• BIST 9926.26
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • Lefkoşa 27 °C
  • Mağusa 29 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 27 °C
  • İskele 29 °C
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 27 °C

“Su akıyor hükümet bakıyor”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yurttaşlarla buluşmak için sürdürdüğü bölge gezileri kapsamında İskele bölgesini ziyaret etti.
“Su akıyor hükümet bakıyor”

CTP’den yapılan açıklamaya göre, Erhürman, Sanayi Bölgesi ve İskele Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği’ni, ayrıca Yedikonuk’u ziyaret etti; Yedikonuk’ta  bir de toplantı düzenledi.

Erhürman, toplantılarda, İskele’de çarşının da Sanayi Bölgesi’nin de boş olduğunu, esnafın haklı olarak şikayetçi olduğunu, İskele’nin bu üzücü durumu karşısında elleri kolları bağlı oturamayacaklarını, bölgeyi kalkındırma planlarını buranın insanlarıyla birlikte hayata geçireceklerini belirtti.

Erhürman, Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği yöneticileriyle yaptığı toplantıda sorunları dinledi ve önerileri not etti.

“İSKELE’NİN KALKINMASI İÇİN BİR VİZYON ŞART”

CTP Genel Başkanı Erhürman, İskele’de sokakların boş olmasının, esnafın iş yapamamasının basit bir sebebi olduğunu, bölgede ciddi bir planlamayla öğrenci ve turistleri çekecek cazibe merkezleri yaratılmadığını belirtti. Erhürman, “Eğer siz burada esnafla birlikte insanlar için cazibe merkezleri yaratamazsanız 10 tane üniversite de açsanız o öğrenci buradan çıkıp Mağusa’ya gidecek ve orada vakit geçirecek” dedi.

Esnafın bir planlama doğrultusunda gündeme getirilecek teşviklerle hareketlendirilmesi gerektiğini söyleyen Erhürman, insanların yaratıcılıklarının, girişimciliklerinin önemli olduğunu ancak bunun tek başına yeterli olamayacağını, devletin bölgeye ilişkin bir politikası, planlaması, projeleri ve bu doğrultuda desteği olması gerektiğini kaydetti.

Erhürman, şunları dile getirdi:

“Bunu başarabilirsek neden turist buraya gelmesin? Buraya yeni bir üniversite değilse bile, var olan büyük üniversitelerimizin birkaç fakültesi taşınabilir. Turistleri ve öğrencileri burada tutmak için esnafla birlikte projeler planlamak gerekir. Burası şu anda turistler ve öğrenciler için cazip bir yer değil. Yabancılara ait bir sürü ev var ancak bunlar yılın sadece birkaç ayında dolu oluyor. Üniversite veya birkaç fakülte fikrini Meclis’te tartışmaya açacağız. Ancak bunun yeterli olmadığını, bununla birlikte İskele için yeni bir vizyonla, yeni bir planlamayı, projeleri ve bu yöndeki desteği gündeme getirmemiz gerektiğini bilmemiz gerekir”.

“NEYİ NASIL YAPACAĞIMIZI KONUŞMAYA BAŞLAMALIYIZ”

Yapılmaya çalışılan her işte, her yeni öneride, kötü, eleştirilecek bir yan arama, neyi neden yapamayacaklarını konuşma yerine, neyi nasıl yapabileceklerini, nasıl olup da bu üretken olmayan yapıyı üretken bir vizyonla değiştirebileceklerini konuşmayı tercih ettiklerini belirten Erhürman, “gerçekten insanların hayatına nasıl dokunuruz derdimiz bu. Kimileri bağırmadan çağırmadan, öfkelenmeden haz duyar ama bu kimsenin karnını doyurmaz. Kıbrıs sorununda kapsamlı çözüme bir an önce uğraşmak en büyük arzumuz ve bunun için çok çalışıyoruz, çalışacağız. Ama Kıbrıs Sorunu çözülse de çözülmese de İskele’de insanlar yaşıyor ve burada yaşayan insanların üretip kazanmaları lazım. Ama şimdi üretim de yok, kazanç da yok. Eğer hiçbir şey yapmadan oturup beklersek Kıbrıs Sorunu çözülse de bu durum yine değişmeyecek” dedi.

“SU AKIYOR HÜKÜMET BAKIYOR”

Erhürman, Türkiye’den gelen su konusunda hükümetin kılını dahi kıpırdatmadığını, “su akar hükümet bakar” durumuyla karşı karşıya olunduğunu savunarak; “Ortada su ile ilgili çok yoğun tartışmalar sonucunda imzalanmış bir sözleşme var. Su geldi ve bizim bu suyu doğru biçimde kullanmayı ve onun yanı sıra ülkedeki yağmur sularını ve atık suları nasıl değerlendireceğimizi planlamamız, bu sayede akiferlerimizi nasıl zenginleştireceğimizi programlamamız lazım” dedi.

Bu konuda bir ilerleme olmadığını belirten Erhürman, CTP’nin hem Türkiye’den gelen suyu, hem de kendi suyumuzu ekonomiye kazandırmak istediğini ifade etti.

Erhürman şöyle konuştu: “Bizim CTP olarak derdimiz buydu, hala da bu. Türkiye’den gelen suyu belediyelerimize nasıl daha ucuza sağlayabiliriz, bu suyu tarımda uygun fiyatlarla nasıl kullanabiliriz ve kendi kaynaklarımızı doğru kullanarak nasıl daha da artırabiliriz mesele bu. Ama bu hükümetin böyle bir meselesi yok. Onların tek derdi adil olmayan biçimde menfaat dağıtmak.”

YEDİKONUK  DA EKO AGRO TURİZMİN KAPSAMINDA

Yedikonuk’ta düzenlenen toplantıda, Yedikonuk’un Büyükkonuk’a dahil olduğunu, oysa bu köyde var olan eko-agro turizm potansiyelinin hiçbir biçimde değerlendirilmediğini, aynı şeyin yine aynı kapsamda olan Kaplıca için geçerli olduğunu söyleyen Erhürman, Büyükkonuk gibi Yedikonuk ve Kaplıca’nın da eko-agro turizm kapsamında değerlendirilmesi gerektiğin söyledi.

Bu bölgenin harubunun, zeytininin değerlendirilmesi için yeni projeler hazırlanması, özellikle zeytinle ilgili halihazırda var olan projeye Yedikonuk’un da dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Erhürman bölgenin potansiyelinin görmezden gelinecek, harcanacak bir potansiyel olmadığını vurguladı.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler