• BIST 10218.58
  • Altın 2444.587
  • Dolar 32.193
  • Euro 34.7877
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 20 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Rezaletin Daniskası! Skandalın Dik Âlâsı!

Cenk DİLER

Öğretmen sendikaları derhal harekete geçmelidir. Her konuda söyleyecek sözü olan sendikalar öğretmenlerin olur olmaz yerlere atanmasına neden sessiz kalmaktadırlar? Sakın ola artık okullardaki öğretmen eksikliğinden şikâyet etmesinler. Çünkü Atama Bakanı Serdar Denktaş, görevde olduğu müddet bu açıkları katlanarak artacaktır. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü’ne elemanları olan bir resim öğretmeni atandı. Kültür Dairesi Müdürlüğü’ne elemanları olan bir matematik öğretmeni atandı. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürlüğü’ne elemanları olan bir fen bilgisi öğretmeni atandı. “Beşi bir yerdeki bendolar” misali, kontrolü altında tuttuğu diğer bakanlıkların üst kademelerinde kim bilir daha ne kadar atanmış öğretmen vardır? Sizce bu normal midir? Bu durumu hoş karşılıyor musunuz? Bir yöneticinin de uzmanlaşmaya/branşlaşmaya ihtiyacı var mıdır? Herhangi bir konunun eğitimini alan bir kişi, konusu ile alakasız bir alanda da yöneticilik yapabilir mi? Olabilir diyorsanız eğer, o zaman dünyada neden branşlaşmaya önem verilmektedir? Okul müdürlüğü mevkiine, neden bir tıp doktoru atanmamaktadır? Örneğin; üniversitelerin eğitim fakülteleri neden eğitim alanında boş yere akademisyenler, doktorlar, doçentler, profesörler yetiştirmektedirler? Ya da; yöneticilik bu kadar önemsiz ve yönetmek de -bu mantıkla- bu kadar basit ise, üniversiteler tüm bölümlerini kapatıp neden tek bölümle yaşamlarına devam etmiyorlar? Neden tek tip insan yetiştirmiyorlar? O kadar masrafa ve zahmete neden katlanıyorlar? Aşağıda ilgili tüm dairelerin mevcut yasalarından alıntıladığım görevlerini, ilgili iş konusunda ehil/uzman/yetişmiş olmayan ve popülizm uğruna atandıkları gün gibi açık olan daire müdürleri ne derece iş yapabilecekler ve başarı sağlayabilecektir? İlgili yasalarından aynen alıntıladığım görevlere şöyle bir bakalım;

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrosu’nun görevleri;
  • Tiyatro sezonu içerisinde oyunlar sahneleyip, iç ve dış turneler düzenlemek;
  • Çağdaş tiyatro gelişmelerini izlemek ve Kıbrıs Türk ulusal kültürünün, çağdaş kültür düzeyinde yerinin olmasına yardımcı olmak.
  • Tiyatronun yoğun yerleşme merkezlerinde yaygınlaştırılması için gereken çalışmaları yapmak, katkıda bulunmak ve şubeler açmak ve
  • Sanatçı ve teknik elemanların eğitimi ve yetiştirilmesi için kurslar düzenlemek, dış ülkelere gerekli görüldüğü hallerde elemanlar göndermek,   misafir sanatçılar ve eğitmenler davet etmek.
Kültür Dairesi ne görevler yapar? Ona da bakalım yasamızdan;
  • Çağdaş ve özgün bir kültüre ulaşma yolunda, kültür-sanat
yapıtlarının üretiminin nitelik ve nicelik olarak artırılması için çalışmalar ve düzenlemeler yapar.
  • Kıbrıs Türk kültürünü ve Kıbrıs’ta yaşanmış diğer kültürleri ortaya çıkarır, korur ve tanıtır. Kıbrıs Türk folklorunun bütün dallarında bilimsel saptama ve her türlü değerlendirmelerin yapılması ve arşivlenmesi için gerekli çalışmalar yapar.
  • Özgün kültür değerlerimizin evrensel kültür içinde yerini alması için çalışmalar yapar.
  • Kültürümüzün ve kültür varlıklarımızın benimsenip korunması ve yozlaştırılmadan geliştirilmesi için çalışmalar ve düzenlemeler yapar.
  • Kültür ve moral değerlerimizin canlandırılmasını, yaşatılmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.
  • Kültür-sanat değerlerini halka ulaştırmak, bölgeler arasında dengeli bir kültür-sanat gelişmesi sağlamak amacı ile bölgelerde daireye bağlı merkezler açar.
  • Sanatın özgürce gelişebilmesi ve sanatçının yüceltilmesi için gerekli çalışmalar yapar. Sanat ve sanatçıların korunması ve sanatçıların nitelikli ürün vermesini sağlamak için her türlü çalışma ve düzenlemeyi yapar.
  • Yazın sanatının geliştirilmesi, üretilen nitelikli yazın ürünlerinin basılıp yayılması için çalışmalar yapar. Kültür Bakanlığı yayınlarının yaşama geçmesini sağlar. Kültürel ve sanatsal değerlerimizin basın-yayın ve diğer yollarla yurt içinde ve dışında yayılmasını ve tanıtılmasını sağlar.
  • Kültür birikiminin arşivlenmesini sağlar, çeşitli konularda arşivler kurar.
  • Kütüphaneleri çağdaş bir düzenleme ile halkın hizmetine sunar. Toplumumuzda kitap sevgisi ile okuma alışkanlığının gelişmesi, kütüphanelerin yaygınlaşması için çalışmalarda bulunur.
  • Plastik ve fonetik sanatların gelişmesi, yaygınlaştırılması ve halka mal edilmesi için her türlü çalışmayı yapar.
  • Geçmişte ülkemizde var olan el sanatlarının bulunup ortaya çıkarılması ve korunması, yeni el sanatlarının ekonomiye katkı getirecek bir konuma ulaşması için çaba harcar.
  • Güzel sanatların her dalında yetenekli elemanların saptanıp ortaya çıkarılması, topluma kazandırılması, eğitilmesi, teşvik edilmesi, özendirilmesi için gerekli önlemleri alır.
  • Güzel sanatların çeşitli dallarında kurulan amatör ve yarı-amatör derneklerin çalışmalarına yardımcı olur ve destekler.
  • Kültür ve sanatın gelişmesi ve yaygınlaşması için güzel sanatların çeşitli dallarında özendirici yarışmalar, seminerler, festivaller ve benzeri etkinlikler düzenler.
  • Kültürel sahadaki düşünce ürünlerinin dilimize kazandırılması, yerli ürünlerin dünya insanlığının yararına sunulması için kitap, dergi, ansiklopedi v,b. yayınlar yapar ( 19/1986 sayılı Kültür Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası).
  Eski Eserler ve Müzeler Dairemiz eksik mi kalsın? Kalmasın. Ona da bakalım;  
  • Eski eser politikasının ana hedeflerinin ve ilkelerinin saptanmasına yardımcı olmak amacı ile çalışmalar yaparak önerilerde bulunmak;
  • Eski eserler ve müzelerle ilgili Yasa Tasarısı, Tüzük ve Yönetmelikleri hazırlamak, uygulamak ve uygulanmasını sağlamak;
  • Geçmişe ait, tüm eski eserlere sahip çıkmak, bunları belirlenen bilimsel eserler ve yürürlükteki mevzuat çerçevesinde araştırmak, açığa çıkarmak, korumak ve değerlendirmek;
  • Ülkenin eski eserlerini geniş halk kitlelerine tanıtıp sevdirmek amacıyla, müzeler kurmak, yayınlar yapmak ve benzeri etkinliklerde bulunmak;
  • Taşınmaz eski eserlerin restorasyonuna ilişkin her türlü  iş ve işlemleri yapmak, bunları bakımlı duruma getirmek ve gerekli  görülenleri ziyarete açmak,
  • Taşınır ve taşınmaz eski eserleri saptamak; kazılarla açığa çıkarmak veya  bilimsel esaslar çerçevesinde bilimsel kuruluşlarca açığa çıkarılmalarını sağlamak ve tescil  ile envanterlerini yapmak;
  • Eski eserler  ile müzelerin korunmasına ilişkin  her türlü iş ve işlemleri  yaparak ve gelişip yaygınlaşmasını sağlamak;
  • Eski eserlerin emniyetini sağlamak için gerekli önlemleri almak ve alınmasını sağlamak ve
  • Başta  Türkiye olmak üzere diğer yabancı eski eser ve kültür kurum ve kuruluşları ile ilişki kurmak, işbirliği yapmak (23/1989 sayılı Eski Eserler ve Müzeler Dairesi (Kuruluş, Görev ve Esasları) Yasası).
Evet, yukarıdaki görevleri çabukça gözden geçirince, ne denli önemli oldukları, zor ve teknik bilgi/eğitim gerektirdikleri açıkça ortaya çıkmaktadır. Yok, eğer “no problem” diyecek olursanız, inanın ki doğru yoldasınız. Aynen böyle devam ediniz. Uçuruma doğru hızla ilerlemekte, ülkeyi daha da çok popülizme boğmakta ve tamiri imkânsız hatalar zincirine halka eklemekte devam etmektesiniz demektir. Üniversitelerin çeşitli bölümlerini lütfen gözden geçiriniz. Bir de mevcut bakanlıkları. Hemen hemen hepsi için “uzman” yetiştiren bölümler mevcuttur. Turizm, ekonomi, kültür, sanat, spor, yerel yönetimler, kamu yönetimi, tıp, eğitim, tiyatro, arkeoloji, hukuk, siyasal bilgiler, çevre, enerji ve daha niceleri. Herkes her işi yapabilir mantığı ne kadar doğrudur? Bekleyip görmemize gerek yok ki! Görünen köy kılavuz istemez. Sonuç kaçınılmazdır. Olacak olan sadece ve sadece fiyaskodur!

     

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları