• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Lefkoşa 19 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 20 °C
  • Güzelyurt 19 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 18 °C

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sn. Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanlığı yarışı sona erdikten sonra, gittiğim yola inandım, attığım adımlardan da korkmadım düşüncesi ile sevgili eşiniz, Meral hanım ile yine parkta yürüyüşlere başladığınızı, çarşıda de esnaf ziyaretlerinizi sürdürdüğünüzü gözlemledik. Ancak zarif eşiniz ile çektiğiniz fotoğrafta, çok ince bir detay gözümüze ilişti ve sizi top sakallı gördük. Bugüne kadar bıyık dışında görmediğimiz size top sakalın yakıştığını söyleyebilirim. Sn. Akıncı, sizin KKTC ile Kıbrıs Türküne olan aşkınız, ancak sağır bir ressamın, kristal bir yüzeye düşen, ipek bir şalın sesini çizdiği zaman bitecek.

**

Sn. Sibel Tatar, Cumhurbaşkanlığı sitesinde, daha sonra değiştirilen bir bildiride, Spor Üst Komitesi toplantısına başkanlık yaptığınız belirtildi. Eski Kick boks, AİKİDO, Karate ve birçok federasyona başkanlık yapan birisi olarak, engin spor tecrübelerinize dayanarak toplantıda yaptığınız konuşmada, spor ambargosundan dem vurarak, bu yolu Uluslar arası boyutta aşmak için elinizden geleni yaparak bu yolu aşacağımızı söylediniz. Bu yol Futbol Federasyonu eski Başkanı Ömer Adal ile yeni başkan Hasan Sertoğlu ile aşılmaya çalışıldı. Trabzonda gerçekleşen gençler olimpiyatında, Akdeniz Oyunlarında, Pınar’ın,  Eurocup’da AEL ile yaptığı maçın yanı sıra Fenerbahçe-AEL, Trabzon-Anortosis maçı ile sınıfta kalarak bütünleme şansımızı bile kaybetmiştik. Spor alanındaki engin deneyim ve bilginiz ile inşallah ısırgan otları ile dolu Zahar Guliciklerinin bir şinyanın arkasına sinip saldırmaya hazır bekledikleri bu yolu aşar ve ohtocuğun üzerinden atlarız.

**

Sn. Fazilet Özdenefe, Cumhurbaşkanlığı sitesinde, Sibel hanımın Spor Üst Komitesi toplantısına başkanlık yaptığı haber ile ilgili olarak yapmış olduğunuz eleştiri sonrasında sanırım susuz, sabunsuz yıkandıktan sonra, bu dakikadan sonra yargıçta biz savcı da biziz denilerek, birde telli fırça ile fırçalandınız. First Lady koltuğuna oturan kişi size,  sen yeryüzünde, bugüne kadar toplumsal, sorunları görmezken, çiçeği burnunda, Cumhurbaşkanı olarak ben, 1500 feet yükseklikten bunu gördüm dedi. Sn. Özdenefe, narksizm ve egodan, hiç kimse bugüne kadar ölmedi. Ama fırça atmaya çalışanlara, bestesi acem aşiyan, güftesi küfürlü hicaz faslındaki eserler sunanlar çok oldu. Bu eserleri, görme yeteneğini kaybeden şarkıcı Metin Şentürk bile görürken, diş gıcırtılarını sağır sultan bile duydu.

**

Sn. Erhan Arıklı, YDP Başkan Yardımcılarının, nalıncı keseri gibi hep kendi taraflarına yontmaya çalışarak, kendilerine yakın ilçe Başkan adaylarının seçilmesi için Ali Cengiz oyunlarına kalkıştığı ve kendilerine yakın olmayanları, çivileme yere çakarken, kendilerine yakın olanların koltuğa oturması için bundo bundo yukarılara taşımaya çalıştıkları söyleniyor. Başkan olarak, YDP Başkan Yardımcılarının bu davranışlarına sinirlenerek, Halep ordaysa arşın burada diyerek, eğer bir ceza verilecekse savcı da benim, yargıç da benim diyerek hepsini görevden aldığınızı öğrendik. Erhan başkan, İyi niyetinizin son kullanma tarihi bittiyse ve hançer yerini bulduysa, bırak acısı birilerine hatıra kalsın.

**

Sn. Fikri Ataoğlu koalisyon görüşmelerinin başladığı şu sıralar, geniş tabanlı bir hükümet modelinin iyi çalışacağını dile getirdiniz. Ancak CTP Başbakanlığında bir CTP-UBP-HP hükümetinin kurulmasının imkansız olduğunu söylerken, UBP'nin, 20 milletvekili ile CTP'nin altına girmeyeceğini belirttiniz. Ayrıca DP eski başkanı Serdar Denktaş ile aranızın limoni olduğunu belirterek, ilk adımı atmanıza karşın Serdar Denktaş’ın beklediğiniz adımı henüz atmadığına vurgu yaptınız. Başkan, Serdar Denktaş iyi ve deneyimli bir siyasetçidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde DP’den beklediği desteği görmediği hissi ile kırılmış olabilir. Duruşu ve tutumu nedeniyle, şuanda size ve partinize zarar vermiş olabilir. Ancak şuanda size zarar vereni unut, ama asla o zararın sizlere neler öğrettiğini ve muhtemel bir seçimde nelere mal olacağını sakın unutma. Çünkü siyasi hayatın bazı püf noktaları vardır. Eğer sen bunlara dikkat etmez ve unutursan, siyasetteki ömrünün geri kalanını, ‘tüh’ noktalarında geçirirsin.

**

Sn. Bertan Zaroğlu, sosyal medyadaki paylaşımın kafalarda soru işaretleri bıraktı. İnsan doğar, büyür, hasbelkader Milletvekili olur, Bakan olur, Başbakan olur hatta Cumhurbaşkanı bile olur. Ancak adam olamadıktan sonrası "Hiç"lik makamıdır.  Allah her siyasetçiye sözünün eri olmayı, zamanında durabilmeyi nasip etsin inşallah dedin. Demesine dedin de zarfın üzerine adresi yazmayı unuttun. Postacı üzerinde adres olmayan zarfı, şaşırıp başka kapıya bırakabilir. Sn. Zaroğlu, yaptıkları ile halkı şaşkına çeviren ve sonrasında acı içinde bırakan siyasiler, halkı, oy kumkuması ve ağzında oydan mamül bal arısı olarak görmesinler. Ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi olduğunu da bilmelidir. Ayrıca yedikleri kazık nedeniyle sürekli acı çeken halkta, acıların dermanı ağlamak olsaydı Eczacıların soğan satacağını bilmelidir.

**

Sn. Mehmet Çakıcı, KKTC diye isimlendirdiğimiz bu coğrafyada, uyuşturucu ve kumar bağımlılarının sayılarının ‘Ferari’ hızı ile yükseldiği artık çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Uyuşturucu baronlarının yanı sıra, Kumarhane patronlarının, tekerine, androş koymasını beceremeyenler ve torbacılar ile kullanıcıları enselemekle yetinenler, halkın tekleyen arabanın eksozundan çıkan zehirli gaz ile boğulmak üzere olduğunu ve ne ciğer nede ciğerciklerinin kaldığını görmek istemiyorlar. Eksozdan çıkan zehirli gazı önlemek ve ciğerleri temizlemek için Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesinde, PEPTEP isminde, 20 seanslık geçerliliği ve güvenirliği olan ve motoru ebiskevi eden tedavi program uygulandığınızı öğrendik. Buna ek olarak alkol tedavisinde de kullanılan Nalmafene Consta ismindeki iğne tedavisini kumar bağımlılarına da uygulanarak olumlu sonuçlar alındığını öğrendik. Sn. Çakıcı, bugüne kadar bu illetlerden kurtulmak isteyen insanları uyutarak, Almanca wiedersehen, İngilizce see you, Türkçe: tamam canım kendine iyi bak öpüyorum. tekrar görüşürüz deniliyordu. İnşallah elinize aldığınız İskender’in kılıcı ile kördüğümü bir vuruşta çözersiniz.

**

Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, UBP Milletvekili olarak 300 Maraş kökenli Rum’un mülklerine dönmeye hazır olduğunu, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun da bu sebeple kurulduğunu belirttiniz., 67-2005 sayılı karar gereği, komisyonun tazminat, takas ve iade çözümü sunduğunu söylerken, ayrıca, Maraş’ı siyasi kazanç elde etmek için açılmadığına Maraş’ın tüm hak sahipleri için açıldığını ifade ettiniz. Sn. Hasipoğlu, Maraş’ın, golifa dağıtılır gibi herkes yerine, mal sahiplerine açıldığını belirtmeniz, bizim tarafta olduğu gibi Rum kesiminde olumlu karşılandı. Yırtıcı bir Şahin’i okşamak yerine ağzında zeytin dalı bulunan bir güvercini, omuzda taşımak sanırım daha iyi olur. Zirveye uçarak da, sürünerek de çıkmak mümkündür. Ancak Kartal süzülerek zirveye konarken, yılan sürünerek çıkar. Biz o zirveye sizin de belirttiğiniz gibi, yara bere içerisinde sürünerek çıkmak yerine, havadan süzülerek inmek daha mantıklıdır diye düşünenlerdenim. 

**

Sn. Meriç Erülkü, Gönlünü yıkayıp arıtmamışken, habire abdest alıp, halka abdesliyim , hem bedenim hemde ruhum temiz ve tarafsız görüntüsü veren, ancak bence tarafsızlığını yitirerek, seyir defterini, bankalardan yana dolduran KKTC Merkez Bankası'nı Yüksek Mahkeme'de dava ettiğinizi açıkladınız. Yasaları uygulayan kurumlar değil, o kurumların yöneticileridir derken, bir banka yöneticilerinin sahte bilanço düzenlemelerine karşın Merkez Bankasının ısrarla bu bankayı koruyarak ceza vermediğini belirttiniz. Yöneticiler yasa tanımazsa, yasaları uygulamazsa, vatandaşları tehlikeye atmak pahasına birilerine ayrıcalık yaparlarsa, pes etmeyin. Yargı düşmeyen kalemizdir. Güveniyoruz dediniz. Sn. Erülkü, birilerine çok güvenip, ‘tüm güvenimizi’ karşımızdakine verirsek, bunu silah olarak kullanır. Mertse sizi korur, ancak namertse çevirir sizi vurur. Vurulduktan sonra ise o yarayı gözyaşlarınız bile temizleyip iyileştirmez

**

Sn. Güven Bengihan, KTAMS başkanı olarak, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Başbakanlığı NOS olup, Cumhurbaşkanlığının başladığı tarihte, yandaş, partidaş, arkadaşlardan oluşan 16 kişiyi istihdam ettiğini söylediniz. Bu olayın siyaset tarihine kara bir leke olarak geçeceğini vurgu yaparken, KKTC devletinin, anayasasının da, ayaklar altına alındığına vurgu yaptınız. Güven Başkan, Anayasa’nın bir defa ayaklar altına alındığını geçtik, emeklilerin kesilen maaşları ve birçok olayda olduğu gibi kevgire dönüştüğünü bilenlerdeniz. Bir devrin meşhur hayat kadını, Abbas’ın Şerif’i bile, uuu gavolem, bu Anayasa ellene ellene beni bile geçti. Ellenmedik ne önü nede arkası kaldı dedi. Ayşaba,   Bazı siyasiler vardır, çok ama çok özeldirler. Bazı siyasiler ise koltuğun gücüne kapılırlar ve o gücün yarattığı büyü ile değdikleri hayatı cennete çevirirler. Ağacın ne kadar yüksek olursa olsun, birgün yapraklarının yere düşeceğini unutup, yandaş, partidaş dışında kalan Kıratlıya bile bir selamı esirgerler.  Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Gülden Plümer Küçük, Kayıp Şahıslar Komitesinin, Türk Üyesi olarak, insanlık için yaptıklarınızı, KKTC halkının unutması mümkün değil. Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi sonrasında, 2006 yılından beridir, görev yaptığınız Mine Balman ile birlikte görev süreniz uzatılmayarak, görevinize son verildi. İnsanlık adına yaptığınız hizmetinize son verilmesi, insanlığın yüzünü kızarttı. Büyük olsun oğlum seneye de giyersin" derdi annelerimiz. Seneye de giyer, iyi oldu diye mutlu olurdu babalarımız. Bu yüzden, bu hayat siyaset arenası da dâhil olmak üzere, bizlere hep bir beden büyük geldi. Ancak bu yüzden, ruhumuzu anlamayanlara bizlerde hep bir beden dar geldik. Gelmeye de devam edeceğiz.

**

Sn. Özer Kanlı, Cumhurbaşkanlığı Sarayında, yumruklaşmaya kadar varan tartışma yaşadığınız öne sürüldü. Cumhurbaşkanlığı sarayında yaşanan kavga ve yumruklaşmanın,  Cumhurbaşkanı Tatar'ın önünde olduğu da ileri sürüldü. Yumrukların konuştuğu kavga sahnesine, LTB eski Başkanı Cemal Bulutoğulları'nın da dahil olduğu öne sürüldü. Sn. Kanlı mesele kavga veya yumruklaşma meselesi değil. Mesele yumruklaşmanın Cumhurbaşkanı önünde olması meselesi de değil. Mesele birilerinin bu kavgaya dahil olma meselesi de değil. Mesele, tüm hayatı boyunca, birçok kez kariyerini de ortaya koyarak, UBP’ye hayatını veren, Özer Kanlı’ya atıldığı ileri sürülen yumruklar meselesidir. Sn. Kanlı, Kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler biter. Oraya güzel şeyler ekilmesi gerekir ki güzel şeyler bitsin. Ancak gördüğümüz kadarı ile bazı kalplere, kıskançlık, kin ve öfke ekildi.

**

Sn. Reşat Kansoy, HP Güzelyurt ilçe Başkanlığından istifa ettikten sonra, yaşanan sıkıntıları dile getirdiniz. Yaşanan sıkıntılarından bir tanesinin de seçim süreci içerisinde halka hizmetin bir tarafa bırakılarak seçim yarışının ana hedef haline dönüşmesi olduğunu belirttiniz. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Kudret Özersay’da dahil, herkesin kendi bakanlığı minvalinden seçimde avantaj peşinde olduğunu ve hizmetin düşünülmediğini dile getirdiniz. Bu nedenle de HP’nin önünü açmak için istifa ettiğinizi söylediniz. Sn. Kansoy, siyaset turşu suyu gibidir. İçmeyenin ağzı sulanır, içenin ise midesi bulanır. Midesi bulanıp, başı dönenler nedense safralarını üzerimize boca ediyor.  

**

Sn. Ramazan Karal, Pazar günü yapılan Yeniden Doğuş Partisinin İlçe Kongresinde yeni İlçe Başkanı seçildiniz.  2 aday olarak yarıştığınız ve 1100 üyenin oy kullandığı seçimde, oyların 613 ünü alarak, 482 oy alan eski Başkan Zeki Yılmaz geçtiniz. Öncelikle partinize hayırlı ve uğurlu olmasını dileriz. Sn. Karal, insan, geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir. Aman, siyaset arenasında yaşayacağınız sıkıntılar sonrasında, ne ettim de bu başkanlığa aday oldum diyerek geçmişin hasretçisi, yaşadığınız anın şikayetçisi olmayın. Yaptıklarınızı veya yapacaklarınızı görmek istemeyen göze ışık ne yapsın diyerek, yolunuza devam edin.

***

Günün Fıkrası

Arabic technology

Amerikalı'lar yeni bir uçak geliştiriler ve bu uçağı denemek için Arabistan'a götürürler. Bir Arap pilotunu uçağa bindirirler ve uçak havalanır. Arap pilot uçağı kullanırken dört motordan biri patlar.
Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. Pilot da uçmaya devam eder.
Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca Arap pilot panikler.
Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve uçak kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir.
Araplar pilottan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir uçak yapmaya karar verirler.
Pilot biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar. Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.
Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce Amerikalı pilot: "Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der.
Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen pilot göstergelerde şu yazıyı görür:
"Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. Eşhe dü enla ilahe illallah...."

Günün Sözü127243757_285373089571257_4373204765465005481_n.jpg

Günün Fotosu

127190157_776005546590930_1474149521099160934_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler