Eee söyleyin bakalım bu iş bitti mi?

Türkiye’de gerçekleştirilen darbeye herkes 15 Temmuz Kalkışması diyor. Ne kalkışması, buna ben tam aksine bu bal gibi ABD tarafından tezgâhlanan, İngiliz tarafından onaylanan bir darbeydi diyorum.

Kalkışma veya darbeyi yönlendirmek için Türkiye’ye gelen, Büyük Ada’da darbe öncesi 7 kişi ile toplantı yapan,  CIA ve Milli Haber alma Konseyi eski başkan yardımcısı, ABD'li devlet görevlisi Graham Fuller ile başaramadığını bukez başka biri ile başarmaya çalışacaklar.

Bu işlerin arkasında benim kanaatime göre dünyayı idare etmeye çalışan Rothschildler ailesi de var. CNN, NBC, NBC, CNBC gibi önde gelen basın kuruluşlarını elinde tutan, Türkiye, Kıbrıs, Azerbaycan, Brezilya, İtalya, Irak, Yunanistan, Fransa gibi ülkelerin içerisinde olduğu 168 ülkede bankaları olan hatta Merkez Bankalarını idare eden Rothschilder ailesi Obama’nın da sponsorluğunu yapıyor. Dolar ve Sterlin gibi güçlü paraları da basıyor. Kennedy’nin para basma işini bu aileden alıp devlete devretmek istemesi sonrasında, suikast ile ilgili şüpheleri üzerinde toplayan bu aile, Gülen’in de cilalama ve parlatma işini yapıyor.

 Rothschilder ailesinin Manathanda bulunan Merkezi Binasını CIA koruyor. Başarısız darbe girişiminden sonra Gülen imajını düzeltme görevi, bu aile tarafından büyük bir gücü kullanma ehliyetine sahip John Podesta’ya verildi. Obama'ya, Clintonlar'a, dünya para piyasasını yönlendiren ve Rothschilder ailesinin emrinde olan Soros'a ve Rothschildler'e yakın Podesta da 12 kişilik bir ekip kurarak elindeki medya gücü ile Gülen’i cilalayıp parlatmaya başladı.

Gülen, Podesta sayesinde, CNN International'den BBC'ye, New York Times'tan Financial Times'a kadar her yerde boy gösterdi.

Ergün Diler’e göre CIA, 2012'de Suriye için bir çalışma yaptı ve bu ülke için sonun başlangıcını hazırladı. Bu çalışmaya göre Suriye, üç parça olacaktı. Ülke bölünürken, Suriye'nin kuzeyinde eğitim Gülen’in okullarına verilecekti. Kobani ve Resulayn merkez olarak seçildi. Belirlenen bölgelerde tam 101 okul açılacaktı. Eğitim müfredatı işini Gülen yürütecekti. Tabii bu işin perde arkasında darbenin planlayıcısı Graham Fuller vardı.

Şimdi şu sıralar Türkiye’de at koşturtan İngiltere’ye gelelim. İngiltere AB’den çıktıktan sonra Orta Doğudaki etkinliğini artırmak istiyor. Bu nedenle girişimde bulunuyor. Beşer Esad’ın eşi Esma Esad için AB giriş yasağı koydu. Ancak İngiltere, İngiliz vatandaşı olan Esma için İngiltere’ye serbestçe giriş yapabilir dedi.

Şimdi Esma Esad’a bir göz atalım. Esma Esad'ın babası Fawaz Akhras ve diplomat annesi Sahar El-Akhras, İngiliz istihbarat servisi için ter döken iki MI6 ajanı idi. Halen de Londra'da MI6 tarafından korunuyor ve lüks bir malikânede yaşıyorlar.

Beşar Esad'ın karısı Esma Esad, Kraliçe II. Elizabeth'in en önemli ajanlarından birisidir. Esma Esad, Londra'da Cromwell hastanesinde doğduğu günden itibaren Kraliçe II. Elizabeth'in ona karşı ilgisi hiç eksilmedi.

Londra'da King's College mezunu olan, Deutsche Bank ve JP Morgan'da görev yapan Esma Esad, bu kurumlardaki özel bilgileri Kraliçe II. Elizabeth'le paylaştı.

Esma Esad, Kraliçe II. Elizabeth'le istediği her an görüşebilen 10 özel kişiden biridir. Bunca yıldır savaşın sürdüğü Suriye’de Ortadoğu’da etkin bir rol oynamak isteyen İngiltere, Beşar Esad'ın yerine Esma Esad'ı hazırlıyor.

MI6'nın raporlarına göre 2017 yılında Esma Esad, 3 parçaya bölünmüş Suriye'nin en güçlü kısmının lideri olacak. Britanya'nın Ortadoğu'da tekrar güçlü olması için Beşar'ın yerine Esma'nın gelmesi şart. İngiltere’nin bu isteği, ABD tarafından da olumlu karşılandı. Beşar Esad, kendisi için hazırlanan sonun farkında değil. Esma Esad'ın Sünni olması, Nusayriler tarafından seviliyor olması onlar için büyük şans. 2 yıl içinde Esma Esad 9 kez Londra'ya gitti. Her defasında da Windsor Castle'da Kraliçe II. Elizabeth'le bir araya geldi.

Şimdi eğri oturalım ve doğru konuşalım. Parçalanan Suriye’den sonra sıra kime gelecek dersiniz? İngiltere’nin ajanlarının Doğu’da Aşiret Ağa’larını ziyaret ederek onların yüklü banka borçlarını neden kapatıyor dersiniz?

Eeee söyleyin bu iş bitti mi?

*****

Müdür ve Öğretmeni dilenci yaptılar !...

Eğitime ayrılan bütçenin büyük bölümünü özel okullara ayıran ve ‘Kamu Okullarına’ yeterli para transferini bu nedenle yapamayan Eğitim Bakanlığı, Müdür ve Öğretmenleri ‘Dilenci’ konumuna soktu.

VELİLER İLE SIK SIK TARTIŞMA YAŞANIYOR

Okullarının giderlerini velilerden kırtasiye, yazılma ve benzeri nedenlerle temin ettikleri paralar ile karşılamaya çalışan Müdür ve Öğretmenler, bu nedenle veliler ile sık sık tartışma yaşıyor.

BAKANLIK ÇÖZÜM ÜRETEMİYOR

Öğrencilerden tuvalet kağıdı bile isteme durumunda kalan Müdür ve Öğretmenler, bazı veliler ile tartışma durumu bile yaşarken, bu duruma bir çözüm üretemeyen bakanlığın bu durumu sadece seyretmesi de tepkilerin giderek büyümesine neden oluyor.

VELİLERDEN 35 TL TALEP EDİLDİ

Gönyeli İlkokulu Müdürü Ragıp Öztüccar, velilere gönderdiği 26.9.2016 tarihli yazı ile parasız olarak nitelendirilen kamu okulu için çalışma defteri ve çalışma kitabı için velilerden 35 TL talep etti.

Okul Müdürü, velilere gönderdiği 26.9.2016 tarihli yazısında, Sayın Veli, 2016 – 2017 Eğitim – Öğretim Yılında, 1. Sınıf Öğrencilerimizin kullanacağı defter ve kitaplar için sınıf öğretmenlerine 35 TL.  Göndermenizi rica ederim.

Kullanılacak kitap ve defterler:

Türkçe 1 çalışma kitabı

Cümle defteri

Hece defteri

Matematik 1 Çalışma Kitabı

Matematik Defteri

Saygılarımla bilginize sunarım ifadesini kullandı.

BAKANLIĞA TEPKİ BÜYÜYOR

Okul Müdür ve Öğretmenlerini, para dilenme pozisyonuna sokup, veliler tarafından zor durumda kalmalarına neden olan Eğitim Bakanlığına yönelik tepkilerin giderek büyüdüğü belirtiliyor.