Israil-Yunanistan-Kıbrıs…

Akdeniz’deki dörtgenin üç parçası geçtiğimiz hafta üçlü bir zirve gerçekleştirdi.önce İsrail ile Yunanistan arasında gerçekleşen ikili zirveden sonra güneyde de üçlü zirve gerçekleştirildi ve üç ülkenin tarım bakanları su yönetimi ile ilgili bir antlaşma imzaladı. Bu noktaya gelirken yapılan görüşmeler ve söylenenlere bir bakalım. Kıbrıs konusunda ‘’ Yunanistan başbakanı, İsrailli mevkidaşı ile birlikte, Kıbrıs sorununun, birleşmiş milletler kararlarına dayanan, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırılmasının gerekli olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti. ‘’ Türkiye ile ilişkiler için Netanyahu ‘’ Ankara ile ilişkileri normalleştirme çabalarının süreceğini ifade ederek, “geçmişte Türkiye ile İsrail'in iyi ilişkileri vardı. bunun bozulmasını istemezdik. bozulmasının sebebi de biz değiliz. Türkiye tarafından bir politika değişikliği varsa, bunu memnuniyetle karşılarız" Üçlü ilişkiler için Netanyahu ‘’ bu ilişki Türkiye ile ilişkilerimizi normalleştirme çabalarından bağımsız olarak yürüyor" dedi. Bütün bu görüşme ve beyanların sonunda somut olarak üç ülke arasında su yönetimi ile ilgili bir antlaşma imzalandı ve İsrail başbakanının ifadesine göre ‘’ , üç ülkenin, İsrail ve Güney Kıbrıs’tan doğal gazı Yunanistan’a, oradan da Avrupa’ya taşıyacak bir doğal gaz boru hattı kurulması ve İsrail-güney Kıbrıs-Yunanistan elektrik şebekelerini birleştirecek deniz altı elektrik kablosu döşenmesi olanaklarını ele aldıklarını açıkladı. Yukarıdan aşağıya doğru bakacaksak Türkiye’nin bu görüşmelerin neresinde olduğunu da sorgulamamız gerekecek. Öncelikle su konusuna bir bakalım.Türkiye KKTC’ye gelen suyun özelleşmesini ve yer altı kaynaklarının denetimini istiyor.bir de suyu satma yetkisi.üçlü zirveden ne çıkıyor ‘’su yönetimi ile ilgili üçlü bir antlaşma imzalıyor.’’burada bir şeye dikkatinizi çekerim uzun süredir KKTC ile TC arasında sürdürülen su tartışmasına güney hiç müdahale etmemiştir.bu iki durumu birlikte okursak olası bir çözümde tüm yer altı kaynakları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak atılan imza nedeniyle İsrail-Yunanistan ve Kıbrıs cumhuriyetine mi ait olacak yoksa eğer su konusunda uzlaşma sağlanır ve su kaynakları Türkiye veya özel sektöre verilirse onların mı olacak? Bence imzalanan bu antlaşmadan daha önemli verilen mesajlardır. Bunlar da; 1- İsrail’in Ankara ile ilişkilerin normalleşmesi çabalarının devam edeceğini söylemesi 2- İsrail ve Yunanistan başbakanlarının Kıbrıs sorununun birleşmiş milletler kararlarına dayanan, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırılmasının gerekli olduğu konusunda hemfikir olduklarını açıklamaları. 3- Üç ülkenin, İsrail ve güney Kıbrıs’tan doğal gazı Yunanistan’a, oradan da Avrupa’ya taşıyacak bir doğal gaz boru hattı kurulması ve İsrail-güney Kıbrıs-Yunanistan elektrik şebekelerini birleştirecek deniz altı elektrik kablosu döşenmesi olanaklarını ele aldıklarını açıkladı. Hepimizin bildiği bir şey var her türlü işletmenin önce rantablı olması çok çok önemlidir.böylesi bir enerji transferinde ikinci önemli husus da güvenliktir. işte bu nedenle ben güneyde yapılan antlaşmanın temelinde 1- Türkiye’den gelen suyun İsrail’e taşınması konusunda güvence alınmış, 2- Çözüm konusunda mesaj verilmiş 3- Çözümdeki garantiler konusunda bir mesaj verilmiş 4- Bütün bunların yanında Türkiye çözüm süreci ile ilgili ayak sürümeye devam edecekse ve de Avrupa’ya Türkiye ve Yunanistan üzerinden enerji aktarımı gecikecekse alternatif olarak Girit üzerinden aktarımı hususunda fizibilite çalışmalarının başlaması kararı. Görüldüğü gibi Türkiye gıyabında bu masada vardı.. Biz mi galiba çözüme kadar oralarda ya hiç olmayız ya da Akıncı gibi çözümü zorlayan taraf olarak varız..