• BIST 9873.15
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Lefkoşa 28 °C
  • Mağusa 28 °C
  • Girne 26 °C
  • Güzelyurt 29 °C
  • İskele 28 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Bağımsızlık Yolu, YKP ve KSP'den Afrika Gazetesi'ne destek

Bağımsızlık Yolu: "Özgürlükçüyüz Ama Salak Değiliz. İfade Özgürlüğünün Yanında, Faşizmin Karşısındayız"
Bağımsızlık Yolu, YKP ve KSP'den Afrika Gazetesi'ne destek

Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri Ali Şahin'ina açıklaması şöyle:

"Afrika Gazetesi’nde yayınlanan karikatür ve ardından oluşturulan durumu endişe ile takip etmekteyiz. Bağımsızlık Yolu olarak hem anayasanın, hem kazanılmış temel insan haklarının, hem de demokratik bir toplum olmanın temel yapı taşlarından olan ifade özgürlüğünün yanında olduğumuzu belirtiriz. 

Afrika Gazetesi’nin karikatürü yayınlaması da, demokratik tahammüller çerçevesinde buna tepki gösterilmesi de ifade özgürlüğüdür. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki özgürlükçüyüz ama salak değiliz!
Özellikle TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın hakaretlerle bezeli hedef gösteren açıklamasını hem ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı, hem de adada emekçi kitleler arasında etnik kutuplaşma yaratmaya dönük açık bir kışkırtma olarak görmekteyiz.

Hükümet koltuklarını işgal eden DP ve UBP liderliğinin konu ile ilgili yaptıkları, yalakalığın son aşaması olarak nitelendirilebilecek açıklamalar ise işbirlikçilerin topluma verebilecekleri zararın potansiyelini bir kez daha gözler önüne sermektedir. 

Özellikle dün akşam Afrika Gazetesi önünde gerçekleştirtilen eylemde kendini gösteren ve bugüne yapılan çağrılarla devam eden faşist odaklar tarafından göçmen emekçilerin kışkırtılması üzerine yapılan çağrılar kabul edilemezdir. 
Polisin de, yargının da anayasal görevi ifade özgürlüğünün yanında olmaktır. Yani bu faşist kışkırtmaların sorumlularının yakalanması ve yargılanması da polisin ve yargının görevidir. 

Bağımsızlık Yolu olarak her daim ifade özgürlüğünün, emeğin kurtuluşunun yanında, faşizmin karşısındayız. Tüm demokrat, özgürlükçü kesimlere de çağrımız ifade özgürlüğünün yanında, faşizmin karşısında konumlanmalarıdır.

İfade özgürlüğü nefes kadar önemlidir"

YKP: "İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ NEFES KADAR ÖNEMLİDİR" 

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı'nın açıklaması:

"Önce ilkeye hatırlamakta yarar var: İçeriğinden bağımsız olarak –konuyla ilgili ne düşünülürse düşünülsün- başkasının düşüncesini özgürce ifade etme hakkının herkes tarafından savulması ve siyasi iktidarların bu alandaki rolünün özgürlükleri yargılamak değil; korumak olması gerekiyor.

Charlie Hebdo saldırısı sonrası çok tartışıldı ifade özgülüğünün sınırları var mıdır diye, verilecek cevapların bazıları ilkelere işaret eder ve diğerinin susturulmaya çalışılmasının, ifade özgürlüğünün kısıtlanması olduğunda çok kişi hem fikirdi. Zaten özgürlük sınırları genişlemektedir. Şiddet ve terör propagandası açık şekilde yapılmadığı sürece bunun kısıtlanmasını kabül etmenin de anlamı yoktur.

Neyin tartışıldığını bile anlamadan bir takım cihatçı ve faşist gruplar Afrika önünde eylem ve açıklamalar yaptı, protesto gösterisinde bulundu, bulunmaya devam ediyor. Ortada karikatür yoktu ama onlar karikatür kınaması yaptılar! Elbette barışçı eylemler insan haklarının önemli bir parçasıdır ama iafede özgürlüğü olmayan şiddet içerikli slogan atıp, açık şekilde şiddet çağrısı içeren açıklama yapanlarla ilgili daha önce de olduğu gibi herhangi bir soruşturma açılmayacağını da biliyoruz…

Karadeniz ve Hataylılar hemşeri dernekleri, AKP “kktc” temsilciliği, traji-komik şekilde “Kıbrıs Türk” halkı adına da açıklama yaptı! Recep Akdağ tam da insan hakları gününde saldırgan, seviyesiz açıklamalarda bulundu, üstümüze de alıyor ve aynen kendisine iade ediyoruz. “Kök Kıbrıslı Türk kardeşlerini” aday göstermekten övünen YDP de “Kıbrıs Türk” halkına konuyu kınayanlardandı!

Ortada olan, Erdoğan’ın hicvedildiği kolaj çalışması ve iktibastır! Böylesi hicivlerin benzeri defalarca başka liderler için yayınlanmıştır ve hatta açıp bakarsanız bugün de yayınlanmaktadır ama onlar sorun olmazken, bir kolaj bahane edilerek Afrika Gazetesinin hedef gösterilmesi, içeriğinden bağımsız konuyu düşünmemizi gerektirmektedir.

Daha önce Kıbrıs Gazetesi karikatürüne yapılanın aynisi Afrika Gazetesine yapılamaya çalışılıyor. Linç kültürünü geliştirmeye ve farklı düşünenleri susturmaya yönelik faaliyetlerle karşı karşıyayız. Bu nedenle içerikten bağımsız olarak ifade özgürlüğünü savunmamız gerekir… Bu neden vekil adaylarının “ama” ile bağlanan açıklamalarını herhalde “seçim hassasiyeti”(!) ile açıklamamız beklenir ama bizce bu açıkça ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına davettir. Böylesi utangaç kınamaları da kabül etmiyoruz!

Bunların yanında yabancı devlet büyüklerine karşı basın yoluyla işlenen suçlar konusunda da Kıbrıs’ın kuzey kesiminde hâlâ çağdışı uygulamalar mevcuttur. Dünyanın birçok yerinde ülkeler kendi yasalarından bunları suç olmaktan çıkarmaktadır.

Paris yargısı, Fas Kralı 2. Hasan ile ilgili bir haberde “Le Monde” gazetesini suçlu bulmuştu. 1881 tarihli Fransız Basın Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca dava açılan gazete, “yabancı devlet başkanlarına saldırı” iddiasıyla suçlu bulunmuştu. 25 Haziran 2002’de AİHM, “Le Monde” gazetesinin açtığı bir davada Fransa’yı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğünü koruyan 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum etmişti. Basın Kanunu’nun bu maddesi, 11 Şubat 2004’te “Perben 2 Yasası” olarak bilinen bir düzenleme ile iptal edilmişti. Bu süreç sonrası birçok Avrupa ülkesi değişikliğe gitmiş ve basın yoluyla yabancı devlet kişilerine karşı suçları yasalarından çıkarmıştır. Elbette her alanda AB ile uyumdan bahsedenler, konu hak ve özgürlüklere gelince sessizleşmesi yeni bir durum değildir.

YKP, Recep Akdağ’ın açıklamalarını kabül edilemez bulur ve Türkiye’deki gazetecileri, düşünce insanlarını hapseden zihniyetin Kıbrıs’a yansıması olarak görür. 

YKP, ifade özgürlüğünün nefes kadar önemli olduğunu vurgular, Afrika Gazetesi ile dayanışmasını “amasız” ortaya koyar.

YKP, Recep Akdağ ve burdaki işbirlikçilerinin zihniyeti ile yönetilme konusunda domine edilen bu coğrafyada seçime seçim deme koşullarının olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. TC’nin sivil-askeri bürokratları, seçilmişleri burayı deniz aşırı sömürgeleri olarak görmekte ve ona göre vilayet ilişkilerine uygun politikalar geliştirmektedirler. Akdağ’ın son açıklaması tam da bu çerçevededir, içinde emiri de barındırmaktadır, Özgürgün’ün son açıklamasını da bu emre itaat ve “gereğini yapacağız” yanıtı olarak okumak gerekir.

YKP, Recep Akdağ’a ciddi tepki geliştiremeyen seçime katılan siyasi partilerin, birer genel açıklama ile süreci geçiştirmelerini ciddi alternatif olamayacaklarının işareti olarak görülmesi gerektiğine inanır. Bu koşullarda YKP, Recep Akdağ zihniyeti ile yönetilmeye hayır demek için halkı sandığa gitmemeye çağırır."

KSP: “KUZEY KIBRIS’TA DEMOKRATİK BİR YAPI YOK”

Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP), Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) ile Afrika gazetesine yönelik tehditlerin Kuzey Kıbrıs’ta demokratik bir yapı olmadığının, düşünce ve ifade özgürlüğünün bulunmadığının kanıtı olduğunu söyledi.

KSP Merkez Komitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, “TAK'a edilen laflar, Afrika gazetesine savrulan tehditler ve daha niceleri, 7 Ocak sonrası yaşanacakların işaretleridir” denildi.

Açıklamada, “Kıbrıs Sosyalist Partisi; ülkemizin sömürgeleştirilmesine son vermek isteyen, ‘bu memleket bizimdir biz yöneteceğiz’ diyen ve halkımızın egemen olduğu gerçekten bağımsız, barış içinde ve birleşik bir Kıbrıs’tan yana olan herkesi, 7 Ocak seçimlerinde partimizin bu mücadelesine omuz vermeye ve bu mücadeleci çizgiyi temsil eden devrimci, sosyalist aday Osman Zorba’yı desteklemeye davet eder” denildi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler