Dışişleri Bakanı Ioannis Kasoulides, hükûmetin Kıbrıs sorununa çözüm için müzakerelerin başlaması hareketliliğini ve koşullarını yaratmak için çalışmaktan hiçbir zaman yorulmayacağını söyledi.
Mağusa belediyesinin düzenlediği etkinlikte konuşan Kasoulides, tek yolun diyalog olduğunu, ulusal politikayı yeniden tesis etmeye götürecek başka bir seçenek olmadığını, tek seçeneğin Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler parametreleri esasında bir çözüm olduğunu vurguladı ve Kıbrıs Türk liderliğinden kendi toplumunun beklentilerine yanıt vermesini istedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni cumartesi günü düzenlenen etkinlikte temsil eden Dışişleri Bakanı Kasoulides, bu yılın, yerlerinden edilmenin ve göçmen haline gelinmenin 48’inci yıldönümü olduğunu belirtti.
Mağusa’yı, terk edilmişliğin yıkıcı merhametine kalmış bir ışık ve su, güzellik ve keyif şehri olarak tanımlayan Ioannis Kasoulides, burada vaatler, eleştiriler, yeniden seçilme ve açıklamalar için bulunmadığını, hükûmetin Mağusa’yı kurtarmak için ısrarlı çabalar gösterdiğini, bir tek şeyin kesin olduğunu belirtti; “O da Kıbrıs sorununu çözmek için müzakerelerin başlamasına yönelik ön koşulları ve hareketliliği oluşturmak için sistemli olarak çalışmaktan hiçbir zaman yorulmayacağımızdır” dedi ve şöyle devam etti:
“Diyalogdan başka ne yol vardır ne de ulusal politikamızı yeniden tesis edecek başka bir seçenek vardır.”
“Tek seçenek Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler (BM) parametrelerine göre bir çözümdür. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yeniden birleştirecek ve kurumsal bir çerçevede işleyebilir bir sisteme dönüştürüp yavaş yavaş geliştirecek, Devlet’in düzenli ve yapısal bir şekilde işleyebilmesinin, tüm halk için güvenlik ve refahın koşullarını sağlanabilmesinin tek yolu budur.”
“Biz BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarının sağladığı, siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu kabul edilmiş bir çerçeve esasında Kıbrıs sorununa yaşayabilecek bir çözüm bulunması için çalışacağımız taahhüdüne bağlıyız. Bu çözüm, halkı ve ülkeyi yeniden birleştirecek, işgale ve oldubittilere son verecektir.”
Konuşmasında tellerle çevrili Varoşa bölgesinde Türkiye’nin yasa dışı faaliyetlerinden de söz eden Dışişleri Bakanı, bu faaliyetlerin karada yeni oldubittiler yaratıp sağlamlaştırmaya yönelik bir politikanın parçası olduğunu, bunların Konsey’in kapalı oturumlarında gündeme gelen Mağusa’yla ilgili Güvenlik Konseyi başkanlığının tüm açıklamalarında, BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararlarında yer alan maddelere ve bu kararların ruhuna karşı olan şeyler olduğuna dikkat çekti.
Kasoulides, hükûmetin Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin uzatılmasıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi’nin son kararını memnunlukla karşıladığını ifade etti ve orada Kıbrıs’la ilgili tüm kararların tekrar edildiğini ve taraflardan, BM çerçevesine göre iki bölgeli, iki toplumlu federasyon esasında bir çözüm bulunmasının istendiğini hatırlattı.
Ioannis Kasoulides, Türkiye’nin uluslararası hukuku görmezden gelmesine ve çifte standart politikası uygulamasına izin verilemeyeceğini, son yedi aydan beri tüm temaslarında, Türkiye’nin yasa dışı faaliyetlerini kınayan muhataplarından destek aldığını bildirdi.
Kasoulides konuşmasında, hükûmetin son birkaç aydan beri sunduğu Güven Artırıcı Önlemler paketine de değindi; Önlemler samimi ve cesurca olduğunu, uygulanmalarının her iki toplumun karşılıklı faydasına olacağını belirtti.
Dışişleri Bakanı, Önlemler paketinin, iki devletli bir politikada ısrar eden, müzakerelerin başlaması için Kıbrıs Türk toplumunun egemen eşitlik statüsünün tanınmasını isteyen Kıbrıs Türk tarafının görüşlerinin kabul edilmez olduğunun ve yeniden birleşme hedefine ters düştüğünün altını çizdi.
Kasoulides, Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı’na bir mektupla karşı öneriler yaptığını, bunların iki taraf arasında bir diyalog için ortak bir istek olup olmadığından emin olmak için dikkatle inceleyeceklerini bildirdi.
Ioannis Kasoulides şöyle devam etti:
“Kıbrıs Rum tarafını endişelendiren istikrar ve kördüğümdür. Endişe ve hayal kırıklığı yaratan budur.”
“Biz şehrimizi geri istiyoruz. Kınamalar, BM kararları ve önermeler yeterli değildir. Biz Mağusa’yı geri istiyoruz. Biz bütün şehirlerimizi ve köylerimizi geri istiyoruz.”
“Kıbrıs Türk liderliğinden, Kıbrıslı Türklerin beklentilerine yanıt vermesi, seslerini duyması, Kıbrıslı Türklerin sosyal oryantasyonunu ve laikliğini değiştirmemesi için çağrı yapıyoruz.”
“Kıbrıs Türk liderliğinden, iki devletli bir çözüm için mantıksız ve aşırı taşkınlığını bırakmasını, Güven Artırıcı Önlemler temelinde bir diyaloğun başlaması için gerekli istekliliği göstermesini istiyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.