Sn. Tolga Atakan, bakıyorum eskiden gelen hata ve yanlışlıkların hepsi senin hanene yazılmış durumda. 11 aylık bir bebeğin Maratona çıkmasını beklerken, neden kaydını yaptırtmadığı sorgulanıyor. Derelere villaları, tepeleri düzelterek siteleri, ormanları keserek apartmanları senin yaptığını sanıyorlar. Derelerin yönünü değiştirip lojman yapanlar, dere üzerini doldurarak villasına havuz yapanlara ‘Dur ‘ diyemeyenler, suyun yolunu bulması sonrasında gümbür gümbür gelmesinin sorumlusunun da sen olduğunu ortaya atıp, yakayı kurtaracaklarını sanıyorlar. Sn.Bakan, bu dereleri doldurup villa yapan. Tepeleri ve ormanları dümdüz edip, erozyona neden olup, suyun olanca hızı ile akmasına sebep olan sensen, Roma’yı da yakan NERON değil, benim.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, KKTC bütçesinin cep delik cepken delik sıçan düşse başı yarılır denildiği noktada, maşallah Bakanlar Kurulu almış olduğu karar ile 1 Milyon Törkiş Lirayı, dolap beygirinin kuyu başında dönüp durması gibi teşviklerde dönüp dolaşıp ayni turizm firmalarına verdi. Koalisyon Hükümeti, paramız yok hayat pahalılığını ödeyemeyiz noktasında, Yeşilçam Filmlerinde sevgilisi terk eden başrol oyuncusu gibi hıçkıra hıçkıra ağlayıp duruyor. Paramız yok diye ağlarken de maşallah bir diğer tarafta, ‘KKTC Bol Kepçe’ Lokantasından da küçük tabaklara yerine, hacmi oldukça büyük, çukur tabaklara doldurduğu teşvikleri de boğazlara akıtmaya devam ediyor. Sn. Ataoğlu, bir milyon iki yüz elli bin Euro’dan sonra ayni acenteye verilen teşvikler Hacı amcayı da şaşırttı. Ayşaba bile maşallah bakanlarımız, süte su katar gibi ekmek kadayıfının üzerine dondurma, dondurmanın üzerine de Törkiş Lira ile hatır, gönül biraz da kayırma fıstığı koydu diyor.
**
Sn. Seran Aysal, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı olarak yaptığın açıklamaya baktığın zaman, sizlerin Mekke’den getirilen Zemzem suyu ile yıkandığınızı sandık. İnşaat fırtınası sırasında ve sonrasında dere yatağı denilmeyerek. Dere yataklarındaki suyu başka havzalara aktaracak kanal görülmeyerek. Tepeler pire, müteahhit berberken ve oralar traş edilirken odanızın da 7 desimetre yerine 3 de olsa bir ses vermesini bekledik. Ancak o zamanlar soğuk su içtiğinizi ve ses tellerinizden muzdarip olduğunuz için ses veremediğinizi öğrendik. Maşallah ses tellerinizdeki rahatsızlığın geçtiğini gördük. Hacı amca sevgili Seran birde gözlerine baktırsın diyor. Miyop mu? Yoksa hipermetrop mu olduğunu anlayamadık. Hadde Fasıl 68’in yazıları miniminnacıktı ve göremedi. Fago taksın ve görsündü diyor. Bak Şekibe aba, hükümetlere göre icraat yapıp ses veren başkanın, belli zamanlardaki icraatlarınımikroskop ile dahi göremiyoruz. Görmek için mikroskobu gölgede bırakacak bira alet arıyoruz diyor
**
Sn. Erhan Arıklı, YDP Başkanı olarak son zamanlarda halkın yararına yönelik yapmış olduğunuz çıkışın bir benzerini dün Mecliste yine yaparak, hayat pahalılığının eşitlik ilkesine uygunluk arz etmediğini, ayrıca ekonomik bir kriz belirtisinin de olmadığını dile getirdiniz. Ayrıca hayat pahalılığı konusunda danışılan Ombudsman’ın hayat pahalılığının dondurulmasının ivedilik arz etmemesinin yanısıra ekonomik olmadığını belirttiğine de vurgu yaptınız. Sn. Arıklı, deveye yüz verince 9 dükkânı yerle bir eder. Sanırım bizim buralarda verilen yüzler sonrasında 9 dükkân yerine memleket yerle bir oldu. Başkan, Ayşaba, çamaşır makinesi, çamaşırları sıkarken bazı siyasiler kadar hızlı dönmüyor diyor. Adil amca ise Erhan ovlucuğum, bazıları gibi kime yandığı belli olmayan sokak lambası gibi değil. Meclisteki çıkışları gibi halkı aydınlatan ülke üzerinde yanan projektör oldu diyor.
**
Sn. Mert Özdeş, sosyal medyadaki paylaşımında, İskele Bölgesine, 280 bin dönümlük dev bir deniz üssü kurulacağını, Hava üssü için çalışmaların sürdüğünü belirttin. Sevgili Mert, güvenirliği olmayan haberleri ile bilinen Aydınlık Gazetesinin haberini dikkate almak bence doğru değil. İskenderun ve Mersin dururken, AB hukukunun uygulanmadığı ancak Avrupa Birliği toprağı olan KKTC’ye Türkiye’nin böyle bir üs kurmasını ben şahsen düşünemem. Haaa birileri 10. Parselde Exxon Mobil, ne bileyim İtalyan ENİ şirketinin, Kıbrıs’ta sondaj çalışmalarını önlemek için bunları yapacak derse, Türk Ordusu için oraya müdahale, çocuk oyuncağıdır ve yarım saatlik bir operasyonla oralardadır. Sevgili Mert, unutma birilerinin etiket olduğu yerde, fiyatı her zaman Türk Ordusu kor.
**
Sn. İzzet Türkmen, her zaman asgari ücretlinin yanında oldunuz. Ve asgari ücretin yükselmesi için uğraş verdiniz. Son açıklamanızda, asgari ücretin yasalara rağmen yıllardır doğru olarak hesaplanıp doğru rakamların ödenmediğini, yasa dışı olarak hesaplanan asgari ücretin açlık sınırının çok altında olduğunu kaydettiniz. Sevgili İzzet asgari ücretin artmasını, kendi ötmelerineve bu uğurda güneş gibi doğacak olmalarına bağlamaya çalışan ve bundan pay çıkartmaya çalışan yavşaklar, güneş olduğunu sandıkları yerde,bazen güneşin battığını ve karanlıkta kalacaklarını unutuyorlar. Unutulmasın,ağaç ne kadar yüksek olursa olsun bir gün yaprakları yere düşer.
**
Sn. Ahmet SerdaroğluKAMU-İŞ Başkanı olarak yaptığınız açıklamada, sadece asgari ücretlinin değil bütün halkın, hükümet tarafından unutulduğunu ifade ettiniz. Ayrıca üç aylık hayat pahalılığı ödeneğini ortadan kaldırmayı düşünen bir hükümetle karşı karşıya kalındığını kaydettiniz.Hatta,Ombudsmanın da bu konuda açıklaması olduğunu, ancak hükümetin bu açıklamayı da doğru bulmadığını belirttiniz. Sn. Serdaroğlu, Bazı siyasilerin sözleri kapı gıcırtısı, eskiyen gannepanın yayı gibidir. Ne açmaya, nede üzerlerinde vakit geçirmeye değer. Ancak seçim zamanı yapacaklarınız ile onları ‘Pandoranın kutusuna’ gömmeye değer.
**
Sn. Mehmet Eziç, aslında Eziç Restoranlar zincirine yanlış isim koydunuz. Bence Eziç yerine, gönül rahatlığı ile hiç düşünülmeden yemek yenebilecek ‘Örnek restoran’ ismini koymalıydınız. Adil amca, bazı işletme sahipleri değdikleri yeri lamarinaya, bazı işletme sahipleri ise altına çevirir. Sizin kazandıklarınızı, işletmelerinize yatırma yarışı içerisinde olmanız nedeniyle güzeli daha güzel yapmaya çalıştığınızı ve 24 ayar altını 26 ayara çeviremeyeceğinizi söylüyor. Sn. Eziç, Spor Yazarları yanındaki Eziç Restorana, hatırı sayılır bir para yatırarak yapmış olduğunuz ilave salon ile daha da muhteşem oldu. Vallahi ne diyelim, istihdamlarınız ve yaptıklarınız ile bir gönülde bir çiçek olma yerine birçok gönülde buket oldunuz.
**
Sn. Arslan Bıçaklı,Türk-Sen Başkanı olarak yaptığın açıklamada, Dome Otel’in gerek işletmesi ve gerekse yapısı ve yönetimi itibarı ile Kıbrıs’ın kuzeyinde örnek alınması gereken bir yer olduğunu dile getirdiniz. 15 Mayıs 2018 tarihindesözleşmesi sona eren Dome Otel’in sözleşmesinin uzatılmamasına da bir anlam veremediğinizi belirttiniz. Sevgili Arslan, birileri oraya salyaları aka aka bakarken, sözleşmenin yenilenmesi beklenmiyor. Çünkü akan salyalardan kağıt ıslanacağı için mürekkep yayılacak ve sözleşmenin maddeleri anlaşılamayacağından, hükmü kalmayacak. Hem, Mehteran marşı gibi ‘Ben sizin ananızım ben ne dersem o olur’ marşının sürekli çalındığı bir yerde emir erlerinin elleri bağlı beklemesi normaldir. Sn. Başkan, Ayşaba, bardak taşıyor. Allah Kerim diyerek, zincire vurduğumuz küfürlerimizin zinciri ile fazla oynuyorlar. O kilit kırılırsa inanın Hem Hanya’nın Girit’te, Konya’nın Türkiye’de olduğunu, hemde Kerim’in kuyusunun derin olduğunu görecekler diyor.
**
Sn. NidaiGüngördü, Girne Belediye Başkanı olarak insan sağlığını hiçe sayan işletmelerin, otel bile olsa gözlerinin yaşına bakmadığını gözlemledik. Turistik Girne Antik Liman’ın arka sokaklarında bulunan Şemo Otel’i, dün ( 10 Aralık 2018) tarihinde, sağlık karnesiz personel çalıştıdığı, hijyen koşullarına uymadığı ve işletme izinsiz olması nedeniyle kapattığınızı öğrendik. Vallahi Aliyaba, Nidaiovlucuğumun ellerine sağlık. Birileri burasını dağ başı sanarak, gökten zembil ile indikten sonra istediğini yapamayacağını göstertti. Sn. Güngördü, 3 kuruşluk işletmelere, 5 kuruşluk değer verirseniz kalan 2 kuruş ile insan sağlığını da, belediyenin gösterttiği değeri ve özveriyi de, satar. Hacı amca başkanın eline sağlık diyor.
**
Sn. Trafikte Güvenli Yaşam Derneği yetkilileri, 25 Nisan’da bakan Tolga Atakan ile birlikte Girne yolunun yapım çalışmalarını yerinde incelemiş ve yolun tamamlanan bölümleriyle ilgili övgü dolu sözler sarf etmiştiniz. Hatta aylarca bakanlığın bünyesinde danışmanlık yaparak yol güvenliğine de onay vermiştiniz. Ancak birceğez dağda kurt ölmüş olacak ki, 7 Aralık günü yaptığınız basın açıklamasında “Girne-Lefkoşa yolu için denetlemeyi kim yaptı?” diye sordunuz. Vicdan abla, 25 Nisan 2018’de denetimini yaptıkları 7 Aralık’ta bu yolun denetimini kim yaptı diye sormanıza taktı. Durup dururken de, kalbim birileri için bir zamanlar delikanlıydı derken şimdi ise oynak diyor dedi. Bana çok bilinmeyenli denklem gibi geldi. Çözemedim. Acaba ne demek istedi?
**
Fıkra
Durmadan afacanlık yapan oğlunu yanına çağıran babası, Oğlum biraz akıllı olsana. Sen şımardıkça benim saçlarım aklaşıyor. Bari bana acı da uslu dur, demiş.
Çocuk bilgiç bilgiç: -Babacığım, demek ki siz dedeme hiç acımamışsınız, baksana saçları bembeyaz.
**
Günün sözü
**
Günün fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.