• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • Lefkoşa 26 °C
  • Mağusa 27 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 25 °C
  • İskele 27 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C

''Liderimize ve tarihi gerçeklere saygısızlık!''

''Liderimize ve tarihi gerçeklere saygısızlık!''
''Liderimize ve tarihi gerçeklere saygısızlık!''

Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, dizide adeta yok sayıldı. “İkinci üçüncü adam” gibi gösterilmeye çalışan Liderimiz Dr. Küçük’ün silik bir karakterle yansıtılması “büyük bir vefasızlık” olarak değerlendirildi

Bu tarihi yanlışlar, Dr. Fazıl Küçük ailesini de derinden üzdü. Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük, tarihin doğru aktarılması ve doğru bilinmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyledi Mehmet Küçük Dr. Fazıl Küçük’ün birinci adam olduğunu ve bunu kimsenin inkar edemeyeceğini vurgulayarak “Vefasızlık yapmalarına müsaade edemeyiz” diye konuştu

Bu vefasızlığa müsaade etmeyiz!   Hatalarla dolu ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinde Liderimiz Dr. Küçük’ün tarihteki rolü silinmek istendi. “İkinci üçüncü adam” gibi gösterilmeye çalışan Liderimiz Dr. Küçük’ün silik bir karakterle yansıtılması “büyük bir vefasızlık” olarak değerlendirildi

TRT1’de yayınlanmaya başlayan ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinde herkes oyuncuların kullandığı şiveyi ya da dizideki teknik hataları tartıştı ancak dizideki en büyük yanlış görmezden gelindi. Kıbrıs Türk Halkının Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, dizide adeta yok sayıldı.

Kıbrıs tarihi açısından ciddi hatalar içeren dizide tarihsel ve siyasi hatalar yapıldı, Liderimiz Dr. Küçük’ün tarihteki rolü silinmek istendi. Dizide, Denktaş o dönemin ana lideri olarak yansıtılırken; Dr. Küçük’ün Denktaş’ın ofisine gidip, ondan bilgi almaya çalışan silik bir karakterle yansıtılması “büyük bir vefasızlık” olarak değerlendirildi. O yıllarda Kıbrıs Türk toplumunun lideri Dr. Küçük olmasına rağmen Türkiye’den telgrafla destek isteyen Rauf Denktaş olarak gösterilmesi çok büyük bir hata olarak değerlendirilirken, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nden destek isteyecek olanın Rauf Denktaş değil Dr. Küçük olması gerektiği vurgulandı.

1963 olaylarının yükü o dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Başkan Vekili olan Kıbrıslı Türklerin toplumsal lideri Dr. Fazıl Küçük’te olmasına rağmen, bu gerçek dizide yansıtılmadı. Dr, Küçük’ü ikinci adam, ya da Makarios’un yardımcısı olarak gösteren senaristler ve yapımcıların bu hatalarından bir an önce dönmeleri ve gerçeğe uygun şekilde diziyi sürdürmeleri için birçok kesimden çağrılar yapılmaya başlandı.

Bu dizinin Kıbrıs tarihine ışık tutuğunu söyleyenlerin ise, Kıbrıs tarihini bilmedikleri bir kez daha ortaya çıktı. Zira dizide EOKA lideri Grivas Kıbrıs’ta görev yaparken gösterilmesine karşın, Grivas o dönemde Kıbrıs’ta değil Yunanistan’da olduğu herkes tarafından biliniyor. Ölümsüz liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün, yokluklarla boğuşan toplumu kökten değiştirip yepyeni ufuklar açması, ilkeleriyle ayağa kaldırdığı toplumun ebedi rehberi olmasını göz ardı eden dizi, yine liderimizin Kıbrıs davasını Türk milletine mal edebilmek için Anadolu'yu karış karış gezdiğini de yok saydı.

‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinde yapılan bu tarihi yanlışlar, Dr. Fazıl Küçük ailesini de derinden üzdü.

GIYNIK WEB TV canlı yayınında konuşan Dr. Fazıl Küçük’ün oğlu Mehmet Küçük ve torunu Selen Süheyla Küçük, tepkilerini dile getirdi Mehmet Küçük, ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisinin içerisinde çok fazla hata olduğuna dikkat çekerek, “Kıbrıs tarihi baz alınarak bir dizi yapılacaksa, kişilerde isim ve sıfat olarak kullanılacaksa ve canlandıran aktör de Dr. Fazıl Küçük’e bekletilecekse tarihe dikkat etmek gerekiyor. Bu bir belgesel değildir belki ama siz gerçek isimleri kullanacaksanız ve görüntüsünü de benzetecekseniz, doğru bir kurgu da yapacaksınız” dedi. Dr. Fazıl Küçük’ün hiçbir zaman Makarios’un ikinci adamı olmadığını vurgulayan Mehmet Küçük, “Umarım ilerleyen bölümlerde hatalar düzeltilir” temennisinde bulundu.

Mehmet Küçük “Bize de geldiler ama bize gelenler senaryoyu yazan kişiler değildi. Biz elimizden geldiğince yardım etmeye hazırız. Eğer bir senaryo yazılacaksa, senarist iyi bir araştırma yapmalıdır. Devlet arşivinde ciltlerce dokümanter var. 1963’ü yaşamış ve halen hayatta olan bir çok kişi var” dedi.

Dizinin tarihi örgü açısından çok ortadan başladığını kaydeden Mehmet Küçük, “Sokaklarda koşuşan insanlar, diğer yandan Enosis diye bağıran adamlar. Ne Enosis’in ne olduğu anlatıldı. Ne EOKA’nın ne olduğu anlatıldı. Şapkanın üzerine EOKA yazmakla bu iş olur mu? Tarihe aykırı ve gerçeği yansıtmayan çok şey var. Dizi çekecekseniz çekin, içerisine aşk koyacaksanız koyun ama tarihi değiştiremezsiniz. Siz tarihi yanlış anlatıyorsunuz. Madem Rıza Vuruşkan’ın ismini değiştiriyorsunuz o zaman Denktaş’ın da adını değiştirin. Dr. Küçük’ün de adını ve yüzünü değiştirin. Madem benzetecektiniz o zaman tarihi de doğru aktaracaksınız. Dizinin ilk bölümünden anladığımız bu iş tamamen bir fiyaskodur.” diye konuştu. “İngilizlerin adadan ayrılacağı artık belli olmuştu. Rumlar İngilizlere karşı ayaklanmaya başlamıştı. EOKA’nın 1 Nisan 1955’te kurulmasıyla birlikte Yunanistan tarafından desteklenen 300 EOKA askeri vardı. İngiltere, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Kıbrıs gibi sömürgeleri yavaş yavaş terk etmeye başlamıştı” diyen Mehmet Küçük, “Dr. Fazıl Küçük, İngiltere’nin adayı terk ederken Kıbrıs’ı esas sahibi olan Türkiye’ye geri vermesi gerektiğini savunuyordu. O dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı ‘Bizim Kıbrıs diye bir davamız yoktur’ demişti ve Türkiye Kıbrıs’ı geri almayı kabul etmiyordu. Aylarca Dr. Küçük Türkiye’de kaldı fakat Türkiye yetkililerinden randevu bile alamadı. Büyük uğraşlar ve mücadeleler neticesinde Hürriyet Gazetesi sahibi Sedat Simavi’nin desteklemesi, Adnan Menderes’in de sahip çıkmasıyla Türkiye, Kıbrıs davasını başlattı” anımsatmasında bulundu.

Mehmet Küçük, dizinin ikinci bölümünün dahi yayınlanmadan, tekrardan tüm hataların düzeltilerek yeniden çekim yapılması ve daha fazla yaralar açılmadan, açılan yaralar büyümeden, Türkiye ile Kıbrıslı kavgası yaşanmadan, toplumu bölmeden bu dizinin düzeltilerek ve doğru hareket ederek yeniden devam etmesi gerektiğini ifade etti. Mehmet Küçük, Dr. Fazıl Küçük’ün birinci adam olduğunu ve bunu kimsenin inkar edemeyeceğini vurguladı. Bu dizinin özel bir kanalda değil de devlet televizyonunda çekilmiş olmasının daha üzücü olduğunu kaydeden Mehmet Küçük, “Özel bir kanalda çekilmiş olsaydı derdim ki kazanç sağlamak için yaptılar ne bekleyebiliriz ama devlet televizyonunda böyle bir yapımın olması ve bu kadar hata olması çok üzücü” şeklinde konuştu. “Senaryo yazılmadan bana gelselerdi gerçek olayları anlatırdım” diyen Mehmet Küçük, Dr. Küçük’ün Ankara’ya yönelik söylediği “Tükeniyoruz, eğer yardım etmezseniz yok olacağız ama yardım eli uzatamazsanız da vatan sağ olsun” sözleriyle yaptığı yardım talebini sanki Denktaş bey söylemiş gibi yansıttılar.

Bayrak radyosunun kuruluşuna ilişkin anısını da duygusal şekilde anlatan Mehmet Küçük, ‘Bayrak, Bayrak, Bayrak’ anonsunun ilk anlarını anlattı. “KIBRIS’TA TEK BİR LİDER VARDIR” Mehmet Küçük, sözlerine şöyle devam etti: “Bir liderin oğlu olmak, büyük bir gururun yanında çok büyük bir sorumluğu da beraberinde getiriyor. Herkes sizi babanızla mukayese ediyor ama Dr. Küçük’ün oğlu olmakla her zaman onur duydum. Lider olmak çok farklı bir şeydir. Kimse seçimle lider olmaz. Ancak Cumhurbaşkanı olur ama lider olmak çok farklı bir durumdur. Arkasına bir kitleyi almak ve destek görmek halkı arkasından sürüklemek için liderlik vasfına sahip olmanız gerekiyor. Kıbrıs’ta da tek bir lider vardır o da Dr. Fazıl Küçük’tür. Ona layık olmak için çok uğraştım ama Dr. Küçük çok farklı bir insandı. Ona benzediğimi düşünmüyorum. Ona benzemek mümkün değil çünkü çok farklıydı. Hiçbir hobisi yoktu. Kağıt oynamayı dahi bilmezdi, futboldan anlamazdı. Sürekli halkın arasındaydı.”

Mehmet Küçük, Dr. Küçük’ün kendi ailesinden, kendi evladından bile vazgeçmeyi göze alacak kadar halkını ve toplumunu düşünen bir lider olduğunu vurguladı. “Bir aşk dizisiyse yolları açık olsun” diyen Mehmet Küçük, “Eğer tarihi anlatacaksanız bunları anlatın. Dr. Küçük’ü başkasının önünde önünü ilikleyen ya da ayakta bekleyen birisi olarak yansıtmayın” diyerek tepkisini dile getirdi. Mehmet Küçük “Babama vefasızlık ve nankörlük yapmalarına müsaade edemeyiz. Türk milleti kendisine yapılanı hiçbir zaman unutmaz. Türk milleti vefalıdır. Hiçbir şey almadan her şeyini bu topluma veren bir insana bu toplumun bir vefa borcu olması gerektiğini düşünüyorum. Dr. Küçük’ü ikinci, üçüncü adam, kenarda bir isim veya Makarios’un yardımcısı olarak gösteren senaristlere ve yapımcılara bu toplumun tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Mehmet Küçük “Televizyon dizilerinde Dr. Küçük’ün bu şekilde yansıtılması büyük bir vefasızlıktır. Sesimizi yükseltmeliyiz. Bu şekilde yansıtılmamalıydı. 80 milyonluk Türk halkına iletilecek bir dizide Dr. Küçük böyle yansıtılmamalıdır. Yapılanlar doğru aktarılmalıdır. Bu toplumun bir minnet duygusu olmalıdır. Tarih doğru aktarılmalı ve tarih doğru bilinmeli” diyerek, bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerektiğinin altını çizdi.

SELEN KÜÇÜK: “DR. KÜÇÜK OLMASAYDI BU DİZİ OLMAZDI” ‘

Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisi hakkında konuşan Dr. Fazıl Küçük’ün torunu Selen Süheyla Küçük de tepkisini dile getirdi. “Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinin çekileceğini ilk duyduğum ve afişini gördüğüm zaman dedem Dr. Fazıl Küçük’ün dizide olmadığını öğrendim fakat daha sonra dizinin yapımcısı arayarak bana böyle bir şey olmayacağını ve dedemin dizi de olduğunu söyledi” diyen torun Selen Süheyla Küçük, “Ben onlara da söyledim. Dedem olmasaydı zaten bu dizi de olmazdı. Çok büyük bir yükün altına girdiklerini söyledim. Eğer bir tarih ele alınıyorsa ve yakın bir tarihten bahsediyorsak, çok dikkatli olunmalıdır. Çok büyük acılar, göçler, ayrılıklar var. Bu acıları yaşayan insanlara karşı çok büyük bir saygısızlık. Kimseye danışmadan, o günleri yaşayanlara sormadan böyle bir şey yapılmamalıydı. Dedemin kemiklerini sızlattılar. Dedem aylarca Ankara’da kaldı ve Kıbrıs’ta bir dava olduğunu anlatmaya çalıştı. Dedemin Türkiye’ye olan bağını ve güvenini herkes biliyor” şeklinde konuştu.

Selen Küçük, söz konusu dizide hem Dr. Küçük’e hem de Rauf Denktaş’a büyük haksızlık yapıldığını sözlerine ekledi. Dizideki karakterin Dr. Fazıl Küçük’e hiç benzemediğini savunan Selen Süheyla Küçük, “Denktaş beyi oynayan karakter daha çok benzemiş. O karakter bir odaya gidiyor ama kimin odası odadaki kim bunlar doğru yansıtılmıyor. Grivas, Makarios, Denktaş bey hepsinin isimleri ekranda yazıldı ama Dr. Küçük’ün ismini de yazmadılar. Orada da teknik bir hata var” şeklinde konuştu. Dr. Küçük vefat ettiği zaman küçük yaşta olduğunu fakat babaannesi sayesinde anılarıyla büyüdüğünü vurgulayan Selen Küçük, “Dr. Küçük’ün adına layık olmak büyük bir sorumluluk. Ona karşı saygısızlık yapılmasına asla izin vermeyeceğiz. Dr. Küçük ömrünü toplumuna adayan bir liderdir”dedi.

Kaynak:HalkınSesiKıbrıs

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler