Rusya’nın Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında “prosedürün BM kararlarının belirlediği çerçeve içerisinde tutulması için emniyet supabı işlevi görebileceği” gerekçesiyle BM Güvenlik Konseyi’nde daha aktif rol edinmek istediği bildirildi.
Fileleftheros, “Emniyet Supabı… Rusya Kıbrıs Sorununda BM Güvenlik Konseyi’nde Daha Aktif Rol Yönünde Hareket Ediyor” başlıklı haberinde Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in Moskova ziyareti çerçevesinde Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile görüştüğünü, “Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve Doğu Akdeniz’deki durumun” gündemlerinin üst sırasında yer aldığını yazdı.
Hristodulidis’in Rusya’nın ezelden beridir Güvenlik Konseyi’nde Rum yönetiminin tezlerinin güçlü bir bacağı olduğuna dikkat çektiğini belirten gazete, şunları yazdı:
“Bu nedenle Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs sorununda daha aktif bir rol edinme yönündeki faaliyetler Kıbrıs hükümetini tatmin ediyor. Özellikle de Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs sorununu Güvenlik Konseyi’nin uzağına itmeye çalıştığı bu konjonktürde. BM Genel Sekreteri’nin yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin atanması çabalarında Türk tarafı BM Güvenlik Konseyi’nin müdahil olmasını istemediğini açıkça ortaya koydu.”
Habere göre Moskova’daki görüşmelerinde Hristodulidis ile Lavrov, Kıbrıs sorunundaki bu gelişmelerle Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin faaliyetleriyle şekillenen durum üzerinde odaklandı. Hristodulidis’in Lavrov’un önüne koyduğu taleplerden biri de BM Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için devam etmekte olan çabalarda başrol oynaması idi ve Lavrov’dan bu yönde katkı istedi.
Hristodulidis Rum yönetiminin, Rusya Federasyonu’nun ezeli tavrını, özellikle de BM Güvenlik Konseyi çerçevesinde 1960 Garanti sisteminin kaldırılması yönündeki net görüşü ve çözümün iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinden çıkamayacağına dair net yaklaşımını takdir ettiğini söyledi.
Hristodulidis Lavrov’a, Türkiye’nin kapalı Maraş’taki “tahrikkar ve yasa dışı” diye nitelediği faaliyetlerinin Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olduğu, Doğu Akdeniz’de sürdürdüğü hareketlerin “hem Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını olumsuz etkilediğini hem de Doğu Akdeniz’deki istikrar ve güvenliği baltaladığı” iddialarını ilettiğini söyledi.
Rusya ile ikili ilişkilerin müstesna bir düzeyde olduğunu da belirten Hristodulidis, Lavrov ile bu ilişkilerin, ortak ilgi alanlarındaki meselelerde ve belirli alanlarda geliştirilmesi perspektiflerini ele aldıklarını anlattı.
Gazete Lavrov’un ise Hristodulidis’e hitaben “Rus tarafı Doğu Akdeniz’deki ve Orta Doğu bölgesindeki durumla görüşlerinizi tamamıyla takdir ediyor” ifadesini kullandığına dikkat çekti.
Alithia ikinci manşet olarak değerlendirdiği haberi, “Türkiye’nin Maraş’taki Faaliyetleri Müsaade Edilebilir Değildir-Müzakereler Derhal Yeniden Başlasın… ‘Kıbrıs Sorunu Mevcut Uluslararası Hukuk Çerçeveleri İçerisinde Çözülsün” başlık ve spotuyla aktardı.
Gazete Lavrov’un özellikle “Rusya’nın iki devlet modelini desteklemesi söz konusu değildir. Eskimiş garantiler Güvenlik Konseyi aracılığıyla yeni garantilerle değiştirilsin” sözlerini öne çekti.
Habere göre Lavrov, Hristodulidis ile dünkü görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada “Rusya, kapalı Maraş’taki tek yanlı adımları verimsiz ve müsaade edilemez buluyor ve Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasındaki güven atmosferini restore edecek toplumlararası müzakereler prosedürünün süratle yeniden başlamasından yanadır” ifadelerini kullandı.
“Kıbrıs sorununun çözümündeki sorunları derinlemesine görüştük. Ortaklarımızın, bizim için çok önemli değerlendirmelerini dinledik, Rusya’nın Kıbrıs sorununun mevcut uluslararası hukuk çerçevesi içinde adil, sürdürülebilir ve kapsamlı çözümünden yana olduğunu teyit ettik” diyen Lavrov, özetle şunları da söyledi:
“Moskova, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında güven atmosferinin restoresine olanak tanıyacak toplumlar arası müzakere prosedürünün süratle yeniden başlaması dışında çözüm alternatifi görmüyor. Moskova ve Lefkoşa, çözümün dış yönlerinin görüşülmesine BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin dahil olmasının çok gerekli olduğunu teyit etti; keza eskimiş mevcut Kıbrıs’ın güvenlik garantilerinin Güvenlik Konseyi aracılığıyla yenileriyle değiştirilmesinden yanayız.
Kıbrıs, zaman içerisinde sınanmış önemli bir ortağımızdır. Sovyetler Birliği, Kıbrıs halkının 1950’lerin sonundaki bağımsızlığını savunma çabalarından yana oldu ve Ağustos 1960’ta Kıbrıs’ın bağımsızlığını ilk tanıyanlardan ve orada diplomatik misyon kuranlardan oldu.
İkili görüşmelerden (Lavrov-Hristodulidis) sonra imzalanan iki anlaşma, özellikle de kriz dönemlerinde insanî iş birliğiyle ilgili olanı çok önemlidir. Bu alanda Kıbrıslı dostlarımızla, Rusya savaş gemilerinin Kıbrıs limanlarına girişi ile de periyodik olarak teyit olan iş birliğimize büyük saygı besliyoruz.”
Haravgi haberi “Lavrov Dış Yönlerin Görüşülmesine Güvenlik Konseyi’nin Katılımını İstiyor… Kıbrıs Sorununa Sadece Uluslararası Hukuk Çerçevesi İçinde Kapsamlı Çözüm”, Politis de “Rusya: Kıbrıs Sorununda Müzakereler Derhal Yeniden Başlasın” başlığıyla verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.