• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 17 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 19 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Sportif aktivitelerde 'kafa travması' riski

Sportif aktivitelerde 'kafa travması' riski

Sportif aktiviteler, profesyonel; amatör yada eğlence amaçlı olarak toplumun büyük bir kesiminin hayatında yer almaktadır. Bunlardan özellikle takımlar halinde karşılıklı mücadele şeklinde, temas edilerek  yapılan sporlar ( futbol, amerikan futbolu, basketbol vs.) kafa travması riskini de beraberinde getirmektedir.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Dairesi Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDÜ Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalından Doç.Dr. Doğa Gürkanlar, "Tekrarlayan Kafa Travmalarının Bilişsel Fonksiyonlara Etkisini" anlattı.

Doç.Dr. Doğa Gürkanlar; "Gerek eğlence sporlarında gerekse resmi müsabakalarda tekrarlayan kafa travmaları ve buna bağlı gelişen konküzyonlara sıklıkla rastlamaktayız. Her ne kadar sağlıklı bir yaşam ya da eğlence amaçlı yapılsa da burada gerekli önlemlerin alınmaması ya da kurallara uyulmaması sonucu  gelişen kafa travmaları telafisi zor, kimi zaman da mümkün olmayan zararlara neden olabilirler. Bu travmalarin izlerini kişiler ömür boyu taşıyabilmektedirler."Dedi.

Gürkanlar, hayatımızın öyle ya da böyle bir parçası haline gelen spor ve eğlence yaşamı sonucunda oluşan kafa travmaları tüm orta şiddetteki kafa travmalarının (konküzyonların) % 10'unu oluşturmaktadır. Bu da yapılan araştırmalara göre yılda yaklaşık 3000 yeni vakaya denk gelmektedir ki bu hiç de azımsanacak bir sayı değildir. Travmaya maruz kalmış bu kişilerde ikinci bir kafa  travmasına maruz kalma riski oldukca yüksektir. Beynimizin ön kısmını olusturan ve pek çok bilişsel fonksiyona yön veren frontal lob ise beynimizin en sık etkilenen bölgesidir.

Eğlence sporlarında ve resmi müsabakalarda genellikle konküzyon adını verdiğimiz  kafa travmalarına rastlıyoruz. Konküzyon; geçici bilinç kaybı, travma sonrası amnezi, travma sonrası hafıza kaybı, oryantasyon bozukluğu ve dikkat bozukluğu gibi hızlı gelişen kısa süreli norölojik disfonksiyonlarla ilişkili ortaya çıkan ve beyni etkileyen kompleks patofizyolojik bir prosesdir. Laboratuvar çalışmalar konüzyonun pek çok patojenik olay sonucu beyinde geçici fonksiyon bozukluklarina sebep olduğunu ve bu olaylarin da beyni ikinci bir travmatik beyin hasarına hassas kıldığını göstermistir. Sportif aktiviteleri de ele alacak olursak, bir kaza sonucu konküzyona maruz kalan bir kişinin ikinci bir konküzyona maruz kalma orani normale göre 3 kat fazladır. Bu da ilk travmadan korunmak için tüm emniyet önlemlerine uyulmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Aynı zamanda birden fazla sayıdaki konküzyonların kümülatif bir etkisinin olabileceği düşünülmektedir. Bizim de 2010 yılında fareler üzerinde konküzyon oluşturup su labirentinde öğrenme durumları üzerine yapmış olduğumuz bir laboratuvar çalışmasından çıkardığımız sonuca göre tekrarlayan kafa travmalarının farelerde uzaysal öğrenme ve bellek işlemini istatistik olarak anlamlı olmasa da olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca şu da bir gerçektir ki, iki yaralanma arasindaki zaman aralığı yedi günün üzerine çıktığı zaman bilişsel fonksiyonların etkilenme oranı anlamlı şekilde azalmaktadır.

Her ne kadar tekrarlayan konküzyonlarin kümülatif etkisi olduğu söylense de tekrarlayan kafa travmasina maruz kalan kisilerin bir adaptasyon kapasitesine sahip olabileceği ve konservatif olarak sadece istirahat ile tedavi edilebileceği de söylenmektedir.

Tekrarlayan  kafa travmalarinda önüne geçilmesi gereken bir problem de nöbetlerdir. Geçirilen bu nöbetler özellikle temporal lobun iç kısmında yeralan hippocampus' u da etkileyerek beyinde ek hasarlar gelişmesine sebep olmakadirlar. Nöbet geçiren bir hastanın nöbetlerinin sürekli olması durumunda uzun süre nöbet önleyici tedavi alma zorunluluğu ve bu tedavinin olası yan etkileri de gözardı edilmemelidir.

Tekrarlayan kafa travmalarına bağlı konküzyonlarin tanı ve tedavisi oldukça zordur.  Geriye dönük analizlerin sonuçları ise son derece kafa karıştırıcıdır. Tüm bu kafa karıştırıcı olaylardan bağımsız olarak dikkat edilmesi gereken nokta ise, kafa travmasında maruz kalan sporcunun yeniden sportif bir aktivitede yer almadan önce egzersiz esnasında veya dinlenme halinde iken semptomsuz olmasının gerektiğidir. Semptomları düzelmeyen bu kişilerin sebebi ne olursa olsun sportif aktivitelere geri dönmelerine, tekrar bir travmaya maruz kalıp belki de spor hayatlarının bitmemesi için, kesinlikle izin verilmemelidir.

Tüm elde edilen bu verilerin ışığında tekrarlayan kafa travmalarına maruz kalan kişilerin üretken çağdaki insanlar oldukları ve takip ve tedavilerine gereken hassasiyetin gösterilmemesi durumunda, kendi hayatlarının olumsuz etkilenebileceği ve aileleri için önemli bir üzüntü kaynağı olabileceklerinin yanında çalışamayacak olmaları durumunda da ülkelerinin ekonomisine olumsuz etkilerinin olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

 

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler