• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Lefkoşa 24 °C
  • Mağusa 25 °C
  • Girne 22 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 25 °C
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sahibine mesajlar
Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Sn. Ersin Tatar, Maraş'ı açacağız. Maraş, Las Vegas olacak dedikten sonra kumarhane sahipleri ellerini ovuşturmaya başlamıştı. Tartışmalar büyüyünce, Türkiye gazeteleri bile Maraş'ın açılacağı yönündeki açıklamalarınızı manşetlerine taşımıştı. Ama Anastasiadis ile yemek yiyen Özersay'ın yediği yemek sonrasında, Türkiye’den getirilen ‘Maden Sodasını ‘ içince, midesi bulandı. Midedekilerini boca edince de ‘Şaka yaptık’ deyiverdi. Tabi bu durumda, sizi ortada bırakarak yalancı konumuna soktu. Sn. Tatar, Hacı amca, ne yani şimdi LAS VEGAS, gelen emir doğrultusunda LOS VEGAS’mı oldu? Zaten LOS yani kayıp, yani hayalet şehirdi? Vallahi, dünya toplansa ve Herkes mutlu olduğu yere gitsin deseler, inan ülke olarak bizler, bize yaşatılanlar nedeniyle sap gibi ortada kalırız.

**

Sn. Kudret Özersay, öncelikle Anastasiadis ile yediğiniz yemek afiyet şeker olsun. Yemekten sonra, Türkiye’den gelen maden suyu yerine yanlışla turşu suyunu içtikten sonra size bir haller oldu diyorlar. Tamam siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesini bulandırır. İçmeyenin ise ağzını sulandırır. Mideniz bulandıktan sonra ne Tatar’ın yalancılığını, nede Vegas yapacağımız Maraş’ı bıraktınız. Golü attım diye sevinirken, yan hakem bayrağını kaldırarak golün off-side olduğunu ve geçersiz olduğunu belirtince, sevincinizi gursağınızda bıraktı. Bu arada tribünleri dolduran seyircilere de ‘Şaka yaptık’ ‘Şaka yaptık ‘ demeniz ilgi ile izlendi. Abdulmutallip amca, halk olarak üç yanlışımız oldu. Özersay’ı toparlanıyoruz hareketi ile tanıdık. Ülkesi için yapmaya hazırım dediklerine güvendik. Siyasete girmem. Parti kurmam ve ülkem için doğruları dile getireceğim sözlerine inandık. Bir doğrumuz oldu. Onu bu artılarından dolayı sevdik.  Ama ne yazık ki, üç yanlış bir doğruyu götürdü dedi.

**

 Sn. Serdar Denktaş, döveceksem, Akıncı’yı ben döverim, başkasına dövdürtmem yaklaşımından sonra Akıncı’ya destek vermeniz halk nezdinde çok olumlu karşılandı. Politikanızı ve Türklük dünyası ile ilgili düşüncelerinizin bilinmesine karşın, Maraş ile ilgili tespitleriniz tamda yerindeydi. Başbakan Yardımcısı Özersay’ın Rum Liderle görüşmesi ayrıca Maraş’la ilgili karar öncesi Cumhurbaşkanı’yla istişare edilmemesinin “en büyük yanlış, hakaret ve saygısızlık” olduğunu söylediniz. Ve Cumhurbaşkanı’nın yıpratılmasına karşı olduğunuzu belirttiniz. Sn. Denktaş, her türlü vaat ile geri kalan ömrünü bizlere verecekmiş gibi seçilerek hayatımıza girenler, nalıncı keseri gibi hep kendilerine yonttukları için ömürlerimizi de yontarak ömrümüzü alır giderler. Ne diyelim?

**

Sn. Hüseyin Özgürgün, dokunulmazlığınızın kaldırılması için imza verdiği söylenen Ersin Tatar ile Kudret Özersay’a yönelik salvo atışlarına başladınız. Namluyu onlara döndürürken, size destek veren UBP tabanına da teşekkür ettiniz. Özersay ile Tatar bana kumpas kurdu ve bunun su yüzüne çıktığını belirtirken, Özersay’ın, Tatar’ın ağzına bal çaldığını ancak bu balın zehir olacağını söylediniz. Bir başka deyişle, ben Sezar gibi arkadan hançer yiyeceğimi bildiğim için zırh koyarak tedbir aldım. Şimdi Brütüs’lerin hesap günüdür imasında bulundunuz. Sn. Özgürgün, sizi ağzında bal olan arı olarak görenlere, ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi de var dediniz. Ayşaba, Hüseyin ovlucuğuma, yol vermek sadece trafikte işe yaramaz, hayatındaki bazı kişiler için de gereklidir ve kullansın dedi.

**

Sn. Aliye Ummanel eşiniz Özersay ile ilgili yayınlamış olduğunuz mesaj, birçok insana kapak olacak nitelikteydi. Seni tanımadıkları zaman, siyasi hırsından hırsıza hırsız diyemeyenlerden önce tanıdım. Bazılarının olmadıkları gibi görünmeye çalıştıkları gibi sende olduğun gibi görünemiyorsun kusura bakma. Hatalarından payını al. Başka hataların yok mu? Var. Belki de en sert eleştirenin benim. Onlarla da yüzleş. Yanında ben varım. Yılma, yılacağın yok zaten. İyi ki seni tanıdım diyorsun. Ve bir eşe zamanlama açısından gönderilebilecek en güzel bir destek mesajını gönderiyorsun. Aliye hn. Mesajınızı bir yerlerinden anladıkları için eleştirenler oldu. Dünyada hiçbirşey yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz. Bu nedenle anlama yetenekleri olmayanlara kızmamanız gerekir. Siyasetin sizi de mutsuz ettiğini görüyoruz. İnsan farklı olabilmek için değil, mutlu olabilmek için yaşamalı. Mutluluk bir kibrit çöpü kadardır. Artık ne kadar yanacaksa ve bu nedenle ağız tadınızı bozmadan eşiniz ile mutlu olmaya bakın.

**

Sn. Mert Özdağ, sen ne yaptın be abim? Kalktın bir çuval pirincin içine bir torba ince çakıl taşını salıverdin. Bir taş ile iki değil 4 kuşu ağaçtan indirdin. UBP içindeki mesajları yayınlayarak, uyuyanları dürterek, esneme faslından gözlerini, bullaga pirili kadar açmalarına neden olarak uyandırdın. Özgürgün, hem Tatar’ı, hemde Özersay’ı göz, gez arpacık diyerek target yaparken, UBP’nin içindeki ‘Tsunami ‘ dalgasını da 3 metreden 10 metreye çıkarttın. Hadde şimdi pirincin içindeki taşları bir bir ayıkla bakalım. Sevgili Mert, bu noktadan sonra bu arkadaşların birbirlerine sarılmaları için önce mangal kadar yürekleri olması gerekir. Tabi, kollar sonra ki iş.

**

Sn. Erkut Yılmabaşar sosyal medyadaki paylaşımınızda, ayni Bakanlığın 2 Dairesi Karayolları ve şu Meşhur istihdamın yapıldığı Telefon Dairesinin, çalışmaları sonucu fiber kablo koptu.  Girne’de internet yok. Bakanlıktan açıklama var mı? Yok. Şeffaflık falan o da yok. Açıklamayı İnternet Sağlayıcıları yapıyor dedin. Sevgili Erkut, 4 gencin bir sel felaketinde hayatını kaybettiği, Ciklos mevkindeki o meşhur olayın raporu da şeffaf bir şekilde açıklandı. Ama o kadar şeffaftı ki, okuyamadık. Ayşaba, bugün bu ülkeye yaşatanların yaptıklarını, zamanı gelince akıtacakları gözyaşları bile temizleyemeyecek. Onların pandoranın seçim kutusundan çıkmak için verecekleri mücadele sonrasında anaları ağlarken, halk olarak bizlerde geride play back yapacağız dedi

**

Sn. Gülşah Sanver Manavoğlu, polisin yapılanmaya ihtiyacı olduğunu, savcılıkta da statüko olduğunu düşünüyorum dediniz. Yargının en bağımsız kurum olduğunu söylerken, kaplumbağa gibi yavaş ve sonuca giderek, ibret verici sonuçlar almakta cesaret göstertmediğini belirttiniz. Ülkenin genelinde bir çöküşün olduğunu ve kurtuluşun, birkaç kişinin yaptığı yolsuzluğun deşifre edilerek suçunu çekmesinden geçer dediniz. Sn. Manavoğlu, vallahi alıştırdınız. Elinize alın kırbacı, olmadı beyzbol sopasını, geçin guluçlarına, bu değdiydi. Bu değmediydi diyerek ver Allah Allah, diyerek, sorunu İskender’in kördüğümü çözdüğü gibi sizde kırbaç ve beyzbol sopanız ile sorunu kökünden çözün. Haaa, bir zamanların meşhuru, Abbas Şerif’ine sordukları bir soruda, o kadar erkeği her gün kılıçtan geçiriyorsun. Neden çocuk olmuyor cevabında olduğu gibi biri yapar biri bozar diye düşünüyorsanız, Abbas’ın Şerif onları ifşa etmemişti, ama siz onları ifşa ederek bir ilke imza atıverin.

**

Sn. Özel Kadıoğlu, mişli geçmiş zaman diliminden beridir, sempati duyduğun, gönül verdiğin UBP’ içinde yaşananlar ile ilgili kaleme aldığın mesajında, Kudret Özersay’ın, Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmaması halinde hükümeti bozacağı tehditline sert çıktın. Yazında, adam birde tehditler savuruyor. Bu özel komite kurulmazsa hükümeti bozarım diyor. Hadde be hodri meydan dememiz gerekmez mi? Bugün bozarsa 2 gün olur diyerek bir yandan Özgürgün’e destek verirken, diğer yandan, UBP yönetimine aklınızı başınıza toplayın. Toplamazsanız, üyeler olarak biz toplarız imasında bulundun. Sevgili Özel, güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında, en güzel çare, dağ ile karı baş başa bırakmaktır. Gün gelip o karlar eridiğinde ve dağ yolunuzu gözleyince, en güzel cevap, başka bir dağdan o dağa selam yollamaktır. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Ümit Bahşi, sosyal medyadaki paylaşımında, polis memurunun evinde uyuşturucu, 3 tane tapanca ve Tarih-i eser vs bulundu. Ha Gayret. Rüşvetçi FETÖ’cü ve diğer çürük elmaları da bulun diyorsun. Sevgili Ümit, kirli bir ırmağı içine alan deniz, kirlenmemesi için göl kadar değil. Okyanus kadar olmalı. Uyuşturucu Baronlarına ulaşmak ne kadar zor ise ve arada çanakçılar, çömlekçiler gümbürtüye giderse, FETÖ’de A-B-C diye sınıflandırılanlar arasında A kategorisine ulaşmak o kadar zordur. Uyuşturucu operasyonlarında olduğu gibi burada da C kategorisinde olan çanakçı ve çömlekçi kadrosu gümbürtüye gidecek. Poliste 85 FETÖ’cü soruşturuluyor denirken rakam 50’ye düştü. Şimdi ise konuşulmuyor. Peki siyaset içindekiler konuşuluyor mu? Damda gezer takyanoz vur beline gazmayı.   

**

Sn. Ozan Nasipoğlu, Jetgaz’ın önünde önce sen daha sonrada bir kadın köpeklerin saldırısına uğrayarak yaralandınız. Jetgaz’ın koruma köpekleri tarafından saldırıya uğradığınız ve saldırı sonrasına Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nden tedavi edildiğinizi öğrendik. Rahmetli annem bize çocuğu olan hep buduna bağlasın derdi. Eh bizde bu sözden hareketle, köpeği olan bahçesine veya iş yerinin içine bağlasın. Ki, birilerine saldırmasın diyelim. Bazı insanların, paranın sağladığı ego ve kibir sonrasında burunlarının kaf dağına ulaştığını sanır. Hâlbuki kibirin, bele bağlanmış taş gibi olduğunu ve hayat denizinde, onunla ne yüzüldüğünü ne de uçulduğunu bilmiş olsalar, başkalarının sağlığını hatta yaşamını tehlikeye atacak böyle sorumsuzca davranmazlar. 

**

Sn. Fırak Borak, Kıyı emniyet şirketinde işe başlayan ve belli bir zaman sonra kaynak olmadığı gerekçesi ile işten durdurulan gençlerimizin, işten durdurulmaları sonrasındaki sitemleri ve çaresizliklerinin seni Karpaz Bölgesinin bir evladı olarak rahatsız ettiğini belirttin. Ve Bakan Tolga Atakan’ın, yaptığı açıklamada, işten durdurulan gençlerimize çözüm bulduğuna vurgu yaptığını, ancak bakanın bu açıklamasının söylemden öteye icraata geçmediğini belirterek yazıklar olsun dedin. Sevgili Fırat, hükümetlerin ilk icraatları, enkaz devraldık diyerek enkaz edebiyatına sarılmaktır. Enkazı kaldırmak için paraya ihtiyaç var denir. Ancak zam yaparken, bir zamda verdikleri vaatler sonrasında erozyona uğrayan ve indirimlerde bile rastlanmayacak ucuzluğa inen güvenirliklerine söz de zam yapsalar diyorum.  

**

Sn. Veleddin Taşkent, sosyal medyadaki paylaşımınızda, şimdi bu efendi çıktı ve Maraş’ı açacağız dedi. Bence olayı siz anlamadınız. Yani çakmadınız köfteyi. O efendi Kahramanmaraş demek istedi ama duyumcuları olayı yanlış izah etti. Haa bu arada söyleyin efendiye, o yol sonuna kadar açık ki zaten dediniz. Sn. Taşkent, söylemesine söylediler de geldikleri noktada ‘Şaka yaptık’ diyerek, bir zamanların meşhur dizi filminin o meşhur ‘Cafer s…..’ bez getir repliğini bizlere hatırlattılar. Cafer s…ı bez getir denirken, çok sorry, ortalık kokudan durulmadığı için oradan kaçtık ve daha sonra ne söylediklerini dinleyemedik.

 

***   

Günün Fotoğrafları

dt0.png

 

sv6.png

 

dv7.png

***

Günün Fıkrası

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler