niye?’ diye bir algıya kapılırız. Bu sorunun cevabı kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Özellikle travmatik olayların ardından hayat birden anlamsızlaşır. Bu soru özellikle ergenlik ve orta yaş döneminde kendini gösterir. Cevabınız değişmişse hayatın yarısı boşa geçmiş diye düşünüp depresif bir moda kapılabilirsiniz. Örneğin hayatınızı adadığınız herhangi bir inançla ilgili yaşanan hayal kırıklığı hayatın anlamsızlığına vurgu yapar. Bu 4 alan varolmanın hepimize getirdiği yüklerdir. Önemli olan bu kaygıların evrensel ve kaçınılmaz durumlar olduğunu kabullenmektir. Bunların yaşamın bir parçası olduğunu fark etmediğimiz takdirde üzerimizde daha fazla baskı ve stres hissetmemiz kaçınılmazdır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları