• BIST 9983.19
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • Lefkoşa 31 °C
  • Mağusa 33 °C
  • Girne 25 °C
  • Güzelyurt 27 °C
  • İskele 33 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

Tüp bebek için geç kalmayın

Çiftlerin çocuk planlarını erteleyip, “Nasıl olsa tüp bebek yöntemiyle evlat sahibi olurum” diye düşünmesi yanlıştır...
Tüp bebek için geç kalmayın

Çiftlerin çocuk planlarını erteleyip, “Nasıl olsa tüp bebek yöntemiyle evlat sahibi olurum” diye düşünmesi yanlıştır. Kadının yaşı bebek sahibi olması bakımından çok önemlidir.
40 yaşından sonra bir kadının tüp bebekle hamile kalma olasılığı yüzde 20'nin altındadır…

 

Kısırlığın sebepleri nelerdir?

Ülkemizde yedi çiften biri yani iki milyon çift çocuk sahibi olma konusunda sorun yaşıyor. 42 bin çift tüp bebek tedavisine başvuruyor. Kısırlığa yüzde 45 oranında erkeğe, yüzde 45 oranında kadına, yüzde 10 oranında ise hem kadın hem de erkeğe bağlı faktörler sebep oluyor. En önemli faktörler arasında;

1- Tüplerin kapalı olması, rahmin içi şekil bozuklukları, miyomlar ve genetik sorunlar.
2-Yumurtlama bozuklukları.
3- Guatr, diyabet gibi hastalıklar.
4- Sperm şekil bozukluğu, sayı veya hareket azlığı, hiç sperm bulunmaması.
5- Çikolata kistleri, endometriozis rahatsızlığı teşhisi belirlenen durumlar.
6- Hareketsizlik, yaşam tarzı, geç evlenmek, aşırı kilo, teknolojinin aşırı kullanımı ve stres gibi çevresel faktörler de yer alıyor.

Ne zaman doktora başvurulmalı?

Genç ve yeni evli adaylar için bir senelik korunmasız ilişki ardından yüzde 90 oranında hamilelik beklentisi vardır. Bir senelik korunmasız ilişkiye karşın hamilelik sağlanamadıysa yardımcı üreme yöntemlerinden destek almak gerekir. Ayrıca;

– 35 yaş ve üstü kadınlarda,
– Yumurta rezervi azlığında,
– Dış gebelik veya tüplerin tıkalı ya da alınmış olması durumunda,
– Karın ameliyatları geçirildiğinde,
– Cinsel yolla bulaşan bir hastalık söz konusu olduğunda,
– Endometriozis tespitinde,
– Birinci derece akrabalarda kısırlık (infertilite) söz konusu ise zaman kaybetmeden uzmana başvurulmalıdır.

1 Uzun tedavi protokolü: Adetin 21 ve 23'üncü günlerinde başlayan tedavide yumurtaların büyümesi için hormonal baskılama yapılır. İğne tedavisinde vajinal kanamanın üçüncü günü ya da kanama olmazsa iğnenin 14'üncü günü hastaya ultrason yapılır.
2 Uyarıcı hormonlar kullanımıyla yumurta geliştirilmesi: FSH, HMG içeren hormon iğneleriyle düzenli olarak yumurtalıklar uyarılır ve içinde yumurta hücresi olduğu düşünülen keseciklerin gelişimi sağlanır. Gelişen yumurta sayısı tedavide başarı şansını doğrudan etkiler. İğneden yaklaşık 34 saat sonra yumurtalar ameliyathane ortamında anestezi altında toplanarak embriyoloji laboratuvarına gönderilir. Bazen de OHSS olarak tanımlanan aşırı uyarılma sendromu gelişebilir. Bu durumda embriyolar dondurulup transfer iptal edilebilir.
3 Döllenme ve embriyo gelişimi: Laboratuvar ortamına alınan yumurta hücreleriyle baba adayından alınan sperm örneği döllenmeye hazır hale getirilir. Sperm hücresi elde edilemediği durumlarda cerrahi yolla sperm toplanarak tedavi gerçekleştirilir. Dölleme işlemi, klasik tüp bebek yönteminde sperm ve yumurta hücrelerinin aynı ortam içine konulmasıylae hareketli spermlerin doğal ortamlarında yumurtaya ulaşarak döllenme sağlanmasıdır. Mikroenjeksiyon yöntemi ise seçilmiş sperm hücresinin yumurta içerisine enjeksiyonuyla gerçekleşir. Embriyo gelişimi günlük olarak takip edilmektedir. Günlük takiplerin amacı rahme tutunma olasılığı en yüksek ve kaliteli embriyonun seçilmesidir. Embriyoskop adı verilen cihazlarla embriyolar canlı olarak izlenir. Bu sırada gebelik oluşturma potansiyeli en yüksek embriyo seçimi daha doğru ve güvenli şekilde yapılır.
4 Embriyonun rahme transferi: Embriyo veya embriyoların rahme transferi doğru veya uygun şartlarda yapılamazsa tüm tedavinin başarısını riske atabilir. Bu nedenle transfer gününün belirlenmesi kişiye özel olabilir. Transfer sonrasında iyi kalite embriyolar varsa dondurularak saklanabilir. Saklanan bu embriyolarla bir sonraki tedavide folikül geliştirici hormonların kullanılmasına gerek kalmadan tedaviye başlanabilir.

Tedavi süreci nasıldır?

Tüp bebek tedavisi, kadından alınan yumurtanın erkekten alınan spermle laboratuvar ortamında döllenip embriyo gelişimi sağlandıktan sonra embriyoyu kadın rahmine yerleştirme işlemidir. Öncelikle kişiye özel bir tedavi süreci oluşturulmalıdır. Anne adayından rahim filmi (HSG) veya histeroskopi, tiroid, prolaktin hormon düzeyiyle kan sayımı, kan grubu, hepatit ve HIV testleri istenebilir. Sperm analizi sonuçlarına göre baba adayının da üroloji uzmanıyla görüşmesi gerekebilir.

Tüp bebek çocuk sahibi olamayanlar için tek tedavi seçeneği midir?

Tüp bebek tedavisi kısır (infertil) adaylar için tek seçenek değildir. Bazen yalnızca yumurtlama takibi ve düzenli ilişki sağlamak bile hamileliği kolaylaştırabilir. Tüp bebek tedavisine karar vermek adına hastanın sorunu hakkında doğru tanı konulması ve uygun tedavi seçeneğinin hastaya anlatılması gerekir. Uygulanacak tedavi yöntemleri arasında, yumurtlamanın uyarılarak düzenli ilişki sağlanması ya da aşılama tedavisi yapılması, tüp bebek tedavisi ya da bazen yalnızca cerrahi bir müdahaleyle var olan sorunun ortadan kaldırılması yer alır. Erkek sperminin ileri derece düşük ve yok olduğu durumlar, kadın tüplerinin tıkalı olması ve ileri yaş tablosu olan çiftlerde tüp bebek tedavisi kaçınılmazdır.

Tedavi süresi

Embriyo transferinden iki hafta sonra gebelik testi yapılır. Tedaviye başlama süresi 21-23 gün, transferin ardından iki haftalık bekleme süresi yani toplamında 35-40 günlük uzun ve yorucu bir süreçtir.

Kadının yaşı ne kadar önemli?

Tüp bebek tedavisinde çiftleri endişeye düşüren bir konu da tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasıdır. Çiftler bu sonucu aldıklarında ne yapacaklarını düşünerek bir şey yapmaktan vazgeçer ya da tedaviyi ileri tarihe erteler. Oysa tedaviye ne kadar erken başlanırsa sonuç o kadar iyi olur. Bu nedenle çiftlerin korkularını yenerek bir an önce tedaviye başlamasında yarar vardır çünkü erken başlanan tedavilerde başarı şansı daha fazladır. Kadının yaşı da bebek sahibi olmasında çok önemlidir. Zamanın ilerlemesiyle kadının yaşı da ilerler ve tedavi başarısızlıkla sonuçlanabilir. Kadınların doğurganlık özelliği 35 yaşla birlikte azalmaya başlar ve bu azalma 38 yaşından sonra hızlanır. 40 yaşından sonra ise bir kadının tüp bebekle gebe kalma olasılığı yüzde 20'nin altına düşer.

Riski var mı?

Tüp bebek tedavisi olmayı düşünen fakat tedavi sırasında uygulanan ilaçların zararlı olduğunu düşünerek tedaviden vazgeçen çiftler de bulunmaktadır. Bu düşüncelere sahip olan çiftler, tedavi için uygulanan ilaçların vücuda zararlı olduğunu, yumurtaları tükettiğini düşünmektedir. Oysa tedavide kullanılan uyarıcı hormon ilaçlarının vücuda kesinlikle bir yan etkisi yoktur. Uygulanan hormon ilaçları vücudun ürettiği hormonlarla aynı yapıdadır. Tek farkı vücudun salgıladığı hormon düzeyinden fazlası kullanılır. Hormon içerikli ilaçlar kilo alma ve kanser yapma gibi riskler taşımaz. Kadınlarda yumurtalıkların aşırı uyarılması en önemli risktir. Aşırı yarım sendromunun şiddetinin artması hastanede tedavi gerektirebilir. Ayrıca yumurta toplama işlemine bağlı olarak karın içinde enfeksiyon oluşumu meydana gelebilir.

Tüp bebek merkezi seçiminde nelere dikkat edilmeli?

Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi tüp bebek merkezinin başarı kriterini oluşturan ilk madde olmalıdır. Merkezdeki uzman hekim, embriyolog, hasta danışmanı, hemşireler, laboratuvar çok önemlidir. Bu bir ekip çalışmasıdır. Kesinlikle titizlik ve disiplin gerektirir.

Etiketler: ,
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler