Dokuzuncu Hariciye Koğuşu… (*)

Bazen insanların söylediklerini garipserim! Ve zaman olur, söylenenler üstünden uzun saatler düşünürüm… Olumlu, optimist, ümitlendirici bir şeyler bulmak için çabalar dururum! Söylenen, ifade edilen fikirlerin tümü taktikselve içe yönelik olsa da… Olur ya; Bir – iki doğru var mı diye çırpınırım bulmak için! *** Olaylarla ilgili olarak ise, “ altından çapanoğlu çıkacak “ evhamına kapılırım! “Sana söylerim kızım, gelinim sen anla “diyen kaynana durumu yaratılmak istendiğinde… Veya, birinin yüzüne karşı söylenemeyenlerin, başkasına söylenerek duyurulmak istenmesi hallerinde, şüpheciliğim daha da artar! Kapalı kapılar ardında konuşulanlar ile resmi basın toplantılarında söylenenlerin çoook değişik şeyler olduğunu herkes biliyor! Çiçeği burnunda Dış İşleri Bakanımızın Ankara’ya resmi ziyareti, bende “ bir bit yeniği var” şüpheciliğine neden oldu! Verilen barış ve geleceğe dönük umutlu mesajlar, işin görüntü kısmı! Uzun yıllardır Avrupa’nın bekleme odasında tutulan Türkiye’nin, artık AB hayalinden uzaklaştığı bir dönemde, Dış İşleri Bakanımızın, Çözüm sonrası Kuzey Kıbrıs’ın AB’ye üyeliğine Türkiye’nin itiraz ettiği bir gerçektir! Türkiye AB’ye girmeden, bizim girmemiz istenmiyor kısacası… Ve bugünkü yönetimiyle AB’ye alınması da mümkün değildir! Türkiye, yakın gelecekte AB üyeliğine alınmayacağına göre, Sayın Dış İşleri Bakanımız, Kuzey Kıbrıs’ın AB üyeliği ile ilgili,AB bakanı ile ne konuşmuştur? Bakın ne diyor Dış bakanımız: “ -  Türkiye’nin AB yolunda elde ettiği kazanımıbir işbirliği noktası olarak görüyoruz!” AB yolundan çoook uzaklaşmış, üçüncü sınıf demokrasisi ve terörün bölünme eşiğine getirdiği bir Türkiye ile hangi kazanımlarını paylaşacaksınız Sayın Bakan? Bu önemli konuları, TC hükümet yetkilileri ile görüşmesi gereken Sayın Başbakanımız değil mi? Davet niye size yapıldı, anlamış değilim! *** Madalyonun öteki yüzüne gelince… AB’ye üye olan Kıbrıs Rumlarının memnuniyeti devam ediyor mu? Yoksa girdiklerine itler kadar pişman mı oldular? İşsizlik, fukaralık, yoksunluk yaşamayan Rumlar, AB’ye üye olduktan sonra şoklarını yaşadılar! Çıkmak kolay olsaydı, bir dakika orada durmayacaklarından eminim! Hal böyle iken, bizim AB’ye büyük bir aşkla katılmak istediğimiz şüphelidir! Bu konuda bir kamu oyu araştırması yapılsa… Barışa, çözüme evet, AB’ye hayır çıkar! Deneyin, göreceksiniz… (*) Peyami Safa’nın romanı!