Uzun süredir yaşadığı Fransa’nın Normandiya bölgesinden, Cambridge’de bulunan Fitzwilliam Müzesi’ndeki sergisini görmeye gelen David Hockney The Guardian gazetesine bir röportaj verdi.
Eşcinsel ilişkileri eserlerine açıkça taşıyan ilk modern ressam olan 84 yaşındaki Hockney, 60’larda Paris’ten yayılan bohem ruhun yarattığı özgürlük ortamının bir daha yaşanmayacağını düşünüyor: “Muhtemelen şimdiye kadar yaşadığımız en özgür dönemdi. Artık bittiğini anlıyorum, bu yüzden kendimi Normandiya’da sigara içebileceğim ve istediğimi yapabileceğim güzel bir eve kilitledim.”
Harry Styles’i çizmek kolay olmadı
David Hockney eskiyi özlemle ansa da popüler kültürden kopmuş değil. En son gazeteye verdiği uzun röportajda, İngiliz şarkıcı Harry Styles’ın portresini yaptığını ancak tanımadığı birini çizerken zorlandığını söylüyor: “Resimlerimde çoğunlukla arkadaşlarımı tanıdığım insanları çiziyorum. Birini çiziyorsanız yüzünü biraz tanıyor olmanız lazım.”
Picasso’ya hayranım
Sanatçı Picasso’ya olan hayranlığını da dile getiriyor. Fotoğraflar bize bir insanın ya da manzaranın nasıl göründüğünü gösteriyor. Halbuki bunu göstermek o kadar kolay değil. Picasso kübizmle fotoğrafı andıran resimleri reddetti ve birinin ya da bir şeyin gerçekten ne olduğunu gösterdi.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.