• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • Lefkoşa 21 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C

Yıldırım: "Bu mesele BM'nin değil, Kıbrıs Türk ve Rum toplumunun meselesidir"

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Kıbrıs'ın, Türkiye ve Yunanistan için çözülmesi gereken bir mesele olduğuna dikkat çekerek, bu konuda Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın ve kendilerinin olumlu düşünceler içerisinde olduklarını söyledi.
Yıldırım: "Bu mesele BM'nin değil, Kıbrıs Türk ve Rum toplumunun meselesidir"

Türkiye Başbakanı Yıldırım, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı değerlendirmede, görüşme sırasında aralarında Kıbrıs'ın da bulunduğu "ayrışılan değil anlaşılan konulara" öncelik verdiklerini söyledi.

Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının insanlığın ortak mirası olduğunu belirten Yıldırım, bu kaynaklar kullanılırken Kıbrıs adasının, kuzeyiyle güneyiyle bütün hakları korunarak çalışma yapılmasının önemi üzerinde durduklarını dile getirdi.

Yıldırım, "Çözümün adil olması lazım, adil yönetişimi sağlaması lazım. Ada'da yaşayan Türk toplumunun, Rum toplumunun gelecekteki güvenliğini de teminat altına alacak bir çözüm getirilmesi lazım." ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği - Türkiye ilişkileri, Avrupa Birliği - Birleşmiş Kıbrıs ilişkileri bakımından da çözümün, gereken garantileri temin etmesi gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, bu konuda daha çok birlikte çalışma ve gayret etme ihtiyacı olduğunu aktardı.

Bir yabancı basın mensubunun, "Güvenlik ve garantiler konusunda Atina'nın tezleriyle ilgili olarak sizin görüşünüz nedir?" sorusuna Yıldırım, şöyle yanıtladı:

GÜVENLİK VE GARANTİLERİN ÇÖZÜMÜYLE İLGİLİ KARAR

"Ömür biter yol bitmez. Her zaman gitmek isterseniz gidecek yol mutlaka bulunur. Biz de bu meselenin çözümünü istiyoruz ama unutulmasın ki bu mesele Birleşmiş Milletler'in (BM) meselesi değil. Bu mesele Kıbrıs Rum ve Türk toplumunun meselesidir. Birleşmiş Milletler bunun çözümü için katkı sağlamaktadır. Bu katkıya da teşekkür ediyoruz ama neticede çözümün her iki toplumu tatmin edecek adil, kalıcı çözüm olarak ortaya çıkması lazım. Geçmişteki anlaşmalardan kaynaklanan garantör konumumuzla Yunanistan ve Türkiye, her iki ülkenin Başbakanı olarak bu çözüme ulaşma konusunda gereken her türlü olumlu katkıyı yapmaya karar verdik. Bu yönde de çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

"KONUŞARAK ÇÖZÜMÜ ÜRETMELİYİZ"

Binali Yıldırım, "Sorunların çözümünün yolu kazan-kazan prensibine göre olmalı, yani iki komşuya yakışır bir şekilde aramızdaki meseleleri konuşmalıyız ve konuşarak çözümü üretmeliyiz." dedi.

Oldukça samimi ve dostça görüşme gerçekleştirdiklerini dile getiren Yıldırım, baş başa ve heyetler arası görüşmelerde gerek ikili konuları gerekse Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye ilişkilerini, Kıbrıs'ı, Doğu Akdeniz'i konuştuklarını, Ege Denizi'ndeki konuları samimiyetle ele aldıklarını belirtti.

Yıldırım, Türkiye ve Yunanistan'ın ortak coğrafyayı paylaştıklarını hatırlatarak, "Coğrafya kaderdir, dolayısıyla gelecek de sevinç de kader de ortaktır. O bakımdan ayrıştığımız konuları değil anlaştığımız konuları daha öncelikli ele alarak, iki ülke arasında ilişkileri ileri taşımak hem ekonomi hem yatırım hem turizm hem de sosyal ve kültürel alanda yeni boyutlar kazandırmak şüphesiz çok daha faydalı olacaktır. Tabiatıyla sorunları da görmezden gelemeyiz. Sorunların çözümünün yolu da kazan-kazan prensibine göre olmalı, yani iki komşuya yakışır bir şekilde aramızdaki meseleleri konuşmalıyız ve konuşarak çözüm üretmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Türkiye-Yunanistan arasında çok büyük potansiyel olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Geçen sene Türkiye'den adalara 800 bin civarında turist ziyareti olmuş. 600 bin Yunanistan'dan Türkiye'ye ziyaret olmuş. Ama bu rakamlar potansiyeli tam yansıtmıyor, gerçek potansiyel bunun da çok üzerinde. O bakımdan adalara gidiş gelişler Schengen sistemi içerisinde esnetilebilirse bu turizm faaliyetlerinin çok daha hızlı şekilde artacağını düşünüyorum. Bu iki ülkenin dostluğunu, kaynaşmasını da pekiştirecek, buna katkı sağlayacak. Belki bu işin en güzel yolu AB'nin geçen yıl söz verdiği vize muafiyetini öncelikli olarak hayata geçirmesiyle mümkün. Bu konuda da şartlar müsaittir. O bakımdan eğer Avrupa Birliği Türkiye ilişkilerinde yeni bir boyut görmek istiyorsak belki Birlik, bu konuya öncelik vererek işe başlayabilir."

Bir basın mensubunun sorusu üzerine Yıldırım, "Enerji konusunda iş birliğimiz devam ediyor. TANAP'ın devamı TAP inşaatı İtalya güzergahında yapılıyor. Aynı zamanda Rusya ile yapacağımız Türk Akımı Projesi'nin de yine Balkanlar başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine enerji güvenliği sağlama konusunda açık olacağını da ifade etmek isterim. İster Bulgaristan ister Yunanistan üzerinden diğer Avrupa ülkelerine de bu hattın uzaması söz konusu olacak. Burada herhangi bir sorunumuz yok. Gerek Ege'de gerek Akdeniz'de kaynakların kullanılması konusunda da karşılıklı iş birliği, kazan-kazan esasına göre çalışmaları destekliyoruz." yanıtını verdi.

Türkiye'nin, AB'ye tam üyelik sürecindeki bir ülke olduğunu dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"ARTIK BUNLAR GERİDE KALDI"

"Bu süre içinde Yunanistan'ın, Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin katılması konusunda hep yapıcı tutum içinde olduğunu biliyoruz, bunun için teşekkür ediyoruz. Hatırlanmalı ki son bir yıl içinde Türkiye önemli olaylar yaşadı. Bunlardan biri yıl dönümüne yaklaştığımız 15 Temmuz darbe girişimidir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bazı Avrupalı dostlarımız, ne yazık ki beklediğimiz tepkiyi ve desteği göstermediler. Tabii darbe sonrası yaşananlar ve daha sonra Türkiye'de anayasa değişikliğine yönelik süreç içerisinde yine Avrupa Birliği maalesef burada olumsuz bir tutum içerisine girdi. Bunların ilişkilerimizin olumlu yönde gelişmesi için hiçbir katkısı yok. Artık bunlar geride kaldı. Avrupa Birliği ile Türkiye, yeni bir vizyonla yeni bir başlangıç yapmak istiyor. Bu konuyu açık ve seçik olarak Sayın Cumhurbaşkanı'mız, geçtiğimiz haftalarda Brüksel'de yapılan toplantıda ortaya koydu."

"ANLAŞMANIN KALAN KISIMLARI BİR AN ÖNCE YÜRÜRLÜĞE KONULMALI

Başbakan Yıldırım, geçen yıl 18 Mart'ta imzalanan AB ile Türkiye arasındaki anlaşmanın çok ciddi bir heyecan oluşturduğunu, anlaşmada, vizelerin kaldırılması, göçmen sorununun çözüme kavuşturulması ve Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı 3 milyondan fazla mültecinin yükünün azaltılması için mali destek sağlanması, Geri Kabul Anlaşması olduğunu söyledi.

Anlaşmanın kısa süre içinde akamete uğradığını belirten Yıldırım, "Buna rağmen göç meselesinin Avrupa için, ülkemiz için, Yunanistan için önemli bir problem olduğu bilinciyle biz anakaradan adalar üzerine geçişi önemli ölçüde kontrol altına aldık. Bu noktada bir başarı sağlandığını ifade etmek isterim. Temennimiz ve beklentimiz, Avrupa Birliği'nin bundan sonra anlaşmanın geri kalan kısımlarını bir an önce yürürlüğe koymasıdır. Bu konuda değerli dostum Çipras'ın olumlu katkısını da ifade etmek isterim." diye konuştu.

"TERÖR İNSANLIĞININ BAŞININ BELASIDIR"

Başbakan Yıldırım, Çipras'la terör konusunu da görüştüklerini aktararak, "Terör insanlığının başının belasıdır. Bugün terörden çekmeyen, terörden bedel ödemeyen ülke yok. Gün geçmiyor ki Avrupa'nın bir şehrinde veya dünyanın bir yerinde bir terör olayı olmasın. O bakımdan terör olayına bakarken farklı standartları bırakıp, terörün insanlığın ortak tehdidi olduğu gerçeğiyle hareket etmek mecburiyetindeyiz. Özellikle Suriye ve Irak'ta yaşananları, Türkiye'nin terör konusunda karşı karşıya kaldığı riskleri dikkate alırsak Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye ve Yunanistan'dan geçtiğini söylememiz yanlış olmaz. Türkiye ile Yunanistan, bir anlamda Avrupa'ya bölgeden yayılan terör konusunda çok önemli bir görevi ifa ediyorlar. Avrupa Birliği'nin bu gerçeği daha iyi görmesi ve bundan sonraki ilişkilerimizi de ona göre ele almasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Görüşmede Ege Denizi'ndeki ihlallerin de görüşüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Ege'de ihlaller tek taraflı olmuyor, karşılıklı oluyor. Amacımız bu ihlalleri asgari düzeye indirmek ve buradaki olayı tırmandırmamak. Bunun yolu da sizin de ifade ettiğiniz gibi doğrudan iletişim. Zaman zaman karşılıklı biz görüşeceğiz, mahiyetimizdeki danışmanlarımız, bakanlarımız bu konular üzerinde çalışacak. Nihayet her iki ülkenin askeri yetkilileri de bir araya gelerek, bu konular üzerinde bir ortak akıl bulmak için gayret gösterecekler. Bunun zemininin var olduğunu gördüm."

"DARBECİLER, İLİŞKİLERE DARBE VURMASIN"

Yunanistan'a kaçan darbeci askerlere ilişkin bir soruya karşılık Yıldırım, "Biz, ülkemize karşı açık darbe yapan kişilerin iadesini arzu ederiz, isteriz. Yargı ile idarenin işlevi hukuk devleti olan her ülkede ayrıdır. Biz de bunu söylüyoruz. Yargı kendine ait kararları verecek, idare de kendi inisiyatifindeki işlevi yapacak. Fakat Türkiye hakikaten zor günler geçirdi. Hukukun verdiği karara saygılıyız ama istiyoruz ki darbeciler, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilere darbe vurmasın." değerlendirmesini yaptı.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler