• BIST 8718.11
  • Altın 2246.816
  • Dolar 32.3324
  • Euro 35.1911
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 2 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Sn. Mustafa Akıncı, eğitimdeki sorunlarınkronik hale geldiğini ve sorunları konuşmaktan dolayı, nitelikli ve yenilikçi eğitime yoğunlaşılmadığını kaydettiniz.Beceri ve değerlere sahip bireylerden oluşan bir toplumun, beceri kazandırmaya yönelik bir eğitim sistemiyle mümkün olabileceğini söylediniz.Yargıda olduğu gibi eğitimde aynı sorunların konuşulduğunu ve bazı sorunların kronikleşmiş olduğunu belirttiniz. Sn. Akıncı, her yıl değişen hükümetlerin, değiştirdiği bakan ve bakanlık üst düzey yöneticilerinin, eğitim sistemi ile oynamaları ve yetenek fakiri Süper Bakanların, eğitimin başına getirilmesi sonrasında ana sözü dışına çıkamadığı bir ülkenin eğitimi sanırım bundan iyi olmaz. Adam kibar olacağım diye ‘Kız Kulesine’ ‘Hanım Kulesi’ diyenler gibi ‘Hala Sultan İlahiyat Fakültesine’ Emret Anam Fakültesi derse bu filmin mutlu son ile bitmesini nasıl beklersiniz.

**

Sn. Gülşah Manavoğlu sosyal medyadaki paylaşımınızda, Yenikent'te inşa edilen polis okulunun acil bir ihtiyaç olmadığını söyleyerek,bölgenin ilkokul ve ortaokula ihtiyacı olduğunu dile getirdiniz. Ve Milli servet çürümeden, polis okulu binasını, devlet okuluna çevirelim önerisinde bulundunuz. Ayrıca mülkiyetinin Polis Genel Müdürlüğü’nde olduğunu belirterek. “Polisimiz, binayı Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe etsin” dediniz. Tabi mesajınızı paylaşırken, Başbakan Ersin Tatar ve Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nu da etiketlediniz. Bir başka deyişle sana söylerim gelinim sen anla kaynana demeye getirdiniz. Sn. Manavoğlu, Başbakan’ı geçtim. Ama Eğitim Bakanı yarın mesajınızı yanlış anlar ve orasını Ankara İmam Hatip Okulu yapmak ve sonrasında Ankara’ya devretmek için kolları sıvayabilir. Sizin öneri de ‘BUMM’.  Her işi yaparım abi diyenler gibi her bakanlığın üstesinden gelirim abi diyen bu Süper Bakanların, yanlışlıkla, Pandoranın kutusundan çıktıktan sonra, hep şimdi bana kaybolan yıllarımı vеrsеlеr diye salya sümük, feryat figan ağlarım.

**

Sn. Ayşegül Özmen Garabli, "Yenikent'teki polis okulunu, ilkokul veya ortaokula çevirelim" diyen Halkın Partisi Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu,'nu ayakta alkışlıyorum. Meclis de anaokulu olsun.  Çalışmayan ve işe yaramayan tüm kurumlar okula dönüştürülsün. Milli Eğitim Bakanlığı da kapatılsın ve eğitimi çocuklarla gençlerden oluşan bir meclis idare etsin dedin. Hocanım demesine dedin de, boş gezenin boş kalfasını biz bundan sonra nereden bulacağız. Meclisin damında cirit atanları öpenleri, dolarları sallarken bunları rüşvet olarak aldım diyenler ile bir birine su atıp, ite kaka kürsüden indirenleri, yeşil altlı mum ile arasak bile nerden bulacağız? Hocanım, Ben Diyojen değilim. Onun gibi Sinop’ta da yaşamıyorum. Ve onun gibi İskender ile de karşılaşmadım. Ama olsun, onun İskender’e ‘Gölge etme başka istemem’ sözcüğünü söylediği gibi o sözü size söyleyebilirim. Hocanım, Fasulyenin dibi tuttu. Hatta tencere de yandı. Yanık kokusu mide bulandırıyor. Ben almayayım midem bulanıyor

**

Ediz Tuncel, Suudi Arabistan'daki petrol tesislerinin bombalanması, yeni bir Ortadoğu savaşını başlatan kıvılcımdır, arkası hiç de hayırlı gelmeyecek, yeni sıkıntılar kapıda duruyor. Ortadoğu'da ve Doğu Akdeniz'de suların durulduğunu görmeye ne yazık ki ömrümüz yetmeyecek dedin. Ediz Hocam, sen hiç Petrol zengini bir ülkede insanların kaliteli yaşadığını veya siyah altının o ülkelere huzur ve mutluluk getirdiğini gördün mü? Yemen, Suudi Arabistan, İran, Libya veya Irak ile Venezuella’da insanlara John ve Yankee rahat yüzü göstertti mi? Ayşaba, biz bu ülkeleri gördükçe, bu John ile Yankee’ye ne olursan ol buralara gelme. Biz buralarda ‘Mevlana’ değiliz. Ne olur bizi germe diyoruz. Ama dinletemiyoruz diyor.

**

Hasan Usta, satmakta olduğun güzelim muhallebilerin ile Sarayönü’nün simgesi haline geldin. Muhallebinden yiyen bir daha yemek istiyor. Ama bu günlerde gündeme muhallebin ile değil, yapılması planlanan Kalp Damar Hastanesi için başlatmış olduğun kampanya ile gündeme geldin.  “Hadeyin be arkadaşlar,bir hissacık da biz yapalım” diyerek, geliri hastane için kullanılacak olan piyango biletlerinden beş tane alana bir muhallebiyi hediye olarak vereceğin yönündeki çağrın, vatandaşların takdirini kazandı. Hasan Ustam, otobüste arkaya doğru yürüyelim diyen adama “yürümek isteseydik otobüse binmezdik diyen genç gibi olmayalım. Dürtükleyerek, ite kaka da olsa yürüyelim ki, imece usulü ile hastanemizi de yapmış olalım.

**

Sn. Kıbrıs Yetenekleri Sayfası yetkilisi, bir üyenizin göndermiş olduğu mesajda, Suat Bozay isimli şahsın, Ada’ya okumak için geldiğini, ancak başkasının evini kendi evi gibi göstererek kimsesiz gariban bir çocuğu dolandırdığını belirtti. Çocuk elindeki tüm parayı kaptırınca gidecek yeri olmadığından üyenizin bu çocuğu kendi evinde misafir ettiğini dile getirdi dediniz. Hacı amca, sorma gir, sormadan da çık git hanında, baca eğri olsa da dumanı doğru tüter diyenlerin alnını karışlarım. Yahu eğri bacadan dışarı çıkamayan duman odanın içine doldu. Odayı duman kapladı ve boğulmak üzereyiz dedi.  Bilmem anlatabildimi?

**

Sn. Koral Bozkurt, geçtiğimiz yıl şampiyon olan Mağusa Türk Gücü’nün bu yılda şampiyon olacağını ve tüm kupalara talip olduğunu dile getirdiniz. Ocak maçına çıkarken yaptığınız açıklama sonrasında ‘Garga’nın, tütmekte olan ‘Ocak’ın ateşinde kanatlarının tutuştuğunu gördük. Bozkurt’ların kol gezdiği yerlerde sırtlan ve tilkiler cirit atamaz kabul. Ama Kartal’ların bölgesinde de ‘Garga’ların söz hakkının olmadığını lütfen kabul et. Başkan yirmibeş kuruşa balık ekmek devri çoktan geçti. Taş devri, tunç devri derken, şimdi Kartal devri başladı unutma. Haaa biz zorla da olsa şampiyon oluruz derseniz, Ajda Pekkan istisna, zorla güzellik olmayacağının kanıtı ise Bülent Ersoy’dur.

**

Sn. Ali Pilli, Mağusa Hastanesi ile şikâyetler arşa yükseldi. Lefkoşa Devlet Hastanesi Acil Servisi SOS veriyor. Sürekli artan nüfus, “turizmin incisi” Girne’nin yanısıra Girne Akçiçek Hastanesini de yuttu. Akçiçek Hastanesinin, Doktor ve hemşire sayısı yetersiz.Birçok hayati öneme haiz cihazı yok veyaarızalı.Acil ilaçlar dahi bulunmuyor. Kısacası, Girne Akçiçek Devlet Hastanesi’nin durumunun “içler acısı” olduğu ileri sürülüyor. Sn. Pilli, şunun şurasında bakanlık koltuğuna 3 ay evvel oturdunuz. Elinizde sihirli bir değnek yok. Ama bu durumların, umut ve motivasyon ‘Pilinizi’ bitirmeden elinizi çabuk tutmanız gerektiği söyleniyor.Bu dünyada tek gerçek var anam, babam ve başımın etini yiyecek olankarım, gerisi yalan derseniz, bu işleri düzeltmek için sizin ananız ağlarken, geride orta parmağı ile oynarken play back yapacak olanları da unutmayın derim.

**

Sn. Ayşemden Akın, Mahkemeler Başkanı Narin Şefik tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, oraya giden muhabirlerin tek bir soru sormamasını üzüntü verici olarak nitelendirdin. Ve Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, gazeteciler soru sorsun diye açıklamalarını kısa tutuyor.Ama kimseden soru yok. Çıt yok.Müdürleri ben olsaydım az sonra gazeteye, kanala döndüğünde kendisine daha fazla zevk alacağı bir işte çalışmayı önerirdim. Soru sormayı, toplantıya hazırlanmayı ne zaman adet edinecek muhabirler? Yoksa elli yaşına gelmeyen gazeteci soru soramıyor mu memlekette dedin ve Kâtip değil muhabir istiyoruz ifadesinde bulundun. Sevgili Ayşemden, Lefkoşa - Ankara arasında rammi yapan bu tomofilin ‘Tumba’ oldu. Tumba olan tomofildeki bardak devrildi. İçindeki su o kadar kaldı be abim.  Hatçe Teyze, çorak tarlada bostan olmaz.  Buğday verimli olunca orak kıymetli olur. Ama bizde orakta kütleşti. Bu nedenle ‘Laaa’ be Ayşemden diyor.  

**

Sn. Cengiz Salih Soykök, vallahi İlkokulu, ite kaka bitirdikten sonra keni kendini doktor ilan etmen Guiness Rekorlar kitabına girecek nitelikteydi. Üstüne üstlük, hem ‘Psikiyatrist’ hemde hipnoterapistolarak çeşitli kafelerde hasta kabulüne başlaman, olağanüstüydü. Cengiz arkadaş, hipnoz teknikleri ile birisini uyutmana gerek yoktu. Sana 250 TL verip tedavi olmak isteyenler zaten ayakta uyuyan takımındandı. Psikiyatrist olarak baktığın o kişilerde zaten kafadan sakat olmasalardı, kafelerde senden medet ummazdı. Hüsamettin amca, buralarda bir sen eksiktin. Sahte doktorumuz eskiden vardı ama hem doktor hemde psikolog olanı yoktu. Hoş geldin.Biz Picasso veya Gogh imzalı resim ararken, elimize çerçeveci Cengiz efendinin 25 kuruşluk çerçevesini tutuşturdular. Ört ki ölem dedi.

**

Sn. Güven Bengihan, KTAMS olarak, Merkezi Cezaevi çalışanlarının, Haziran ayındaki çalışma ücretlerinin %50’sinin ödenmediği gerekçesiyle grev başlattığınızı açıkladınız. Güven başkan, bit, tahtakurusu, alizavra ve daha birçok haşerenin kol gezdiği cezaevinde, onlar ile birlikte nöbet tutan gardiyanları ‘Angarya’ çalıştırmak zaten suçtur. Necmiye Teyze, Güven ovlucuğum, alakaya maydanoz kitabı yazarı bazı siyasileri başımızda tuttukça, başımız beladan burnumuz b....tan kalkmaz inan diyor. Sevgili Güven, kaşla göz arasında halt karıştıran canlıya ‘Erkek’. Yakalayınca, erkeğin kaşı ile gözü arasında yer değiştiren canlıya ‘Kadın’. Dünya yansa, umurunda olmayan canlıya da ‘KKTC’de siyasetçi denir.

**

Sn. Tuğberk Emirzade, özel koruma altındaki Tatlısu plajından kum alınması ve ekolojik dengenin bozulması üzerine sosyal medyada yaptığınız paylaşımınızda,bu özel çevre koruma bölgelerinin yönetimi için AB,  5 milyon Euro bağışladı. 7 tane Land Rover ve 3 tane son teknoloji tekne alındı. Ama ne amaçla kullanıldıkları meçhul.  Denetlemek için kullanılmadıkları açık dediniz. Eeee vallahi doğru. Yoksa bir milyon bir defa alınan ve nesli tükenmekte olan bitkilerin köküne kezap suyu, kaplumbağa yumurtalarına da asit dökmeye kim cüret edebilirdi. Damla Beton hanımın da dediği gibi Tatlısu Belediyesi hükümet dinlemediği gibi, koruma alanı takmaz. Kaplumbağayı  umursamaz. Ve bölgeyi en sorunlu ve en hızlı kaybedilen doğal alan haline getirmek için elinden geleni yapar. Sevgili Tuğberk, oraları bal alınacak arı gibi gören başkandan ne köy nede kasaba olmaz deme. Bunları yaptığına ve dokunulmadığına göre yarın orasını ‘İlçe ‘ bile yaparlar.. Ama ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi olduğu da unutulmasın.

 

Günün Fıkrası69934864_1497444140394316_7920053838537555968_n.jpg

Günün Fotosu70244793_1544779618980041_4046344287913246720_n.jpg

Günün Sözü70515823_508258806665546_6977543735244488704_n.jpg

Günün Emeklileri70645176_752790125153071_6146413687398727680_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler