Sn. Filiz Besim, Sağlık Bakanı olarak laboratuvar ile ilgili yapmış olduğunuz açıklama büyük takdir topladı. Bugüne kadar her bakan ve siyasinin ‘Sinde gulle’ geçsin düşüncesinden sıyrılarak, yanan laboratuvar ile ilgili olarak, kimse çöpü halının altına süpürmesin. Çöp dışardaki çöp tenekesine boşaltılsın imasında bulunarak orada bir suiistimal var. Alındığı öne sürülen milyonlarca liralık araç ve gereç alınmadı ve alınmış gibi gösterildi dediniz. Kısacası oradaki ‘Hamma hummaya’ dikkat çektiniz. Sn. Besim, ünlü düşünürler, hak edene haddini bildirmek, bir fakiri giydirmek kadar sevaptır der. Tabi koltuk düşünürleri aşabilirseniz o fakiri giydirmek size nasip olacak diye düşünenlerdenim.
**
Sn. Ömer Meraklı, Muhtarım, sosyal medyadaki paylaşımınızda, lafazanlığa gerek yok. Ağaç keserken kimi görürseniz derhal polise bildirin. Dağların ağaçların dili yok diyorsun. Ömer Muhtarım tamam da odun sobaları ile şömineleri ne yapacağız. Dar gelirli odun sobasına, bol gelirli şömineye bakıp dururken, son ağaç kalmayana kadar, son dal üzerinde kalan tek yaprak kımıldamayıncaya kadar lütfen bizi rahat bırakın. Ormanı dümdüz, ağaçları da yerle bir edelim demeyecekler mi? Muhtarım azalan ormanlarımıza bakarak, dillerimize sükût bürünmüşse, yara derindir. Yara derinse, onun adı da Allah Kerim’dir. Ancak Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve inilirse çıkılamayacağını, gölgesinde oturmak için bir ağaç bulamadığımız zaman anlayacağız.
**
Sn. Hasan Taçoy, maaşın yetmediği ile ilgili açıklamanızı, hastanede görüp, biraz rötarlı da olsa size yardım etmek için kolları sıvadım. Çoluk çocuk, birkaç eş dost ve arkadaş ile mendilleri hazırlayıp, Selimiye Camii önündeki yerlerimizi ayırttık. Beyaz Mendillerimizi açıp, bu memleket için gecesini gündüzüne katan, yemeyip halka yediren siz Milletvekillerimiz için para toplamaya başlayacağız. Sn. Taçoy, Abdülvahap bey, hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Siz siyasetçiler nedeniyle bizim bir yerlerimiz üç buçuk atarken, maşallah sizlerde dört dörtlük yaşam sürüyorsunuz dedi.
**
Sn. Selma Eylem, KTOEÖS Başkanı olarak yapmış olduğunuz hükümete yönelik,eğitimden, yollara, Ankara’da açılan ihalelerden hatalar nedeniyle ölen insanlarımızı içeren sert açıklamada, siz devlet olamazsınız diyorsunuz. Ah be Selma hocanım,fii devrinde, Afrika’da yakalanıp Amerika’da köle yapılan Kunta Kinteler, o dönemlerde Amerika’da bıraktımhükümet olmayı, egemen oldukları kadar bizimkilerde o kadar egemendirler. Egemenlikleri de bana göre dikili taşın ötesine taşınmaz. Bu konuda biz farklıyız diyen bu efendilere de be ama sizin farkınız ne? Yoksa sizi babanız mı doğurdu diye sormak isterim.
**
Sn. Mebrure Tahir Altuğ, Türkiye’de bir eşek çiftliği. Sütünün çok değerli olduğunu söylüyorlar. Çok da azmış sütleri. Belki bu yüzden değerlidir sütü. Çok yerde kullanılıyormuş, kozmetikte, ilaç sanayiinde, beslenmede. Merak edenler Kırklarelindeki çiftliği internetten araştırsın. Hani diyorum, Kıbrıs eşekleri bu kadar iyi cins ise, onlardan da çiftlik kurulabilir.neden olmasın diyorsunuz. Da, Mebrure Hanım, biz keklik, bıldırcın ve tavşan gibi hayvanları yok etme salgın hastalığı hala daha olanca hızı ile amip gibi bölünüp, bölünüp çoğalırken, elimizden ‘Eşekler ‘ mi kurtulacaktı? Sn. Altuğ, bizim soyumuz olan Homo Sapiens insan türünün genetiğinde, binlerce yıl evvel 7 insan türünü yok ettiği gibi canlıları da yok etme var. Ama galiba bu duygu bizlerde katmerleşerek büyüdü. Mebrure hanım, ben canlı kıyımı yapanlara inanın ağzım ile sövmüyorum. Ancak onlara küfür edercesine gülüyorum.
**
Sn. Derman Saraçoğlu, duyuru başlığı ile yaptığın açıklamada, yakında Maraş'a, Yılan, Çıyan ve Sıçan gözlemleri İçin, KKTC'den Uluslararası Safari Turlarımız Başlayacaktır. Kayıt yaptırmak isteyenler "Sucuoğlu Turizme" başvurabilirler. Jiplerimiz, Türk ASELSAN Malı Olup, her tür güvenlik ve konfor garantilidir diyorsun. Sevgili Derman, bu turlar için askerden izin almanız biliyorsun şarttır. Maraş’ın en azından bir bölümüne girmek için asker kökenli veya Türkiye kökenli asker yakını öğrenci veya birisi olman gerekir. Bak ben kayıt yaptırıyorum ama sonrasında bak ‘Oğlum ‘ diyerek ‘SU’ koy vermek olmaz. Bak Derman gardaş, herkesin derdi farklı. Kiminin ekmeği bayat kiminin, yüzüğündeki pırlanta taşı ufak. Bizim gibilerin ekmeği bayat. Ama Sucuoğlu gibilerin yüzüklerindeki pırlanta taşları ufaktan öte göz alırcasına büyük.
**
Sn. Fuat Topaloğlu, nasıl ki bülbül ne çekerse dilinde çektiği gibi, Kar-İş’e bağlı şoförler de öğrenci taşımacılığından çekiyor. Yok protokol imzalandıydı, yok imzalanmadığı tartışmaları arasında, topun bir kaleden diğer kaleye gitmesi gibi, sizlerde Maliye Bakanlığı ile Eğitim Bakanlığı arasında gidip geliyorsunuz. Bu nedenle de 16 aydır Allah bize bizde size denilerek ödemeler konusunda yan çiziliyor. Sn. Topaloğlu, bazı insanlar vardır, çok ama çok özeldirler. Bazı insanlar ise büyü gibidirler. Değdikleri hayatı cennete çevirirler. Aynen sizinkileri çevirdikleri gibi değil mi?
**
Sn. Adnan Eraslan, Millî Eğitim Bakanlığı Müdürü olarak, öğrenci taşıyan Kar-İş ile varılan anlaşma çerçevesinde hazırlanan protokole imza koymadığınız söyleniyor. Protokol ve şu bu nedenlerle otobüs şoförlerine16 aydır ödeneklerinin de ödenmedi dile getiriliyor. Adnan Hoca, senin ile ilgili birçok şikâyetler arasında yer alan iddia sonrasında otobüs şoförleri greve gideceklerini söylüyor.Ayşaba, sizin işaret parmağınız ile başparmağınızı, soğan keserken kestiğinizi ve kalem tutamadığınızı ve bu nedenle protokolü imzalamadığınızı söylüyor. Vallahi 16 ay bekleyen Kar-İş’e bağlı üyelerin neden bir 16 ay daha beklemediklerini ve seni sıkıntıya soktuklarını anlayamadım. Hoca, sen devlet düzenini bozmaya çalışan bu ‘Vatan Haini’ Kar-İş üyelerine bakma. Bence bir 36 ay daha bekle ve ödemeyi ona göre yap. Adnan hoca yanlış anlama ama bazı elbiseler insana bol gelir güldürür. Bazı elbiseler ise dar gelir düşündürür. Bilmem anlatabildim mi?
**
Sn. Cafer Gürcafer, esip, gürleyip yağacağım açıklamaların sonrasında, aman sel sularına kapılmamak, Fırtınanın yarattığı sert rüzgâr ile uçmamak için tedbir üstüne tedbir aldık. Yollar sağlama alınırken, kamu binaları ile bakanlıklar çelik direkler ile sağlama alındı. ‘Sarı ‘ yerine ‘Kırmızı’ alarm ilan ederek, sığınakları hazır ettik. Ancak esip, gürleme sonrasında ahmakıslatan modelinde yağmur yerine birde baktık ‘Tıp’ diyecek yağmur damlasını bile göremedik. Sn. Gürcafer, bizim Hatçe teyze, yutamayacağın lokmayı sakın yutmaya kalkma, ‘Gugukça’ kuşu gibi önce bir yerlerde dene, oradan geçerse ondan sonra yutmaya kalk dedi. Bak denemeyince işte böyle ‘Gurgurada’ düğümlenir ve kalır.
**
Sn. Şener Elcil, yapmış olduğunuz açıklama sonrasında ‘Vatandaş da sokağa inmeli’ diyerek vatandaşı sokağa inmeye davet ettin. Hayat pahalılığından bezgin hale gelen, yapılan zamlar ve diğer sıkıntılar ile 7 desimetre ses ile bangır bangır bağırarak ‘Geçinemiyoruz’ diyen bu halkın sokağa inmesini beklemek, anamızdan öpücük beklemek ile sanırım eş değer taşır. Gıccacığın işe girmesini, oğlancığın sözleşmesinin uzatılması için etek öpen ve kapı aşındıranların bol olduğu ülkede, sanırım sokağa ineceklerin sayısı, Fil hikâyesindeTimurlenk’in huzuruna çıkma hazırlığında olan Nasreddin Hoca’nın, arkasındaki sayı kadar olacak sanırım. Şener hocam, kan ve kemik her insanda bulunur. Mühim olan yürek ve niyettir. Bizdeki yürek maksıl olan korkaklık, niyet ise yağlama ve graso ile doludur.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, enteresan fikirlerine bir yenisini daha katarak, Maraş’ı turizme açalım dedin. Vallahi bende senin ile ayni fikirdeyim. Askeri takmayalım, Rum’u, AB’yi, es geçip, düzenleyeceğimiz turlar ile Maraş’ın ottan geçilmeyen, yıllanların cirit, sıçanların saklanbaç, haşaratın birdir bir oynadığı Maraş sokaklarını arşınlayalım. Turlar ile yarattığımız yıkımı sergileyelim. Gönderilen küfürleri dinlerken, nefreti makamından düzenlenen beste ve güfteler ile Zil çalıp oynayalım. Sn. Sucuoğlu, Hatçe teyze atma serbest olsaydı, Faiz ovlucuğum bu dalda kesin rekor kırar ve rekorunu da 100 yıl boyunca kimse kıramazdı diyor. Seda Sayan’ın seyirciye dönüp alkış, alkış dediği gibi bende halka dönüp, hadde hep beraber cibbanacibbana çalın diyorum.
**
Sn. Necati Özsoy sosyal medyadaki paylaşımında, Türkiye’deki gibi Adalet Bakanlığı şartmış. E gidecen, Türkiye’ye be refik sen. Yanlış meclistesin. Adaleti Bakanlık yaparsan adalet mi kalır? Türkiye’deki gibi diyorsun. Sevgili Necati, adalet diye diye, Adalet Ablayı sinir ve öfkeden öldürdüler. Adil düzen diye diye Adil amcayı yoğun bakıma kaldırdılar. Hak, hukuk diyenlere sinirlenen Hakkı dayı, beyin kanaması geçirdi. Haaa Vicdan sözünü ağzına sakız edenlere öfkelenen Vicdan abla için de, eli kulağında, ‘Yolcudur Abbas’ bağlasan durmaz diyorlar. Eeee kimi bulacaklar da Adalet Bakanlığını kuracaklar Neco’m?
Şht. Hasan Mustafa Sok. No 10
**
Fıkra
**
Günün fotosu
**
Günün sözü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.