Sn. Mustafa Akıncı, Tepebaşı – Çamlıbel ve Kalkanlı bölgesinde çıkan büyük yangın sonrasında, Güney Kıbrıs yöneticilerini arayarak helikopter ve yangın söndürme uçağı talebinde bulundunuz. Güney’in çağrınıza ve isteminize olumlu yaklaştığını ve yangın uçağının gönderileceğini belirttiniz. Kısacası, dünyanın üzerinde bir toplu iğne başı kadar bile gözükmeyen Kıbrıs Adası üzerinde insanların kavga yerine dayanışma içerisinde olması gerektiğini ‘Yangın’ olayı birkez daha bizlere göstertmiş oldu.Siz ormanlarımızı ve arazilerimizi korumak için yangın helikopterinin kiralanması veya alınması şarttır derken, Başbakan Tatar’ın, yangın helikopterinin alınması veya kiralanması maliyetlidir. Bu nedenle helikopterden vazgeçtik demesi manidar karşılandı. Milletin başına mankenler kraliçesi Adriana Lima düşerken, bizim başımıza yangın helikopteri istemezükler düşüyor. Ne diyelim?
**
Sn. Ersin Tatar, yapmış olduğunuz açıklamada, KKTC’de birinci dalga oldumu ki ikinci dalga olsun dediniz. Vallahi Tsunami’ninbirinci dalgasını, 20 katlı bir apartman büyüklüğünde beklerken, 6-7 apartman katı büyüklüğünde gelen korona virüs bize şaka yaptım, şaka yaptım dedi. Bu nedenle onu dalga olarak nitelendirmedik. Haaa, ikinci dalga olmaz açıklamanızı,Mors Alfabesini bilmediğimiz ve Sümer dili ile yapmış olmanız nedeniyle anlamadık. Sümer devleti 4000 önce yıkıldı. Bizlere, Sümer edebiyatı okutulmadığı, sizlerde devlet olarak o kadar kadro açmanıza karşın bu konuda kadro açmadığınız için kimse bize tercüme edemedi. Bu nedenle susma hakkımızı kullanarak ‘’No coment’ dedik.
**
Sn. Kudret Özersay, Tepebaşı, Çamlıbel ormanlık alanı ile ODTÜ Kampüs alanı civarındaki büyük yangının söndürülmesi ilgi ilgili olarak,Güney’in yanısıra BM’den ve Türkiye’den yangın helikopteri ile yangın uçağı getirtilmesi yönünde tabiri caizse Cumhurbaşkanı Akıncı ile canınızı yediniz. Sonuçta hem Türkiye’den hemde Güney’den yangın helikopteri ile yangın uçağının gelmesini sağladınız. Dolayısıyla büyük yangının verdiği büyük hasarın daha da büyümesini önlemeye çalıştınız. Kudret hocam, bu yangın hepimizi derinden üzdü. Hüzünlendirdi. Tamam, hüzünler Olgunlaştırır. Kaybetmek sabrı öğretir. Ancak insanların din, dil, ırk gözetmeden bir birine yardıma koşması da inan yardımlaşmanın önemini hatırlatır.
**
Sn. Hulusi Akar, bizde yangınlar, Türkiye’de anlayamadığımız şeyler oluyor. Bizim Minik Kuşlar, Örneğin Libya anlaşmasının mimarı, Tüm Amiral Cihat Yaylı, 15 Temmuz kalkışmasında asker kışladan çıkmama emri verilmeliydi diyen General Sezai Aksakal ve Afrin Harekâtının komutanı, Orgeneral Metin Temel, kızağa alındı. 3 Komutana da kahraman diyorlardı. Neden alındılar diye soruyor. Ayrıca bizim minik kuşlar, FETÖ’cu olduğu öne sürülen5000 subayın, dosyalarının hazırlandığı ve masanızda olduğu, imzalanıp imzalanmadığını merak ediyor. Sn. Akar, Türk erkeğine manitan var mı demişler.Var dersem gelecek olanlardan mahrum kalırım. Yok dersem de elimdekinden olurum demiş. Vallahi sizde ihtimalleri düşünerek isterseniz ne imza yok, nede var deyin.
**
Sn. Dursun Oğuz, havada meydana gelen ani ısı farklılığı nedeniyle, son 3 gün içerisinde birçok bölgede yangınlar meydana geldi. Özellikle dün Çamlıbel, Yorgoz ve Akeniz köyü ile Kalkanlı köyü bölgesindeki yangınlar bir avuç yeşilimizi de yok ederek ormanlarımızı ve dolayısıyla ciğerlerimizi de yaktı. Türkiye ile yapılan protokol sonrasında Anamur bölgesinden gelmesi yönünde anlaşmaya varılan bir yangın helikopterinin, Anamurda çıkan yangın nedeniyle gelememesi, saat 11.45 gibi başlayan yangına ancak, 15.00’de müdahale edilebilmesine neden oldu. Son çıkan yangınlar, yaz günleri boyunca bir yangın helikopterinin kiralanmasının şart oluğunu bize göstertmiş oldu. Sn. Oğuz,yangın helikopter konusu her açıldığında, bizleri mahveden şey, kiralayacağız diyerek yalan söyleyen siyasilerin bize yalan söylemiş olmaları değil, onlara bir daha inanmayacak olmamızdır
**
Sn. Tolga Atakan, anladığım kadarıyla, şu korona virüs test haberlerine fena kızdınız. Ve sosyal medyadaki paylaşımınızda, kıymeti kendinden menkul kişilerin, herhangi bir bilgiye dayanmadan, bütünü kavrayamadan sırf “ilgi” uğruna karaladıkları bir kenara, bunların anında “makul” olduğuna karar verilip haberleştirilmesi apayrı bir lezzet. İnanın hava bu kadar sıcak olmasa takmayacağım da hava sıcak be kardeşim dediniz. Sn. Atakan, lezzet aldığı bir şeye insan bu kadar tepki vermez. Demek ki o lezzette, Urfa’nın meşhur acı biberi İsod’da karışmış. Acı ve sıcak sizi fena terletmiş ki, isyan noktasına taşıdı.Ayşaba, test iddiası nedeni ile takınılan tavrı ve ciddiyeti ne bayrak törenindeki protokolde, ne bir şirketin üst düzey toplantısında, ne de cenaze töreninde göremedik ‘Sebastian’ dedi.
**
Sn. Özdemir Berova, sosyal medyada yapmış olduğunuz bir paylaşımda, sıcakların bastırdığınıve 40 dereceye yaklaşan sıcaklıkların, deniz mevsimin açtığını dile getirdiniz. Ancak korona virüs pandemisindensonra bukez Kızıldeniz’den gelenve insan ile temas ettikten sonra müthiş bir kaşıntıya neden olan denizanası tehditti ile karşı karşıya kaldığımızı belirttiniz. Sn. Berova, galiba bazı üstakılların insanları koronavirüs ile tabiat ananın da fırtına, şiddetli yağış ve bu tip olaylar ile cezalandığına tanık oluyoruz. Doktorum, özellikle biz Kıbrıslı Türkler, asgari ücret gibi kimse ile geçinemez olduk. Çinlisinden AB’lisine, tabiat anasından devlet bubasına kadar önüne gelenden tokat yemekten tokat manyağına dönüştük.
**
Sn. Fatih Portakal, rahmetli babam, oğlum doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar. 10’uncu köyde de barındırmazlar derdi. Bülbülün çektiği dilinden, sizin gibi başarılı haber spikerleri de yağdanlık ve graso takımı ekibine üye olmamasındandır. Ciğercinin kedisi olmak yerine, Özgür sokak kedisinin felsefesini benimsemeniz ve bazıları gibi ‘Emir Eri’olmamanız nedeniyle, soğuk savaş dönemi politikalarında olduğu gibibirileri evinizidrone ile gözetecek. Çiftlik eviniz birilerinin ağzına sakız olacak. Evinizin adresi paylaşılıp, aileniz hedef gösterilecek. Sn. Portokal, birileri bunları yaparken, hakkınızda bulamadıkları şeyler için Allah Kerim, yarın bulur icabına bakarız diyecek. Ama Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve indikleri o kuyudan çıkamayacaklarını sanırım öğrenecekler.
**
Sn. Serdar Denktaş, bir aya yakın bir süre pozitif bir vakaya rastlanmaması nedeniyle toplumsal korunma sona ermeli ve artık normal hayata geçilmelidir dedin. Yalnız diyabet ve benzeri kronik rahatsızlıkları olanların korunduğu, bireysel önlemlerin devam ettirileceği ve hükümetin artık ekonomiyi güçlendirme formülü üzerinde kafa yoracağı yeni bir düzene geçip tüm giriş kapılarının açılması gerektiğini belirttin. Gardaş, Tsunami’nin ilk dalgası küçük boyutlu geldi. Bir başka deyişle koronavirüs şaka yaptım dedi. Gerekli tedbirleri almaz ve hadde yahu sende dersek İkinci dalga sanırım hepimize ‘Yok artık’ dedirtecek. Vallahi ben yazboz tahtasına döndürülen hükümet kararlarına baktıkça, bir daha dünyaya gelirsemyontma taş devrinden bu tarafa geçmeyeceğim. Orada, tutarsız kararlar yok.Emir erleri yok, para derdi yok.Siyasilerin yaptıklarına baktıkça sinir olma derdi de yok.gir mağaraya yat uyu.
**
Sn. Sadi Güneş, Lefke Kaymakamı olarak, sebze ve meyve üreticilerinin Kaymakamlığa ait su kuyularından aldıkları suya zam yaptığınız öne sürülüyor. Yedidalga üreticisinin ekonomik krizin devam ettiği bu günlerde yapmış olduğunuz bu zam nedeniyle sıkıntıya girdiği belirtiliyor. Yedidalga’da herkesin bu zam nedeniyle şok yaşadığına vurgu yapılırken, kuyu kazma izni de vermediğinizden zam nedeniyle sıkıntıya girdikleri ileri sürülüyor. Ayşaba, bu koronavirüs nedeniyle yaşadığımız kriz sonrasında cebimiz SOS verirken, yaşam kalitemiz de yaraalarak yerlerde sürünüyor. Ancak, Lefke Kaymakamı gibiler sağolsun. Yaramızı gördükleri gibi tuzluğu alıp geliyor dedi.
**
Sn. İrem Uygun,Çanakkale Türküsü, El Gibi şarkısından sonra hoş geldinşarkısını, buğulu sesin ile mükemmel icra ettin. Kulaklarımıza hoş seda gönüllerimize neşelendirme operasyonu yaptın. Sevgili İrem, ‘’Uygun adımlar ‘ ile çok güzel işlere imza attığına tanık oluyoruz. Geothe, İnsan kendini yalnızca insanda tanır demişti. Vallahi ne yalan söyleyeyim, seni tanıdıkça, sendeki insanlığı ve ruh güzelliğindeki cevheri gördükçe kendimizi daha çok tanımaya başladık. Hz. Mevlana, bazı insanlar dua gibidir. Görünmez ama dokunur sana. Duyulmaz ama bırakmaz seni demişti. Bizim küçük bir kız kardeşimiz olarak, insan sevgisi ile dolu ruhundaki o güzellik ile şarkıların, türkülerin ve yaptıkların ile gönüllerimize görünmeden hep dokunuyorsun
**
Sn. Fikri Toros, Girne çarşısını ziyaret ettiğinizi ve salgın nedeniyle durağan hale gelen turizmin yanısıra, ticari aktivitelerin çok daraldığını gördüğünüzü söylediniz. Ve benzer durumun, Lefkoşa, Mağusa ve Güzelyurt çarşılarında da yaşandığından şüpheniz olmadığını dile getirdiniz. Acil destek paketi oluşturulmazsa ülke ekonomisinin takriben 40%, Girne çarsının ise takriben 85% oranında daralacağını belirttiniz. Sn. Toros, salgından sonra ekonomi ‘’Toros’’ dağlarından Mesarya ovasına ineceğinizden şüphemiz yoktur. Eski hurmalar bir yerlerimizi cırmalarken, hükümetin buzdağının yalnız üst tarafına bakarken, korkulacak bir şey yok demesi, sanırım ‘Batmayan Uçak’ gemisi KKTC’yi, Titanik’den beter yapacak.Hükümet ortaklarının geminin yetmiş yerden yara almasına karşın, kendimizi çok pozitif hissediyoruz açıklaması bende şok etkisi yaratıyor. Ya siz gebelik testi misin? Alkali pil misin? Akü müsün? Siz nesiniz ki, hiç negatifiniz yok demekten kendimi alamıyorum.
**,
Sn. Kasım Uluçaylı, koronavirüsün yarattığı pandemi nedeniyle, devlet, kamu çalışanlarının maaşlarına tırpan vururken, büyük diye isimlendirdiğimiz ancak isimlerinin büyüklüğü kadar bir yerlerinin kovuk olduğuna tanık olduğumuz iş adamlarının da işten el çektirdikleri çalışanlarının, maaşlarının dibine asit döktüğünü gözlemledik. Ancak, Kamp-Der’in sorumlusu olarak, siz ekonomik durgunluğa karşın, çalışanlarınızın maaşlarının yanısıra bayramlıklarını da ödediniz. Sn. Uluçaylı, nasıl ki, bir babanın evde oluşu 10 kilitli kapıdan daha güvenliyse, sizin de Kamp-Der’in başında olmanız, çalışanlar için o denli güven kaynağıdır. İnsan beyni ve yüreği değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur. Maşallah siz değirmen taşına insan sevgisini atmışsınız ki onlar için durmadan birşeyler öğütüp duruyor.
**
Sn. Harun Maden, TürkcellGenel Müdürü olarak yapmış olduğunuz açıklamada, “Ülkenin lider teknoloji şirketiyiz dediniz. Ve açıklamanın devamında şu an ülke olarak dünyanın gerisindeyiz ifadesinde bulundunuz. Hem lider olmak hemde teknoloji lideri olduğunuz ülkenin dünya sonuncusu olmasını inanın anlamış değiliz. İmkân verilmesi durumunda4.5G, 5G ve fiber yatırımları için hazır olduğunuzu ifade etmeniz inanın bize ‘’Yok artık ‘’ dedirtti. Hatçe Teyze, be arkadaşlar, yahu 3 G’yi bile doğru dürüst sağlayamayan, koptuktan sonra bağlanan ancak daha sonra ben oynamam diyen ve saklambaç oynayan interneti sağlayanlar, telefon dairesinin verilmesi sonrasında ülkeyi başka nerelere getirecekler merak ediyorum.Önce 3 G'yi doğru dürüst tamamlasınlar da 5 G şunda dursun dedi..
**
Sn. NövberGürtay, Facebook’un ne düşündüğünüzü sorduğunu, sizin de ne düşünecem be arkadaş.60 güne yakın boşuna evde oturduk. Elimiz taşın altında boşuna ezildi dediniz. Ve halen bugün oldu, adına katkı denilen o büyük 1500 TL'yi sizin alamadığınızı belirttiniz. Açılalım diyenlere yaptığınız göndermede ödenen bu bedelin niçin ödendiğini sorarken, açıldıktan sonra bunun bedelini işçi ve emekçinin mi ödeyeceğini sordunuz. Açılalım gitsin yahu. Ne olacak? Vardır bu kararlarınızla zengin edecekleriniz elbet dediniz. Sn. Gürtay, önceden türlü türlü, ruh halimiz vardı. Bu arkadaşlar sayesinde bu aralar ne ruhumuz kaldı nede hali. Ben bunların yaptıklarına baktıkça inan ağzım ile küfür etmiyorum. Ancak bir yerim ile küfür edercesine katıla katıla gülüyorum.
***
Günün Fıkrası
Günün Sözü
Günün Fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.