• BIST 9226.86
  • Altın 2947.706
  • Dolar 34.3538
  • Euro 36.7108
  • Lefkoşa 14 °C
  • Mağusa 12 °C
  • Girne 16 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 12 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 3 °C

Susuz Kalmayın

Susuz Kalmayın

suVücudumuzun ne kadar çok suya ihtiyacı olduğunu siz de biliyorsunuzdur. Zira ilkokuldan beri bizlere öğretilen bilgilere göre neredeyse yüzde yetmiş beş oranında sudan oluşuyoruz ve bu oran bazı organlarımızda daha da yüksek olabiliyor. Fiziksel olarak sağlıklı bir şekilde hayatımızı devam ettirebilmemiz için gereken bu yüksek su miktarını korumalıyız ve susuzluğun vücuda etkileri ile sonuçlarından elimizden geldiğince kaçınmalıyız.

 

Yapılan araştırmalara göre bedenimizin her bir yanına gereken mineral ve diğer maddelerin taşınabilmesi için yeterli bir su tüketimine ihtiyacımız var çünkü kanımızın fazla yoğunlaşması gereken tüm dokulara girişini engelliyor ve böylece daha az maddeye erişebilen dokularımız yaşlanma, kırışma, hastalıklara açık hale gelme gibi sorunlarla karşılaşıyorlar. Kısacası vücudunuzun tamamına ulaştırılması gerekenleri sadece o maddeleri tüketerek değil aynı zamanda yeterli miktarda su içerek tamamlayabilirsiniz.

 

Aynı zamanda hücre içlerindeki iletim kısımlarının ve sinir uçlarının elektrik iletiminin de suya ihtiyacı olduğu bilinmektedir ve uzun süreli susuzluk durumlarında kişilerde doğru tepkiler verememe, anksiyete durumları ve huzursuzluk gözlenebilmektedir. Sağlıklı bir beyin ve sinir sistemi yapısı için susuzluğa karşı önleminizi almalısınız.

 

Hücrelerimizin işleyişinde doğru asit baz dengesinin kurulması da sağlıklı bir şekilde yaşayabilmemiz için gerekli. Sürekli olarak işleyen ve atık olarak asidik bir ortam üreten hücrelerimizin yeniden baz ortamına geçebilmesi için asidi su ile dışarı atması ve yeni su ile baz ortamı yaratması gereklidir. Bu döngü doğru şekilde sağlanamadığında hücrelerin bağlı oldukları dokularda çeşitli hastalıklar, ağrılar ve sorunlar baş göstermektedir.

 

Özellikle sıcak iklimlerde yaşayanlar maalesef su tüketimlerine yeterince dikkat etmediklerinden dolayı susuzluğun yan etkileri ile boğuşmak zorunda kalıyorlar ve erken yaşlanma belirtileri, yorgunluk, sarkmalar ve kırışıklıklarla daha kolay karşılaşıyorlar. Bunun için günlük en az sekiz ila on bardak su içilmesi gerektiğini unutmamalısınız.

 

Çok ileri derecede susuzluk meydana geldiğinde, bir süre sonra bedeniniz kimyasal dengesini korumayı başaramayacaktır ve bunun sonucunda ölüm meydana gelecektir. Günlük hayatta çok az su tüketimine bağlı anlık rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybedenler olduğu dikkate alındığında kesinlikle atlamamanız gerekenler arasında sıvı tüketiminin yer aldığını görebilirsiniz.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler