• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 18 °C
  • Mağusa 19 °C
  • Girne 19 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 19 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Ulus Baker ve Pembe Marmara’nın ardından

Oshan SABIRLI

Ulus Baker ve Pembe Marmara önceki gece Lefkoşa’da düzenlenen bir etkinlik ile anıldı. Etkinlikte Ulus Baker ve Pembe Marmara’nın hayatından kesitler paylaşıldı.

Ulus Baker kendisi gibi olan, efsaneleşmiş hatta adeta müritleri olan bir kişiydi. Onu akademisyen, düşünür, sosyolog, çatlak, pasaklı, üretici, kibar ve daha birçok farklı kelime ile tanımlamak mümkün.

Pembe Marmara’ya gelince tam bir hanımefendi, öğretmen, kadın, cesur, hassas, kucaklayıcı ve çok daha fazlası ile tanımlayabiliyoruz.

Fraklı trajedilerin hayatları ile kesiştiği, ikisinin de ayrı ayrı zamanlarda doğal olmayan şekilde hastalığa yenik düştüğü ve hayatlarını kaybettiği biliniyor. Bu hayatta aile bireyleri dışında da en azından Ulus’un doğum gününde anımsanması ve bunun bir etkinlik ile de ortaya konulması kesinlikle önemliydi.

Ulus ve Pembe Marmara ile benim bir kan bağım yok, adı Pembe Marmara tarafından konan eşim Defne’nin yeğenleri Ulus ve Pembe Marmara’ya dair göz tanıkları, birebir yaşanmışlıklarla ilgi bir çok anekdotu biliyorum.

Bir aile bireyleri olarak Ulus’un insan yönü beni Deleuze, Spinoza, Vertov ve daha bir çok sıkıcı konudan çok daha fazla etkiledi.

İnsani yönden çok mit şeklini alan, toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren olaylara geçtiğimiz akşam da tanık oldum.

Sanki özellikle aykırılıklar üzerine bir kişi olarak tanımlanmaya çalışılsa da, efsaneleşen mitlerle Ulus, zor insan olması sayesinde alternatif anlatılarla tanımlanmaya çalışıldı ve tanımlamalar bu şekilde de devam ediyor. Anlatılan ve kurgusal yakıştırmalar ile yaşatılmaya daha da yüceltilmeye çalışılan Ulus’un hayatına dair anlatılan bir çok hikaye ise kulağa efsanevi gibi gelse de ne yazık ki gerçeği yansıtmıyor.

Ulus Baker onu tanıyanlardan çok, tanımayanların veya birkaç kez görüp, konuşanların eksik tanımlamaları ile ifade ediliyor.

Hatta sırf kulağa hoş geldiği için tabulaştırılan bazı hikayelere gülsem mi? Kızsam mı? diye düşünürken, “Ulus hayatta olsa kendi kendisi ile dalga geçerdi” diyerek geçiştiriyorum çoğu zaman.

Akademik yönü bir tarafa, akademik yönüne ek ortaya konulan Sovyetler Birliği ve Fransa’da eğitim gördüğü efsanesi de hoş bir yakıştırma olsa gerek. Oralara hiç gitmediği, hiç gitmemesine karşın küçük yaşlardan aldığı iyi eğitim ve kitaplara düşünlüğü, kendi başına öğrendiği diller ve hatta aşık olduğu kızın hayatında önemli dönemeçlerden bazıları oluşturması mitlere zemin hazırladı.

O kendi başına öğrendiği birçok dile yetkin oluşu ile bilmeyenler tarafından farklı konumlandırıldı. Rusçanın hayatına ve buna ek birçok kişinin çalışmalarına katkı koyması ile Leningrad'da doğduğu yalanları o kadar devleşti ki, referans olarak alınabilecek kaynaklarda bile Ulus’un Rusya’da doğduğu doğru olmamasına hatta Sovyetlere hiç gidememesine karşın yazılıp çizildi.

Ulus Baker ile ilgili şimdi kolları sıvama zamanı. Bu garip, dağınık, “kendisi gibi olan” dev adam hakkında fikir olarak geliştirilmeye başlanan 1-2 projemizi umarız yakın zamanda devreye koyabiliriz.

Umarız daha geniş kitlelere, gerçekleri ile onu anlatmayı başarabiliriz.

İyi hafta sonları. 

183804_10150102427496112_4066799_n.jpg1001667_10201049675297628_2140405323_n.jpg10710790_10152820102643708_7074314097557958073_n.jpg12974311_10154121212538708_2552062244693235397_n.jpg13607049_515625405288913_8531042706872922799_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları