• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 19 °C
  • Mağusa 19 °C
  • Girne 20 °C
  • Güzelyurt 18 °C
  • İskele 19 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 17 °C

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!
Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

 

Sahibine Mesajlar

 

Sn. Ersin Tatar, Maraş’ın açılması konusunda kolları sıvadığınızı yaptığınız açıklamada okuduk.Bizim Cenk Mutluyakalı köşe yazısında, belirttiMaraş dışında “mülkiyet sorunu”nun tümünün çözümü için en az 10 milyar sterlin gerektiğinin konuşuldunu belirtti. Meclisinin yerini satması için mülk sahibi, Dianellos Vergopulos,  35 milyon Euro istedi. KKTC’de kurulan 166 otelin 133’ü Rum toprağı üzerine yapıldı.Kuzeyde 1 milyon 453 bin dönüm Kıbrıslı Rumun toprağı var. Bugüne dek 19 bin 298 dönümün parası ödenerek satın alındı. Buna karşılık bizlerin Güney’de 492 bin dönüm toprağımız kaldı. El altından satılanlar ile bu rakamın 455 bine düştüğünü Avrupa İstatistik Dairesi açıkladı. Lefkoşa’daki büyük bir turistik oteli için 12 milyon sterlin ödenirken sadece meclisin yerine 35 milyon Euro isteniyor. Maraş dışında “mülkiyet sorunu”nun tümünün çözümü için en az 10 milyar sterlin gerektiği söyleniyor. Peki bütün bunlara Maraş’ın da ilave edilmesi sonrasında bu rakam nerelere tekabül eder dersiniz? Türkiye ödesin derseniz, cevizcinin çuvalında oynamak güzel. Ama çuvaldaki cevizi geçtik, cevizin yaprağı bile kalmadı.Bu işler, vatan, millet, Sakarya, nurlu ufuklar kitaplarının tevziatı ile olmuyor. Mesele açarım diyerek büyük harflerle nutuk atmak değil, mesele bir çözüm sonrasında kavgalara ve savaşlara kapıları kapatmaktır.

**

Sn. Nidai Güngördü, Girne Belediye Başkanı olarak Girne’yi daha yaşanır bir kent haline dönüşme çalışmalarınız ilgi ile izlenirken, ayağınıza atılan bayda, (Çelme) yolunuza konan androş (Takoz) herne kadar sizi yolunuzdan alıkoymasa da Antik Liman örneğinde olduğu gibi yavaşlatıyor. Kimin elinin, kimin cebinde olduğu belli olmayan limanda, yıllardır demirli halde duran boatcafe,bakımsızlıktan battı. Her kafadan bir ses çıktığı ve yetki karmaşası yaşandığı ve elinizi uzattığınız anda elini çek denildiği için Limanı, b....k götürüyor. Benim olsun da şov yapayım diye düşünenler, Girne’ye verdiğiniz önemi bilmelerine karşın, bu durumu kulak arkası ediyorlar. Antik limanın denetleme ve kontrol yetkisini size vermedikleri süre boatcafe olayında olduğu gibi daha çok tatsız olayları yaşayacaklar. Başkan,Kır çiçekleri ile salon çiçekleri arasındaki farka en çok ve en iyi toprak şahitlik eder. Salon çiçekleri şov için güzel görünebilirler. Ama kır çiçekleri sizin gibi emeğin temsilcileridirler. Bunu anlamak için kâhin olmak gerekmez.

**

Sn. Kudret Özersay, Anastasiadis ile gizlice yediğiniz yemeğin yankıları devam ediyor. Yapmış olduğunuz açıklamada, sosyal içerikli bir etkinliğe bu şekilde tepki gösterilmesi beni üzmüştür dediniz. Da, Nusret dayı da Kudret ovlucuğum üzülmek istemezsa üzmeyecek ve Brütüs olmayacak diyor. Cumhurbaşkanı Akıncının, AKEL lideri ile sosyal bir etkinlikte bir araya gelmesinden haberinizin olmadığını dile getirdiniz. Abdülmutallip amca, Kudret bey, bizim torunun, kavga ettiği arkadşına, bak benim babam, senin babanı döver. Bir yumrukta Ay’a uçurur dediği gibi, damda gezer takyanoz vur beline kazmayı, oyunundan pasajlar sundu. Arazi meselesinde, Serdar Denktaş’ın, istifa edip, 4 parti lideri gelsin bu konuyu istişare edelim. Hükümet yoluna devam etsin. Beni de soruştursunlar, varsa suçum mahkemeye versinler demesine karşın, hükümeti bozması sonrasında halkı ve diğer parti sempatizanlarını üzdüğünü de unutmasın dedi.Sn. Özersay, sizin söylediklerinizden sonra bir itirafta bulunmak isterim. Roma’yı yakan Neron değildi. Sizin gibi gizlilik sınırlarının ötesinde gezinen bendim. Sezar’a bıçağı saplayan, Akıncı’yı arkadan hançerleyen de Brütüs değil, Brütüs kılığına giren bendim.

**

Sn. Erhan Arıklı, Maşallah Mecliste yaptığınız konuşmalar ile yampuri, yampuri giden işleri gündeme taşıma misyonunu sürdürüyorsunuz. Son olarak bazı medya kuruluşlarına verilen para desteği ile basında ayırım yapıldığını ve ‘Yandaş Medya’ yaratıldığını dile getirdiniz. Bazı yayın organlarının siyasilerin ve iş insanlarını eleştirirken, bir kısım medyanın kirli ilişkiler içinde olduğunu dile getirirken, yıllardır iktidara gelen siyasi partilerin kendisine yakın yayın organlarını direkt olarak desteklediğini belirttiniz. Sn. Arıklı, gör beni göreyim seni mantığı ile hareket eden siyasi-basın yayın işbirliğinin olduğunu üzülerek söylemekte fayda görüyorum. Bu nedenle çürüyen kısmın kesilerek çöpe atılması gerektiği düşüncesindeyim. At binenin, kılıç kuşananın olmaması gerektiğinın de altını çizmek isterim. Sn. Arıklı, bu hep kendine yontan nalıncı keserinden bozma siyasilerin oluşturduğu kalabalık ortamı sevmem. Çünkü nalıncı keserlerinin hepsinin yüzünde bir maske var. Allah’tan, bu suratsızların maskelerini düşrmesini ve onlara birer surat yapmasını istedim. Olmadı. Olsun surat yapacak değilim.

**

Sn. Zeki Çeler, Pazar günleri inşaat faaliyetlerinin sürdüğüne dair bilgiler aldığınızı ve Bir bakanın döneminde denetimler artarsa, diğer bakan döneminde azalırsa devletin devamlılığına güven sarsılır. Biz görevden gittik diye helva döküp kına yakanlar var. Kara listede olan insan kaçakçıları ülkede fink atıyor” dediniz.  Ayrıca burs ve part time iş vaadiyle yabancı uyruklu insanların ülkeye getirildiğini ve sömürüldüğünü, bu işlerde ciddi komisyonların döndüğünü ifade ettiniz. Sn. Çeler, hükümet bu sıralarda, Maraş’ı açma, gizli gizli yemek davetlerine katılmak ve ciğercinin kedisi gibi camdaki ciğere bakarken ‘YesSir’ kitabını, emret paşam skecinin notlarını okumakla meşguldür. Böyle basit işler ile uğraşacak zamanlarının pek olmadığını düşünenlerdenim.  Bir gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemediğiniz sürece, diğer düğmeleri yanlış iliklenmiş olacaktır. Biz işe düğmeleri yanlış iliklemekle başladık. Ayşaba, kopmuş olan bir ipe düğüm attığınız zaman en sağlam yeri bile olsa o düğüm olacaktır. Fakat ipe her dokunduğunuz zaman canınızı acıtan da o düğüm olacak dedi. Eh ne diyelim. Hem düğmeler yanlış iliklendi hemde düğüm canımızı acıtıyor.

**

Sn. Murat Kanatlı, Vicdani Ret Yasa Tasarısı’nın geçmiş hükümet döneminde belli bir aşamaya getirilmesine karşın, mevcut hükümetin, gündeminde böyle birşeyin yer alamamasını eleştirdiniz. Ve UBP - HP koalisyon hükümetinin vicdani ret yasasının Y’sinden bile söz etmediğini söylediniz. Sevgili Murat, dünya hızla hatta Türkiye bile hızla profesyonelliğe geçerken, bir başka deyişle onlar bu konuda son model arabaları ile yol alırken, bizlerde onları el arabası ile takip etmeye çalışıyoruz. Bunlardan önce türlü türlü, ruh halimiz vardı. Bu arkadaşların gelmesi sonrasında ne ruhumuz, nede hali kaldı. 

**

Sn. Arslan Bıçaklı, Türk-Sen Genel Başkanı olarak Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun “çok ivedi” olarak toplanması ve çalışanların kaybettiği alım gücünü dikkate alarak yeni Asgari Ücreti günün koşullarına uygun olarak yeniden belirlemesi gerektiğini vurguladınız. Son dönemlerde ülkede dövizin ciddi şekilde yükselmesinin akaryakıta, gaza ve otomatik olarak bütün tüketim maddelerine yapılan zamlar nedeniyle çalışanların ve halkın alım gücünüyüzde 30-35 oranında düşürdüğünü ve asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını kaydettiniz. Bu nedenle de yeni asgari ücretin, 1 Temmuz tarihinden itibaren yürürlüğe konulması gerektiğine vurgu yaptınız. Başkan, tok açın halinden, cebi şişkinde, cebi tam takır kuru bakır olanın halinden anlamaz. Birisi siyah havyara talim ederken ohhh derken, diğeri domates, zeytini gıdım gıdım yerken yumruk vurduğu soğanın gözlerini yakmasından offf çekiyor. Bak bunlar ile ilgili aklımdan geçenleri, geçen gece ziyaretime gelen Şeytan’a a anlattım. O bile yapma günahtır dedi

**

Sn. İsmail Durak, son zamanlarda, polislerin, vatandaşlara yönelik davranışları büyük eleştiri topluyor. Bazı polislere küfürlü hicaz faslından beste, santurlu küfürlü acem aşiyan faslından güfte düzenleniyor. Bu arkadaşlar, biten bataryaları ile vatandaşın gönüllerindeki kapsama alanı, dışında kalırken, arandıkları zaman, şuanda ulaşılamıyor,daha sonra yeniden arayın mesajı ile karşılanılır. Bunlar gönüllerin o müstesna bölgelerine giremezken, sen ve senin gibi halka tebessüm ile yaklaşan, güzel kalpli polis çavuşları dafull çeken bataryaları ile gönüllerin en müstesna yerindeki kapsama alanında sürekli geziniyorsun.Bölge halkı, senin üniversite mezunu Demirhan Polis Karakolunun örnek polis çavuşlarından birisi olduğunu dile getiriyor. Sen ve senin gibi güzel yürekli polislerin artması için bence müdürlerin, sizleri fark ederek ödüllendirmesi gerekir. Sn. Durak, bence bindiğin bu otobüs ile gitmekte olduğun yoldaki ilk durakta, 3 pırpır ile değil, son ‘Durak’ta omuzu kalabalık olarak ineceksin. Çünkü örnek bir polis olarak buna layıksın.  

**

Sn. Süleyman Kansu, Salamis Bay Genel Müdürü olarak çok çalışkan ve güzel işlere imza atan birisi olarak isminizden övgü ile bahsedildiğini duydum. Deniz üzerine yapmakta olduğunuz iskele ve oteldeki yenilikler ile girişken birisi olduğunuza kanaat getirenlerden de birisi oldum. Ancak Salamis Otel’den, sahile, oradan da denize akıttığınız atık suları görünce, otel ile ilgili güzel düşüncelerim gitti, bu nasıl turizmcilik soruları geldi. Sn. Kansu, jet ski, lastik kolluk ve benzeri satış yapılan yerden denize akan atık su, turist kaynayan sahilde çok kötü bir görüntü yansıtıyor. Turizmci olarak siz buna katlanabiliyorsanız, ülkesini seven ve turizmi bu ülkenin katma değeri olarak gören bizlerin katlanamayacağını bilmenizi istedim. Fors, şu bu nedeniyle çevre size göz yumabilir, ama ülkesine gördükleri sonrasında kötü intiba ile dönen turist size asla göz yummaz. Denize akan atık suyu görünce inanın bu duruma neden olanlara ağzımla sövmedim. Ama bir yerim ile küfür edercesine güldüm. Huriye teyze, kanat vardır Doğanı padişaha götürür; kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür der. Aman sizin kanatlarınız kuzgun kanadı olmasın

**

Sn. Orhun Karagözlü, sosyal medyadaki paylaşımınızda, bolibif kutusunu bile açmayı beceremeyenler, Maraş’ı açacak mış. Sizler sadece deniz aşırı gelen emirleri yerine getirmekle mükellefsiniz. Hemen şimdi makam araçlarınızla kapalı Maraş’a gidiniz. Araçlarınızın forsları da sallansın. Sizi Nizamiye kapısından içeri sokmazlar. Onun için Maraş’ı açıyoruz martavalı okumayınız. Sizler sadece Ankara’nın önünde ceket düğmesini iliklemekten ve peki efendim ile baş üstüne emredersiniz demekten başka iş yapamazsınız. Öpüldünüz dedin. Sevgili Orhun, Münevver Teyze, insan geldiği yeri unutursa, gideceği yolda kaybolur. Hayatta öyle seçimler yapmalı ki, kazandığı şeyler, kaybettiklerine değsin. Yanlış kalbe misafir olduysa, oturmasını değil, kalkmasını bilsin diyor. Ne dersin?

**

Sn. Lale Bicim, sosyal medyadaki paylaşımında, Sn. Bakanın milletvekili maaşına ihtiyacı varmı? Evine ekmek götürmeye çalışan bir işçinin ekmeğini elinden almak yakışırmı ?Bence, Sn.Bakan, işe usulsüz alım yapıldı ise sen istifa et.Görevini layığı ile yapmamışsın. İşçinin emekçinin işine ekmeğine uzanan el kırılsın dedin. Da,Ayşaba, İlahi Lale gızım, 20 bine yakın aylık maaş, makam arabasının arka koltuğu, bakan olmanın yarattığı güç hiç bırakılıp gidilir mi? Lale gızım sen aklını peynir ekmekle mi yedin diyor. Sevgili Lale, Nuriye Teyze ise Lale’ciğim işinin uzmanı ve tereciye tere satmayayım. Siz siz olun, kimseyi yıllardır mahrum bırakıldığı sevgi ve ilgiye boğmayın. Sonra doz aşımından hastayı kaybedersiniz. Özelde Cumartesi gecelerinin, genelde birçok gecenin katili sarımsak, kuru ve serin ortamlarda 3 ay boyunca kimseye zararı olmadan usul usul bekler. Bunlar sarımsak kadar bile sabırlı olamadılar dedi.

**

Sn. Tamer Samancıoğlu, ülkeye gelen bütün ürünlerin, Türkiye üzerinden geldiğini, böyle olunca da döviz bazına çevrilen para biriminden dolayı yediğimiz ve içtiğimiz herne olursa olsun ekonomik olarak da toplumu çökerttiğini belirttin. Vebana göre ya para birimi değişmeli ya da Kıbrıs sorunu bir an önce çözülmeli. Kıbrıslı Türkler için Türk parasıyla çalışmak en zor iştir.  Yetkililer koltuklarında oturup, çok güzel bir maaş aldığı için de kimse sesini çıkarmıyor dedin. Sevgili Tamer, aşk birkaç lafla başlar, dudaktan dudağa beslenir. Dokuz ay on gün sonra da baba diye seslenir. Koltuk sahibi ise 3 ay evvelinden kapı kapı gezer. El öperek beslenir. Seçim zamanı oy olarak sandıktan, kazandık Allah Kerim diye seslenir. Bizler Allah Kerim diyenlere koltuğun derin olduğunu ve inerlerse çıkamayacaklarını göstermezsek, bu kısır döngü değişmez.

***

fikra-007.jpgGünün Sözü

 

İnsanları geçimsiz yapan

SEVGİSİZLİKTİR

Bir birine düşman eden

İLETİŞİMSİZLİKTİR

Güzellikten yana ne varsa

yok eden

İLGİSİZLİKTİR

Günün Fotosugunun-fotosu-161.jpg

 

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler