CTP, sokağa inmek ve kurultay derdindeki UBP!..
CTP’nin, Lefkoşa’da Paradise Park’ta düzenlediği, dün vardık, bugün varız, yarın da var olacağız konseptli basın toplantısı bilinenlerin yanı sıra bilinmeyenlerinde masaya yatırıldığı, sorulara açık yüreklilikle cevap verildiği çok önemli bir basın toplantısı oldu.
Tufan hoca, Sine-i Millet’e dönecekmisiniz sorusunun yanı sıra, Maraş ve Türkiye ile ilişkiler dâhil, çeşitli soruların hepsine içtenlikle cevap verdi. Özellikle son zamanlarda hükümet tarafından yaşatılan yasaya uysada, uymasa da ben yaparım içerikli güç gösterilerine karşın, Sine-i Millet konusunda kapıyı gındırık bıraktı.
Bu noktada, bir eleştiri yaparsak, aksona gardası kırık, free feel giden üstelik direksiyonunda acemi sürücünün bulunduğu KKTC tomofilini tumba olmaktan kurtarmak için, bu basın toplantısı bir ay önce yapılması gerekirdi. Sivil toplum örgütleri ve sendikalar ile istişare içerisine girilerek düğmeye basılmalı ve diğer muhalefet partileri ile konsensüs sağlanarak start düğmesine birlikte basılmalıydı.
Bilindiği gibi, Pazartesi günü meclis tatile giriyor. Komiteler belki çalışacak, ama kürsüde konuşacak vekil olmayacak. Kürsüde yumruğu masaya vurarak, yapılan yanlışları dile getiren vekil olmayınca 90 gün hükümet rahata erecek ve bildiği havayı çalacak. İşte bu toplantı önemliydi diyenlerdenim.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse, güç gösterisinin hakim olduğu bu günlerde, siyaset arenası ala fıcırık toz duman. Yasamanın önemli bir çarkı olan hükümet, Anayasayı geçtim babayasayı bile takmıyor. Kararlar üreterek, ben yaptım oldum plağını gramofona koyuyor. Zamlar ile halkın anasını ağlatırken, muhalefete de yahu sende geride vokal yap diyor.
Ancak, UBP’de, bilinenin ötesinde bir karışıklık yaşanıyor. Kurultay hesaplarının yapıldığı ve ülkede her şeyin UBP kurultayına indekslendiği noktasında, Faiz Sucuoğlu, Hasan Taçoy ve Zorlu Töre gibi partinin ağır topları, suskunluklarına son vermiş durumda. İçte ağırdan yükselen muhalefet, dışta sendikalar ile sivil toplum örgütlerinin eylem ve grev muhtıraları artık ipin kopacağını gösteriyordu. Başbakan Ersan Saner, bana göre tüm hesaplarını Meclisin tatile gireceği Pazartesi gününe göre yapmış durumda. Ad-Hoc komitesine, erken seçim gününü muhalefete, avazınızın çıktığı kadar bağırın. Bir yerlerinizi yırtın başınıza şapka olarak takın imasında bulunarak, 3 Nisan 2022’de olacak kararı aldırdı. Pazartesi günü son toplantısını yapacak olan meclis kapanınca da, 90 gün sonrasına Allah Kerim deyip keyif ile cigarasını tüttürecek.
Allah’ı var. Ersan Saner, İçteki muhalefete, dışta CTP ve TDP gibi güçlü partilerin muhalefetine rağmen, işi Meclisin tatile gireceği güne kadar iyi götürdü. Meclis kapanacak. 9 ay sonraya Kim öle kim kala. Üstelik fol yok yumurta yokken Türkiye’ye davet edildi. Efendim neymiş bilgi alış verişinde bulunulacakmış. Eskiden rahmetli Denktaş baba ile de istişarede bulunulacağında bilmem hangi üniversitenin fahri rektörlük unvanı verilecek denilerek davet yapılırdı. Sanırım Başbakan Saner’e orada, gerek kurultay, gerekse sendikal hakların budanması ve sivil toplum örgütlerinin hizaya getirilmesi konusunda brifing verildi. Eh bu durumda, Hasan Taçoy’un AKP beni istiyor. Çünkü ne isterlerse arayacakları adam benim demesine karşın, Türkiye istenenleri, daha iyi hayata geçiren Saner’i tercih ediyor görüntüsü yansıdı.
20 Temmuz günü Recep Tayyip Erdoğan KKTC’ye geliyor. Bir iki açıklama ile Ersan Saner ile politikalarına destek açıklaması yaparsa, kurultay öncesinde bu destek ekmek kadayıfının üzerine konan dondurma gibi olur. Yemede yanında yat. Saner, Fuat Oktay ile görüşürken böylesi bir destek sözü verilmişse öğrenceğiz.
Yüksek Seçim Kurulu’nun uyarılarını dikkate almayan, meclisi hiçe sayan, meclis başkanını kendine memur sayan bu anlayış artık olduğu yerde durmalıdır. Hukuktan, demokrasiden ve yasalardan korkan bir hükümetle karşı karşıyayız diyen Tufan Hoca ile CTP’nin işte bu noktada, fırtınaya tutulmuş, dümeni kopan ve akıntıya kapılarak giden yat görüntüsü veren ülke için ayağa kalkarak ‘Kral çıplak ‘ demesi önemlidir.
Ben koltuğa oturayım. Bir süre cukkamı doldurayım. Sonrası Allah Kerim diye düşünerek, Türkiye’den para alarak tekerleği döndürmeyi düşünen, ciğercinin camı önünde, ciğere bakarak yalanmayı sürdüren. Din tüccarlığı yaparak okulları dini medreselere dönüştürürüm ayaklarına yatanlara ‘Stamada be gumbaro’ diyecek olan CTP’nin bu çıkışı önemlidir.
Türkiye ile ilişkilerde, emir veren ile emir alanın belirlendiği noktasında, Kıbrıs Türk halkı hiç bu kadar silik ve iradesiz konuma sokulmamıştı. Devlet olmanın hiçbir gereği gözetilmeyerek, üstüne üstlük, devletin makamlarının, muhtariyet durumuna indirgenmesi de bu kadar olmamıştı. İhalelerin Türkiye’de çıkılarak, beledi hizmetlerin bile Türkiye yetkilileri tarafından belirlenmesi, bir başka deyişle KKTC devletinin artık hiçe sayılması noktasında, CTP’nin sokağa inerek, halkı dürterek uyandırmaya çalışması da çok önemlidir.
Ülke için nüfus planlaması yaparak, sağlık ve eğitimi düşünerek eksikleri tamamlamak. Ne bileyim vatandaşlık planlaması yapılarak, kimin Vatandaş, kimin beyaz kimlik sahibi olacağının belirlenmesi yerine, erken seçim hesapları yapılması yanlıştır. Seçim 3 Nisan 2022’de yapılsın diyelim. Peki, Ocak ayında meclisten geçen bütçe hayata geçecek. Nisan ayında erken seçim olacağına göre 3 ay evvelinde seçim yasakları başlar. Yani Ocak-Şubat –Mart aylarında ülke kilitlenecek. Seçim oldu. Hükümet kuruldu diyelim. Haziran ayında Belediye seçimleri var. 3 ay öncesinde yine seçim yasakları var. Kısacası ülke 6-7 ay kilitli vaziyette hiçbir karar alamadan boşuna bekleyecek. Peki bu zor süreçte ülkenin bu zaman kaybına tahammülü varmı? İşte bu noktada da CTP’nin bu çıkışı önemlidir.
Maraş Cumhurbaşkanı Maraş Vakıf malıdır. Vermeyiz noktasından döndü ve Maraş’ın esas sahipleri isterse mülklerine dönebilir demeye başladı. Ancak Dışişleri Bakanı bir karış toprak vermeyiz noktasından geri adım atmadı. Peki Mal Tazmin Komisyonun omuzlarında, 308 milyon Stg. Yük olan. Mal Tazmin Komisyonu Maraş’ta açılacak diğer davaları kaldırabilecek mi? işte bu noktada CTP’nin sokağa inecek olması önemli değil mi?
Fıkra
Kadın doktora gittikten sonra eve geldi ve kocasına müjdeyi verdi:
- Hamileyim!
Adam şaşkınlık içerisinde:
- İmkansız!.. Ben hep dikkat ederim…
Emin olmak için doktoru ziyaret etti:
- Anlayamıyorum doktor, dikkat etmiştim.
- Bakın bayım… Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz
ama başkası gelip çarpar!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.