Sn. Mustafa Akıncı, utanç duvarının yıkıldığı Berlin’e, Lefkoşa’daki duvarı yıkma düşüncesi ile giderek 3’lü görüşmelere katıldınız. Yaptığınız açıklamada,rayından çıkmış görünen bir treni yeniden doğru raya oturttuk ifadesinde bulundunuz. Yani golorambiciğin yaydığı ışık kadar olsa bile bir çözüm yolunda en azından küçük bir ışık yakıldı imasında bulundunuz. Referans şartlarında hemen hemen anlaşma sağlandığı denirken, Anastasiadis’in yeniden Brütüs’lüğe özenerek, özlü müzakerelerin yeniden başlaması için Türkiye’nin aleyhimize yürüttüğü eylemden, Akdenizi delmekten, Maraş’ta konolizasyon ile ara bölgede oldu bitti yaratma tehditlerine son vermeli diyerek pişmiş, akıdelenmiş fasulye’ye su kattığını gözlemledik. Sn. Akıncı, umuda Anastasiadis gibiler kelepçe vuramaz.Bu ve bunun gibilerin ruhu fahişe olduktan sonra bedenleri bakire olsa ne yazar. Öpe öpe bedenlerini de ruhlarına döndürüler.
**
Sn. Ayşegül Baybars, İmar Yasası fasariyası ve saldırıları bitmeden, bukez başınıza, ‘Haciz’ belası çıktı. Fii tarihinde, Anayasa hükmünde, Maronit’in malı eşdeğer karşılığı verilmez. Kpçan edilemez denilmesine karşın, gözleri hem miyop, hemde hipermetrop olan birilerinin yasayı görmeyerek vermesi, bu kadar bela içerisinde bu belanın da başınıza sarılmasına neden oldu. İçişleri Bakanlığı olarak temsil edilmediğiniz bir duruşmada, Mahkemenin aleyhinize verdiği 560 bin Stg. Tazminat talebini, tam takır kuru bakır, cep delik cepken delik bir durumda ödeseniz vay. Ödemeseniz vay. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık misali değneğin iki tarafı moklu. Sn. Baybars, birlikte siyaset yaptıklarınızın, kıyamam dedikten sonra sizi ince ince kıyıp pembeleşinceye kadar kısık ateşte kavurmaları, dünyanın en güzel ironisidir.
**
Sn. Erhan Arıklı, Mecliste Kıb-Tek ile ilgili vermiş olduğunuz önerge sonrasındayapmış olduğunuz konuşmada, kimseyle hesaplaşma niyetinde olmadığınızı, siyasi hiçbir partiyi de suçlamadığınızı belirttiniz. Ve amacınızın, Kıb-Tek’te 10’un üzerinde Sayıştay Raporu olmasının yanısıra, hukuksuzluk ve usulsüzlüklerin sorgulanmadığını ve Kıb-Tek’te yapanın yanına kalan bir sistemin devam etmesinin artık dur denmesi olduğunu söylediniz. Sn. Arıklı, İsmet Akim, muslukları kapattım. Ama borularda okadar patlak varki, bir türlü bunları kontrol altına alamıyorum demişti. Şimdiki yönetim kurulu başkanı,Erdal Onurhan komite kurduk. İnceliyoruz. Bakanlıktan da destek aldık. Bir suç unsuru tespit etmemiz halinde bunları polise ve savcılığa havale edeceğiz diyerek kolları sıvadı. Sanırım bu önerge onlara büyük destek olacak.Ve soruşturma dondurmasının üzerine fıstık ezmesi gibi gelecek. Hasibe Teyze, kirli ırmağı içine alan deniz, göl gibi değil okyanus gibi olmalıdır. Aksi takdirde foseptik çukuruna döner. Vallahi kıb-tek birilerinin gölü olduğuna göre neye dönüştüğüne lütfen siz karar verin.Ayşaba, deveyi havurdu ile götürenlere, at gözlükleriyle bakanlara, müsadenizle, Erhan ovlucuğumun çüşş demesi zorlarına gitmesin dedi.
**
Sn. Erdoğan Sorakın, UBP-HP hükümetinin kuruluş ilkeleri ve hedefleriyle hükümet icraatlarının örtüşmediğini ifade ederek, koalisyonun belli amaçlarla kurulduğunu söylediniz. Dolayısıyla bütçeden sonra hükümette 7 şiddetinde bir deprem olabileceği düşüncesinde olduğunuzu belirttiniz. Deprem sonrasında yerinden oynayan taşların tekrar yerlerine konması için, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra olası bir erken seçimin gündeme gelebileceğini belirttiniz. Olası bir erken seçimde CTP’nin taşları yerine tekrar koyması için hazır olduğunu söylerken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendi adayınız ile katılacağınıza da vurgu yaptınız. Sn. Sorakın, hükümetşu sıralar parçaları kaybolmuş puzzle gibidir. Kimisinin akıl dili, kimisinin laiklik ruhu, kimisinin birbirlerine yönelik kalplerinde sevgi yok. Halk olarak bizler, kimse kusura bakmasın ama herkese yapışanı değil, kendimize yakışanı severiz.
**
Sn. Emine Pilli, öncelikle yeni görevinizde başarılar dilerim. Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Dairesine Müdür mevkiine atanmanız sanırım fincancı katırlarını ürküttü. Ürken katırlar, sosyal medyada ve siyasi arenada 9 dükkan yıktı. Emine hanım, geçmiş yıllarda dağarcığınızı deneyim ve bilgi ile doldurmanız, bu konudaki zenginliğinizi gösterir. Bu deneyim zenginliği ile şarj ettiğiniz pilleriniz ile atanmış olduğunuz daireye maksimum oranda hizmet edeceğiniz görüşü hakim. Atama ‘CUK’ diye yerine otururken, kime yandığı belli olan sokak lambalarına aldırmayın. Bilgi ve deneyiminiz ile projektör olarak ülkenin tarihi eserlerini aydınlatmaya bakın. Aydınlattıkça bir gönülde bir çiçek yerine birçok gönülde buket olmaya çalışın.
**
Sn. Erdal Süreç, yaptığınız paylaşımda, bu BRT, devletinmi? Yoksa UBP’nin bir yayın organı mı? Devlet Bütçesinden milyonlarca Lira, vergilerimizden katkı alan bu kurum, sadece iktidar partilerinin boruzanlığını yapıyor. Haksız yayıncılık bir yana tek yanlı ve sadece UBP bakışı ile olayları yansıtmaya çalışıyor. Ayıp bir yana bunlarda utanma da yok dediniz. Sn. Süreç, bu ülkede eskiden ayıp yorgan altındaydı. Ama günümüzde balta ve nacak ile onuda katlettiler. Dolayısıyla o da kalktı. Utanma ve ayıp OUT, iktidarda emir düdüğünü çalan IN oldu.
**
Sn. Fatma Kara, deli'nin biri kuyuya bir taş attı Beştepe’ye giden CHP'li kim diye Türkiyede gündem değişti. Kriz - miriz Trump’ın hakaret dolu mektubu unutuldu. Hersey süt liman dediniz. Sn. Kara, referans şartları belli oldu. Tren raya tekrar oturdu denildiği noktada yarın da yine akıllının birisinin kuyuya bir taş atması veya trenin tekerine bir taş koyması sonrasında, ne federrasyon nede federasyoncuğu gündemden kaldırarak, ham hum şorolop düzeninin hakim olduğu statükonun devam etmesini sağlayacak olmasına kim nayır nolamaz diyebilir ki?
**
Sn. Turgay Hilmi, sosyal medyada sarı renk içerisinde birçok kuru şey ezdiğimiz, havan ile havanın kolunun resmini yayınlayarak, Bugün aklıma bu geldi nedense dediniz. Da, Ayşaba, Turgay ovlucuğuma selam söyleyin, acaba bu havanı aklına getiren, Nürünberg’den gittiği Berlin’de yolllarda gezerken gözüne takılan birileri olmasın. Malum onlar süreli olarak havanda kuru şeyler yerine su dövmeyi tercih edenler var. O birileri havanda su döverek anamızı ağlatırken, başkaları geride play back yaparak ölümüzün selasını okutuyor dedi.
**
Sn. Yusuf Barbet, hep KIB-TEK halkımızın geleceği, çocuklarımızın ve bu toplumun malıdır deriz.Fakat beş dakika elektirik kesilse, sosyal medya birilerinin oyuncağı olur ve veryansın ederiz. KIB-TEK aylar yıllardır personele ihtiyaç var diyor ama aldırmıyoruz.Aylardır orada emekli olan arkadaşlar var ve onların açığını çalışanlar kapatmaya çalışıyor ancak kimse umursamıyor. Evdeki çocuklarını ve eşlerinin yüzlerini görmeden görev yerine gidip geliyorlar. Kıb-Tek çalışanları yüksek maaş ve mesai alıyor diyorlar. Eeee vallahi haklarıdır. Çünkü 5 kişinin işini 3 kişi yapıyor. Üst yetkililer utansın. Onlar gece ailelerinin yanında ve sıcak evlerinde otururken bu arkadaşlar aile hayatını unuttu dediniz. Sevgili Barbet, kışın soğuğunda yazın sıcağında direk üstünde ceryanın tepmesi sonrasında canlarından olacaklarına aldırmadan işlerini yapan bu insanların aldıkları maaşta gözü olanlara ben belâ okuyamam, sadece onlar için Allah salâlarını versin derim.Çünkü bunlar 50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen insanlardır.
**
Sn. Ömer Meraklı, sosyal medyadaki paylaşımınızda, mavro yerimo kalsın. Ne tirenmiş be bu beytambalgalsın. Elli senedir gider. Biri iner biri biner. Tam lafazanlık dedin. Muhtarım, Trenin gittiği raylara birileri sapotaj yapmış. Raylar yerinden oynayınca tren tumba olmuştu. Rayları yerine koymaya çalıştılar. Ama sen o rayların yerine konduğuna bakma. Bu defa gidilecek yerlere kadar uzatılması gereken raylar uzatılmadığı için bitti. Tren, Makinist Anastasiadis ile yoluna devam ederse, rayların bittiği yere gelince tumba olacak. Hatçe teyze, bunların yüreği ve beyni kullanıcı hatasından bozulmadı. Bunların yüreği ve beyni doğuştan defoludur. Hayatı boyunca oyuncak ayıya sarılıp uyumuş bir kız, nasıl büyüdüğünde sevgili seçimi yüzünden zorluklar yaşarsa, defolu bu beyinler de insanlar ile insan gibi yaşama konusunda zorluk çeker.
**
Sn. Hakkı Celal Önen yaptığınız açıklamada, Berlin buluşması en azından kopmuş olan toplumlararası görüşmelerin yeniden başlamasına vesile oldu, ilerleyen zaman içinde ilgili ülkelerin iç meselelerine uygun olarak beşli bir toplantının da gündeme geleceği anlaşılıyor.Bence en azından İKİ BÖLGELİ + İKİ TOPLUMA DAYALI + POLİTİK EŞİTLİĞİ OLAN FEDERAL yapı üzerinde fikir birliği oluştuğu BM Gen. Sekreterinin açıklamasında anlaşılıyor. BU da yine güzel bir gelişme dediniz. Da Hacı amca tüm bunlar Grand Montana’da vardı. Berlin’deki görüşmelerden sonra Anastasiadis’in açıklamalarına bakarsanız, ne ray nede treni bırakacak. Hakkı bey, bazı insanları, gözümüzü kırpmadan, baktıkları pencereden atmak gerek. Çünkü bazı insanları biz hiç unutmayız. Yediğimiz salatada bile arar oluruz. Yani düşünüyorum da bir hıyarın eksikliği çeşitli sebze ile oluşturulan bir salatada bu kadar mı belli olur?.
Günün Fıkrası
Günün Sözü
Günün Fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.